Sir / YunSang

2K 56 63
                                    

"Bay Jeong istediğiniz evrakları getirdim."

"Teşekkürler Yeosang. Şimdi oturabilirsin."

Yeosang, Yunho'nun asistanı olduğu için aynı odada çalışıyorlardı.

Yeosang kendi masasına geçerek bilgisayardaki kalan işlerini halletmeye devam etti. Yunho ise gözleri ile Yeosang'ı yemeye.

Yunho ilk günden beri Yeosang'ı arzuluyordu ve bunu belli etmekten de çekinmiyordu. Yeosang ise buna aldırış etmemeye çalışıyordu.

Dakikalar saatleri kovalarken Yeosang sıkıntılı bir nefes verdi. Kravatını hafif gevşetirken kendisine koyu gözlerle bakan patronu ile duraksadı. Zaten onun bakışları yüzünden daralmıştı.

"Bir şey mi istiyordunuz?"

"Evet."

Yeosang yerinden kalktı.

"Ne isterdiniz efendim?"

"Kapıyı kilitleyip şu perdeleri indirir misin lütfen."

Yeosang patronunun dediklerini yaptı. Bu sırada Yunho Yeosang'ın giydiği dar pantolondan belli olan dolgun kalçalarını kesiyordu. Dudağını yalayarak oturduğu sandalyede bacaklarını araladı. Bu sarışın kesinlikle ona iyi gelmiyordu.

Sarışının, dediklerini hallettiğini gördüğünde eliyle işaret vererek yaklaşmasını istedi. Yeosang çekingence koyu kahverengi masaya yaklaştı.

"Buyurun efendim?"

"Yanıma gel derhal."

Yeosang başını saygıyla eğerek hemen Yunho'nun yanına geçti. Siyah saçlı, damarlı elini sarışının beline koyarken içindeki ateşin ne kadar yükseldiğini hissetti.

"Soyun."

"Anlamadım, ne?"

"Üzerindekileri çıkar."

Yeosang gözlerini kocaman açarak patronuna baktı.

"Ama e-"

"Ben mi soyayım?"

"Hayır..."

Yeosang arkasını dönerek yavaş bir şekilde üzerindekileri çıkardı. Ilk kez birisi önünde çıplak kalmıyordu ama bu daha farklı bir şeydi.

Tamamen her şeyi çıkardıkten sonra siyah saçlı olana döndü ve başını eğdı. Kesinlikle göz göze gelmek istemiyordu.

Bir fermuar sesi işittiğinde Yunho'nun pantolonunu çıkardığını anlamıştı. Derin ama sessiz nefesler vererek olacakları beklemeye başladı.

"Kucağıma otur."

Yunho otoriter sesle konuştuğunda Yeosang hemen başı ile onaylayarak Yunho'nun dizlerinin biraz üzerine oturdu.

"Aferim, uslu şey seni. Daha önce yaptın mı hiç?"

Sarışın olan başını sallayarak hayır derken Yunho sarışının çenesinden tutarak kendisine bakmasını sağladı.

"O zaman yüz üstü masaya uzan."

Yeosang siyah saçlının dediklerini ikiletmeden masaya uzanmıştı. Bacaklarını ikiye ayıran eller ile dudaklarını dişledi.

Deliğinin etrafında hissettiği soğuk parmaklar ile gerilmişti.

"Gerilme, sal kendini. Sakın kendini sıkma yoksa daha da acır."

Yeosang dudaklarını dişleyerek başıyla onaylamıştı. Yunho onayı aldıktan sonra ne zaman sürdüğü belli olmayan kayganlaştırıcı surülü orta parmağını yavaş bir biçimde dar deliğe ittirdi. Yeosang hissettiği şey ile çığlığa benzer acı dolu bir inleme bırakmıştı odaya. Eliyle hemen ağzını kaparken gözleri hızla dolmuş ve de ağlamaya başlamıştı. Yunho bir tolerans göstererek beklemeyr başladı alışması için.

"Inlemelerini tutmana gerek yok. Duvarlar ve camlar ses geçirmez."

Bir süre sonra Yeosang ağlamayı kestiğinde ve kalçasını Yunho'nun parmağına ittirdiğinde uzun olan sırıtmıştı. Işaret parmağını da yavaşça deliğe gönderdikten sonra makas hareketi yaparak deliği genişletmeye çalıştı. Yeosang ise, uzun parmaklar duvarlarına her çarpışında kısık kısık inlemeler bırakıyordu.

Yunho yeteri kadar genişlediğini düşünerek parmaklarını çektiğinde Yeosang refleks ile inlemişti. Daha fazlasını istiyordu. Uzun olan yüzündeki sırıtış ile eline kayganlaştırıcı dökerek penisine sürdü. Penisine iyice yedirdikten sonra parmağınd kalan kalıntıları da Yeosang'ın deliğine sürdü. Penisini çekiştirerek Yeosang'ın kalçasına yaklaştı.

"Şimdi daha büyük bir şey girecek ama kendini sıkmamaya özen göster güzelim. Canın çok az yanabilir."

Bu dediklerinden hemen sonra penisinin başını, genişletmeye çalıştığı deliğe itekledi. Yeosang deliğinde hissettiği daha kalın şey ile dişlerini sıktı.

"Lütfen hemen sok, dayanamıyorum..."

Yunho gülerek bir elini Yeosang'ın beline koydu ve okşadı.

"Bu acıtacak."

Hızla ve sert bir biçimde kendisini ittirdiğinde penisinin tümü Yeosang'ın içerisindeydi.

Yeosang gözlerini kocaman açarak acıyla inledi.

"Ah Yunho!"

Uzun olan ismiyle inlenmesinden dolayı dudaklarını yalarken, durmaksızın hızlı gelgitler yapmaya başladı.

"Midemde hissediyorum."

Yeosang'ın zar zor kurduğu cümle ile Yunho'nun gururu okşanmıştı. Diğer elini de belinin diğer tarafına koyarak hızlı gelgitlerine devam etti. Yunho'nun uylukları her Yeosang'ın kalçasına çarpışında Yeosang'ın penisi de kahverengi masaya sürtünüyordu.

Sarışın olan aldığı zevk ile gözlerini kapayarak inlemeye başladı. Elleri ise sıkıca masayı tutuyordu. Sarışının ağzı yavaşça aralanırken Yunho bir elini Yeosang'ın penisine yerleştirdi.

Deliğe giriş çıkışlarıyla aynı şekilde sarışının penisini çekmeye başladı. Yeosang artık dayanamayacağını hissediyordu ve sürekli inliyordu. Bacakları titremeye başlarken Yunho hâla durmak bilmiyordu. Yeosang içindeki penisin her geçen saniyede biraz daha büyüdüğünü hissediyordu. Masaya sıkıca tutunarak gözlerini sıkıca kapattı, bu sırada menileri kahverengi masanın bir çok yerine ve zemine sıçramıştı. Kendisinin gelmesi ile rahatlarken hâla gelmeyen Yunho ile dudaklarını dişledi.

Uzun olan sonuna geldiğini hissediyordu. Kendini sarışının üzerine vererek biraz daha hızlandı. Odada Yeosang'ın iniltileri ve birbirine çarpan beden sesleri dışında bir de dikkatle dinlerseniz Yunho'nun derin nefesleri duyuluyordu. Siyah saçlı olan artık dah fazla tutamayacağını söyleyerek menilerini deliğe bıraktı.

Yeosang içindeki sıcaklık ile son kez inlemişti.

Yunho ellerini masaya dayayarak derin derin nefesler almaya çalıştı. O sırada Yeosang'ın içinden hala çıkmamıştı.

Kendine geldiğinde penisini sarışının deliğinden çıkararak sandalyeye oturdu.

"Öyle kal, sakın kıpırdama."

Elleri ile kalça yanaklarını çekiştirdi ve kendi menisinin aktığı deliğe yakından baktı. Yeosang nefes alıp verdikçe deliği kasılıp gevşiyordu ve meniler yavaş yavaş dışarıya akıyordu. Yunho parmağının birini içeriye iterek deliği temizlemeye başladı. Sarışın olan gözlerini kapayarak inlememek için dudaklarını birbirine bastırdı. Uzun olan menileri dışarıya çıkardığında son kez diliyle deliğin etrafını yaladı. Yeosang'ın bedeni titrerken Yunho penisini kurulayarak odadan çıktı. Yeosangda hızla üzerini giydi. Sarışın olan da odadan çıktı ama hesaba katmadığı şey lacivert pantolonundan belli olan ıslaklıktı.

Ateez and Yeosang [M]Where stories live. Discover now