29. Bölüm (Bulut'tun sürprizi)

54 35 45
                                    

Aklıma gelen şeyle durdum. Hemen telefonumu aldım. Gizli numaraya girdim. Ama bu sefer mesaj atmak yerine engelledim.

Evet engelledim. Yalan söylüyordu o. Ablam beni seviyordu. Hiç bir zaman yüz karasıda olmadım. Olmıcam.

Hazır Bulut'lar yokken. Biraz bahçeyi mi turlasam? Çiçeklerle ilgilenmeyi severim. Hem bahçede dolaşıp temiz hava almakta çok güzel bir şey.

Üstüme kazağımı giyinip odamdan çıktım. Bahçeye indim. Kocaman bir bahçeydi.  10,15 dakika civarı bahçede boş boş yürüdüm.

Arkamdan gelen sesle arkamı döndüm. "Gece?" Diyordu ses. Dönüp baktım. Murat beydi. Gülümsedi,gülümsedim.

"Bu gün okula gitmemişsiniz." Dedi. "Evet öyle oldu." Dedim. "Sizle bir şey hakkında konuşmak istiyorum. Tabi eğer müsaitseniz." Dedi Murat bey.

"Tabi." Dedim Murat bey yanıma geldi ve yürümeye başladık. "Artık oğlumla sevgilisin. Ve sana Bulut hakında bir şeyler demek istiyorum." Dedi Murat bey.

"Bulut'tun annesi Pınar." Dedi ve durdu Murat bey. Sözüyle durduğu gibi yürümeyide bıraktı. Bende durdum ve "Biliyorum öldü." Dedim. Sesim kısık çıkmıştı.

"Allah rahmet eylesin." Dedim. Murat bey bana baktı. Gözlerinde şaşkınlık vardı. "Siz nasıl." Dedi Murat bey.

"Kerem. Bir kere Bulut çok üzülmüştü. "Annem gibi bırakma beni." Demişti. Kerem'e gidip sormuştum. Israrım üzere söylemişti." Dedim.

Murat bey hafifçe tebessüm etti. "Ve oğlum Bulut'tan veya Kerem'den nefret ettiğimi düşünüyorsun. Değil mi?" Dedi Murat bey.

Şaşırmıştım. Ne dicektim ki? "B-ben ş-şey." Diye kekeledim. Sesim fısıltı halinde çıkmıştı. Ansızın birden Murat bey kahkaha attı. Şaşkınca ona bakttım.

10 saniye sonra sakinleşti. Şaşkın gözlerimi anlamış olucakki konuşmaya başladı. "Bu konuda Bulut ve Kerem'in bilmediği bir şey var. Ve bunu sende bilmiyorsun." Dedi Murat bey.

Yürümeye tekrar başladık. "Biliyor musunuz sen ona çok benziyorsun. Bulut'tun niye seni sevdiğini anlamak zor değil." Dedi Murat bey.

İstemeden tebessüm ettim. "O gün o yangında Bulut'a,Pınar'a ve Kerem'e bir şey olucak diye çok korktum. Yangını çıkaran aslında." Dedi ve durdu Murat bey.

Sözünü bitirmedi ve yürümeyi bıraktı. "O gün o yangının çıkması benim suçum." Dedi Murat bey. Şaşkınca ona bakıyordum.

"Yangın çıktı çünkü ben Pınar'a bir şey yüzünden kızıp masadakileri yere fırlattım. Masada iki büyük mum vardı. İkiside perdeye denk geldi. Ve her yer yanmaya başladı. Az sonra yangın fazlalaştı. Bulut ve Kerem'i kurtarabildim. Fakat Pınar." Dedi Murat bey.

Şaşkınca baksamda bu şaşkınlığın yerini üzüntü geçti. "Bulut ve Kerem'e öyle davrandım. Çünkü onları çok sevip değer verirsem onlarında başına bunun geleciğinden korktum. İkisininde yeri bende ayrıdır." Dedi Murat bey.

"Kerem'i Bulut'tan bir kere bile ayırmadım. Onu kendi oğlum gördüm. Kerem benim oğlum sayılır. Babasıyla sorunum olmam. Onu sevmeceğim anlamına gelmiyor. Genelikle Kerem Türkiye'dede hep bizle kalırdı." Dedi Murat bey.

Yürümeye başlamıştı tekrardan. Bende yürümeye başladım. Kerem'in şimdi niye Murat beyi o kadar çok sevdiği daha netti.

"Bulut ise daha farklı. O ne kadar çok benle bir şeyler yapmak istesede ben kabul etmezdim. Ona çok yasak koyarım. Ama senin gibi bir kızla sevgili olmasına asla bir şey demem." Dedi Murat bey.

Gece -DüzenlenecekWhere stories live. Discover now