-3-

220K 6.7K 711
                                    

Ağzım kapalı sırtımın duvara hızla çarpılması ufak bir iniltiye sebep olmuştu. Bakışlarımı sinirle bana bakan gözlere sabitlemiş, öfkeyle çıkan sözleriyle korkum tüm hücrelerimi yoklamıştı.

"O ne?" Diyip eteğime gözlerini sabitlemişti.

Ağzımı açtığında ruhumun ücra köşelerindeki cesaretli çocuk fırlayıvermiş ve dalga geçercesine  "etek" demiştim. Duvardan ne zaman ayrıldığını farketmediğim sırtım tekrar hızla çarpılınca ufak bir iniltiyle birlikte gözlerimden yaşlar süzülmüştü.

"O eteğin boyu neden o kadar kısa?" 

Sorduğu sorulardan eteğimin boyuyla bu kadar ilgilenmesi ve tüm gün bacaklarımın göz hapsinde olması beni daha fazla korktuyordu ama şuan sırtımın acısı tüm düşüncelerimi bastırıyordu.

"Bu seni hiç ilgilendirmez."

"Beni ilgilendirdiği için burdayım. Yarın bu etek giyilmeyecek."

Tüm duyguları bir arada yaşarken şaşkınlıkla tekrardan aynı cevabı verdim.

"Bu seni hiç ilgilendirmez."

"Çok dik başlısın. Böyle devam edersen senin için çok kötü olucak."  Dedi ve elinde olan sigarasını ağzına alıp arkasına dahi bakmadan gitti. Gözlerimden süzülen yaşlara hakim olamazken önümde duran arabayla tekrardan korkum gün yüzüne çıkmıştı. Kalbim hızla çarparken açılan camdan Arda'nın bana baktığını gördüm. Gözlerimi bir hışımla silip derince bir nefes alıp seslenişine karşılık verdim.

"Efendim."

"Bu tenha yolda böyle bir güzellik nasıl tek başına. Gel evine bırakayım."

Gülerek konuşurken ağladığımı farketmesin diye çok fazla göz teması kurmuyordum.

"Babamı bekliyorum o alıcak teşekkür ederim."

"Tamam. Yarın görüşürüz diyip hızla uzaklaşmıştı."

Kendimi biraz olsun toplamışken biraz ilerimdeki banka oturup babamın verdiği taksi durağının numarasını arayıp taksi istemiştim.

                                 •••

Zile elimi çekmeden basarken annem içerden sitem edercesine bağırarak kapıyı açmıştı.

"Anahtarın yok mu senin?"

"Olsa zile mi basarım anne. Bulamadım."

"Neyse. Aç mısın birşeyler hazırlıyım mı?"

"Hayır sadece duşa girip uyumak istiyorum. Çok yorgunum."

"Tamam canım. Nasıl istersen."


                                 •••

Banyonun verdiği rahatlıkla uykuya dalarken telefonumun en sevdiğim ama şu anda iğrendiğim melodisi kulaklarıma doldu. Onu umursamamaya çalışıp uyumaya devam ederken tekrar çalmasıyla kim olduğuna bile bakmadan kulağıma götürdüm.

"Azraaa."

"Elçin."

"Neden bu telefon ilk çalışta açılmıyor."

Yapmacık bir sinirle hesap soruyordu.

"Hesap sorulma kotam bugünlük doldu. Başka bi güne sakla."


Neşeli ses tınısı yerini endişeye teslim etmişti.

"Neyin var ne oldu?"

"Annemle tartıştık."

Olayları daha fazla hatırlamamak adına küçük bir yalan seçmiştim.

"İnanayım mı?"

"Bu seferlik evet."

Elçin'le konuşmak içimi biraz da olsun rahatlatmıştı. Telefon kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.
              

                                  •••

Tedirginlikle geldiğim okulda kimsenin olmayışı dahada korkuturken yavaş adımlarla okul binasına ilerliyordum. Neden kimse yoktu, neden bu kadar sessizdi? Saate baktığımda zilin çalmasına daha on dakika olduğunu görünce gerginliğim daha da artmıştı.

Sınıfa girdiğimde içimde şimdiye kadar bastırdığım korkum gün yüzüne çıkarmıştı kendini Doruğu gördükten sonra. Gitmek için hamle yapınca bileğimden kavrayıp kendine çekti ve kulağıma fısıltıyla söylediği sözler kalbimin yerinden çıkıcakmış gibi atmasına sebep oldu.

"Nereye gidiyorsun? Daha konuşucağımız şeyler var."

Korkumu sesime yansıtmamaya çalışarak cevap verdim.

"Seninle"

Sözümle birlikte sınıfın arkasındaki dolaba çarpılmam eş zamanlı olmuştu. Canımın acısı gözlerimden yaş olarak dökülürken Doruk tekrar konuştu.

"Burda bir tek ben konuşacağım. Sen bir soru sorarsam cevap vericeksin."

Yüzüne boş boş bakarken gözümden akan yaşları silip tekrar konuştu. Tam bir ruh hastası gibi davranıyordu.

"Tamam mı?"

Kafamı sallayıp gözlerinin içine baktım. Kendimi zar zor ayakta tutarken kulağıma eğilip nefesini vererek tekrar konuştu.

"Sana o etek giyilmeyecek demedim mi?"

Canımın acısı ve söyledikleri sinirlendirirken gözlerimi bi hışımda silip içimdeki tüm siniri atarcasına bağırdım.

"Sanane. Sen kimsin de bana karışıyosun? Ne sanıyorsun kendini?"

Söylediklerimle beni sıraların üstüne ittirip cama yumruk atmıştı. Kanlar elinden süzülürken ağlamama hıçkırıklar eşlik ediyordu. Kırılan cam parçalarından bir tanesini alıp kanlı eliyle ağzımı tutmuştu. Elinden kurtulmaya çalışırken bacağımda hissettiğim acı tarifsizdi.

"Sözümü dinlemediğinde ne olucağını gördün dimi Azra Sancak. Bundan sonra beni dinlemezsen daha kötü şeyler yaparım."

Ayakta duramayıp acıdan yerdeki birkaç cam parçasının üstüne düşmüştüm. Camlar bacaklarıma batarken ağlamalarımda inilti şeklindeydi. Ağzımdan çıkan hıçkırıklar ve gözlerimin kapanması...

"Azra, Azra bebeğim uyan."

Gözlerimi açtığımda annem karşımda telaşlı gözlerle bana bakarken direk kalkıp anneme sarıldım.

"Çok korktum."

"Geçti bebeğim geçti. Sadece bir rüyaydı."

PSİKOPAT AŞIK  (BÖLÜMLER DÜZENLENMEYE ALINMIŞTIR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin