Özel Bölüm 1: KUCAK ve UTANMA

9.7K 445 158
                                    

Kitabın hâlâ final olduğuna ve şuan özel bölüm yazdığıma inanmıyorum. Kitap şuan 100K ve başlangıçta ki bölümlere bakınca 792 okunmaya deli gibi sevinmişiz.

Başından beri bana destek veren herkese yani siz delilerime çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız❤️
........

Bu bölümü Roselia04__ a adıyorum. Kendisi en büyük Bartın hayranlarından :)

İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum✨💜

Bu bölüm soft olacak çünkü bazılarınız, çıktıktan sonra ilişkileri nasıl olacak acaba merak ediyorum falan demişti. Bende çıkarken nasıl bir ilişkileri olduklarını göstermek istedim.

Medya: Buray - Aşk Mı Lazım?

Arda'nın ağından~
(Uzun bir süre sonra)

Her şey sorunsuz bir şekilde devam ediyordu. Bartın işe gidiyor ben okula devam ediyordum. Akşam geldiğinde ona sırnaşıyor ve ona sataşırken uyuya kalıyordum.

Beni hiç bir şey için zorlamıyor ve sanki biraz sert dokunsa kırılacak bir şey mişim gibi çok naif dokunuyordu. Bu hem kalbimde hemde vücudumda inanılmaz etki bırakıyordu.

"Bartın uyan hadi işe gideceksin." kollarının arasından, fazla sesli olmamaya özen gösterek seslendim.

Mırıldanıp sırt üstü döndü ve beni tamamen üstüne çekti. Evet tatlı krizine girmeye başlıyordum. Bana böyle davrandığında hoşuma gidiyordu.

Tüm bedenini hissetmek ve güvenli yerimde olmak huzur veriyordu. Bu adam benim için huzur kokuyordu.

"Bebeğim bugün hafta sonu değil mi?" uykulu ses tonuyla konuşmasıyla kalbimde ki kelebekler uçuşmaya başladı.

"Evet hafta sonu ama bunun seninle ilgisi ne? Sen kendi işinin patronusun, şirkette yapman gereken işler yok mu?" açık sözlü olmam lazımdı sonuçta.

"Biliyorum biliyorum ama kucağımda bana böyle, çipil çipil bakan bebeği bırakıp nasıl gideceğim?" gözlerini açarak konuştuğunda göz gözeydik.

Ellerimi çenemin altında birleştirip dirseklerimi göğüsüne, fazla baskı yapmayacak şekilde koydum.

"Üzgünüm ama gitmek zorundasın Koca Adam." sevimli bir şekilde sırıttım.

"Boşver iptal edeceğim toplantıları. Zaten bugün senin dersin yok, birlikte vakit geçirelim. Aylardır sadece geceleri yüz yüze gelebiliyoruz, özledim."

Bartın bel boşluğumu okşamaya başlayınca, istemsizce gözlerimi kapattım. Onun her teması beni baştan çıkarıyordu ve bunu bildiği için yavaş yavaş yapıyordu.

"Sen git işine ben ders çalışacağım hem. Ayrıca Caner'de gelecek bugün." ellerimi çektim ve yeniden kafamı kalbinin üstüne koydum.

"Ben gelmesin diye ararım. Birlikte vakit geçirelim hadi küçüğüm. Bahçede piknik yaparız baş başa." saçlarımın üstüne öpücük kondurduğu zaman tamamen ikna olmuştum ama biraz uğraştırmaktan zarar gelmezdi.

"Olmaz olmaz hadi kalk, güzelce al duşunu." yalandan kalkmaya çalıştım ama beni daha sıkı tutup kendisine bastırdı.

"Kalkmaya iznin yok, şimdi kapat gözlerini ve uyu. Biraz daha kendimize geldikten sonra baş başa vakit geçireceğiz." bana bir şey daha deme hakkı vermeden sözümü bitirmişti.

"Peki." sessiz bir şekilde dedim ve yeniden gözlerimi kapattım.

Bu bizim günlük rutinimiz olmuştu. Her gün ondan önce kalkar onu uyandırır ve dersim olmazsa geri uyurdum. Dersim olduğu zaman beni okula bırakır ve öyle işe giderdi.

Ayda bir kaç kez annemin ve ablamın mezarına giderdim. Beni her zaman arabada beklerdi. Genelde yanına gözlerim kızarmış ve şişmiş bir vaziyette giderdim. Bana hiç bir şey sormaz ve kucağına çekerdi. Huzur bulduğum yerde rahatça gözlerimi kapatırdım.

Bazı günler ilgi günümüz olurdu ve o gün tüm işimizi bırakıp, sabahtan akşama kadar istediğimizi yapardık. Fakat uzun süredir Bartın'ın işleri yoğun olduğu için yapamıyorduk. Önemli toplantıları oluyor ve yurtdışına çıkması gerekiyordu.

O zamanlar benimle birlikte Caner kalıyordu. Biz birbirimizi toparladıktan ve nasıl bir ilişki içinde olacağımıza karar verdikten sonra, Bartın her şeyi Caner'e anlatmıştı. Tepkisi ağır olmamıştı ama bizim birlikte olmamıza alışması uzun zaman almıştı.

...

"Bebeğim hadi uyan." bu sefer ben Bartın tarafından uyandırılmıştım.

"Birazcık daha." kafamı diğer tarafa çevirdiğimde, hâlâ Bartın'ın üstünde yattığımı anladım.

"Kaburgalarım kırıldı bebeğim, sen küçücüktün ne ara bu kadar büyüdün?"

Dediklerinden sonra kaşlarımı çattım ve yüzüne baktım. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. Üzerinden kalkmaya çalıştım ama izin vermedi.

"Şaka yaptım şaka, uyan diye hepsi." dudaklarıma bir öpücük kondurduğunda, dediği şeyi bile unutmuştum.

Ne demişti bu adam bana?

Yüzüne boş boş bakarken bir kahkaha attı ve bir boş bakış daha attım. Ne kadar zaman geçerse geçsin, bu adamın sadece bana bu şekilde olmasına kalbim dayanamayacaktı.

"Hadi güzel bir duş alıp atıştırmalık şeyler hazırlayalım. Teras mı yoksa bahçe mi?" dedikten sonra beni, kendisiyle birlikte kaldırdı.

"Bahçeye çıkalım, azıcık temiz hava alalım." cevabımdan sonra, beni kucağına almıştı. Bir anda beklemediğim ama alışık olduğum için ayaklarımı hemen beline doladım.

"Birlikte mi duş alacağız?" benim saftirik soruma gülümsemişti.

"Neden istemez misin almamış değiliz sonuçta?"

Yanaklarımın kızarmasıyla kafamı boynuna gömdüm. Bunları bu kadar rahat söylemesi bende bir utanma dalgasına yol açmıştı.

"Cevap verecek misin?" kalçamı acıtmayacak şekilde sıktı. Arkasında birleştirdiğim ayaklarımla götüne vurdum fakat susamıştı.

"Hadi cevap ver küçüğüm." vazgeçmeyecekti bunu ses tonundan anlayabiliyordum.

"İsterim hadi devam et." kafam boynunda olduğu için sesim boğuk çıkmıştı.

Utancımı bastırmak için boynunu ısırdım, keşke ısırmaz olsaydım. Bartın'ın sesli bir şekilde inlemesi ve olduğu yerde durmasıyla, hiç mantıklı bir hareket yapmadığımı anlamıştım.

Bölüm sonu.

Delinizin gözleri yaşlı Arda büyüdü Bartın yaşlandı maga be Diğer özel bölümlerde görüşürüz.

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

YALANCI •bxbWhere stories live. Discover now