Kalbim heyecandan hızlı hızlı atarken ellerim soğuk soğuk terlemeye, karnım ağrımaya başlamıştı. Böyle devam ederse düşüp bayılacaktım.

Kendime gelmek için derin bir nefes aldım.

"Doktor hanım nerelerdesiniz ya!"

Mehmet gülerek bana doğru geliyordu.

"Vallahi bir daha gelmeyeceksiniz sandık." Dedi yanıma gelince.

"Abartma lütfen 1 haftadır yoktum."

"İnanın ki sizsiz geçen 1 hafta bizim için 1 yıla eşitti." Deyince gülmeye başladım.

"Vay be buralarda o kadar sevildiğimi bilmiyordum."

"Vallahi hayranınız doktor hanım."

Mehmet'in bakışları kısa bir arkama kaydı ve hazır ola geçti. Bu demek oluyordu ki arkamda komutanı vardı.

Kalp atışlarım tekrardan hızlandı. Umarım düşündüğüm komutanı değildir, umarım değildir.

Yavaşça arkamı döndüm. Levent yarbayı görünce rahatlayıp derin bir nefes aldım.

"Hoş geldin Leyla." Dedi bana bakarak. "Hoş bulduk Levent be-"

"Abi." Diyerek düzeltti beni.

Başımı sallayarak onayladım. "Hoş bulduk Levent abi."

"Ne zaman geldin?"

"Yeni daha, bir saat falan oldu."

"Yeni geldiysen burada ne işin var, evine gitseydin ya direkt?"

"Çağanın ailesi bir şeyler gönderdi de onları bırakmak için geldim."

"Anladım, görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

Levent abi yanımızdan uzaklaşınca Mehmet konuştu. "Ben tutmayayım seni, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Taburdan içeriye girip etrafıma bakındım. Etrafta Çağanı ararken yanımdan geçen bir asker "Doktor hanım hayırdır?" Diye sordu.

"Çağanı görmem gerekiyor da ondan geldim."

"Çağan?"

"Çağan Birol."

"Siz burada bekleyin ben söylerim." Diyip yanımdan uzaklaştı. Bir kaç dakika sonra da koridorun başında Çağan belirdi. "Hoş geldiniz doktor hanım." Diyerek boynuma sarıldı. Bende ona sarıldım. "Hoş buluruz inşallah."

"O ne demek?"

"Çok gerginim Çağan." Dedim. "Bir yerde Ercümenti göreceğim diye diken üstündeyim."

"Ee göreceksin zaten." Diyerek içime su serpti canım arkadaşım. "Onu biz de biliyoruz. Ama görünce ne yapacağımı bilmiyorum."

"Hiç bir şey yapmayacaksın yavrum. Yürüyüp geçeceksin."

"Öyle mi diyorsun?"

"Ee yani öyle diyorum. Onca şeyden sonra adamın boynuna atlayacak halin yok ya." Dedi.

"Off." Dedim uzatarak. "Neyse." Diyerek elim de ki çantayı ona uzattım. "Hale teyze gönderdi bunları."

Çantayı alıp "Canım anam ya." Dedi.

Güldüm. "Ben gidiyorum eve. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz yavrum."

Önce taburdan sonra bahçeden çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Çok tuhaf hissediyordum. Sanki buraya ilk defa geliyormuşum gibi. İlk geldiğim de bile böyle yabancı hissetmemiştim. Acaba annemleri gördüğüm için mi böyle hissediyordum? Yoksa burada en son kalbim kırıldığı için mi?

Müptela | TamamlandıWhere stories live. Discover now