YAŞANMIŞLIKLAR

327 3 0
                                    

Taksim sokaklarında topuklu seslerimi dinleye dinleye yürüyorum,her sabah olduğu gibi arabamı her zaman dergimi ve kahvemi aldığım yere parketmiş Ali abiyle sabah şakaları yapmış arabamı orada bırakıp uzun yürüyüşüme başlamıştım. Ben kim miyim? ah...

Ben Aslı. 3 katlı evimizde dünya tatlısı ailemle yaşayan 25 yaşında bir kızım. Baş belası 17 yaşında bir kız kardeşe ve birbirine her zaman aşkla bakan anne ve babaya sahibim. Bu yaşıma kadar ailem her adımımı planlamış tamda olmak istediğim yere zemin hazırlamışlardı. Şöyle bir geçmişe bakınca 5 yaşında piyano ve baleye başlamış,10 yaşımda harika resim çizebildiğimi farketmiş derslerinde her zaman en iyi olmuştum. Evet hayatım mükemmeldi. En yakın arkadaşım Meral ve küçük bir arkadaş grubum var. Meral... Onunla 14 yaşında tanışmıştım o zamandan beri hep omuz omuzayız.

bunları düşünürken şirin pastanenin önünde durmuş her zaman kocaman bir gülümsemeyle içeri bakıyordum. kapıyı hafifçe ittirip içeri girdiğimde burnuma muffin kokuları dolmuştu bile. her zaman ki masama oturup dergimi okumaya devam ettim. O sırada pastanenin sahibi olan Senem ablanın oğlu Burak yanıma geldi.

'aslı abla hoşgeldin her zaman ki gibi kuruvasan çilekli ve portakallı reçel birde çay getiriyorum dimi?'

kafasını elinde tuttuğu not defterinden kaldırıp bana baktı onaylarcasına. Gülümseyerek başımı salladım. Burayı 14 yaşında keşfetmiştim. Burası tamda meralle tanıştığımız yerdi. karşımda duran masaya bakıp o anları düşündüm;

Bu sabah çok mutlu uyanmıştım çünkü hoşlandığım çocuk dün yanağıma bir öpücük kondurup 'yarın okulda yine görüşürüz değil mi?' demişti. aynada kumral saçlarımı düzelttim üstümdeki okul formama baktım krem rengi şort eteğimi biraz daha aşağı indirip kafamla kendimi onayladım. kahvaltı masasında oturan annemle babamın yanına koşarak indim.

'aslı tatlım otur kahvaltıya ne bu acele'dedi annem. Onun bu korumacı tavrı her zaman beni gülümsetmişti.

'Anneciğim,babacığım beni bu sabah affedin fazla heyecanlıyım bir an önce okula gitmek istiyorum' dedim ikisininde yanağına öpücük kondururken biri masanın bir ucunda diğeri bir ucunda oturuyordu.

'Aşkım kızım o eteği biraz daha indir seni seviyorum' dedi babam arkamdan seslenerek. Çantamı omzuma takıp evin kapısından çıktım ve Adnan abiyi her zaman ki gibi arabanın önünde beni beklerken buldum.Gülümseyerek;

'Günaydın adnan abi' dedim

'Günaydın küçük hanım buyrun' dedi arabanın kapısını açarak. Arkada oturmuş defterimdeki notları kontrol ediyordum ki Adnan abi 'aslı hanım geldik'diyerek kapımı açtı.

çantamı hemen toparlayarak adnan abiye teşekkür ettim ve okulun kapısından içeri girdim.

gözüm her yerde Uzay'ı arıyordu kafamı okulun arka tarafın çevirdiğimde işte onu bulmuştum. çitlere yaslanmış 3 arkadaşıyla beraber duruyordu. Ona doğru yürümeye başlamıştım ki zil çaldı okul merdivenlerine doğru dönüp sınıfıma çıkmıştım.

++++

35 dakika sonra

Hoca bugünlük bu kadar diyerek bizi bıraktığında elime telefonumu almış uzayın numarasına öylece bakıyordum. Ve sonunda ona yazdım hey,tenefüste kantinde buluşalım mı?-aslı

bence şuan gelmelisin prenses-uzay

mesajı okuduktan sonra biraz düşünüp hocadan izin istedim minik adımlarla kantine indim ve işte dünyamın birden başıma yıkıldığı o an..

Uzay'ı 16 yaşında olduğunu bildiğim Edayı kantinin ordasında öperken bulmuştum gözlerim yanmaya başlamıştı ne olduğunu anlamıyordum bir türlü daha fazla orada kalamayacağımı anlayarak okuldan koşarak çıktım nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum deli gibi. Islanmıştım bacaklarımın yarısına gelen beyaz çoraplarım çamur olmuştu ve daha faza koşamayacağımı anlayıp kaldırıma çöktüm. İlk kez böyle bir his yaşıyordum. Neydi bu? hayal kırıklığı mı? diye düşünürken sırtımda bir ağırlık hissettim ve ellerimi omzuma koymuş montla beni örtmeye çalışan kadına baktım.

'Merhaba ben senem önünde oturduğun pastanenin sahibiyim hadi gel sana sıcak bişeyler içirelim'dedi gülümseyerek. Oturduğum yerden kalktım monta iyice sarılarak içeri girdim ve masaya oturdum. Hala bunun ne olduğunu bilmiyordum ama gözlerim yanıyordu. sandelyenin çekilme sesini duydum ve kafamı kaldırdım yanımda oturan esmer uzun saçlı kıza baktım

'Ben meral' dedi elini uzatarak.

işte meralle ve senem ablayla böyle tanışmıştım. Saatime baktım ve dergiye geç kaldığımı farkedip masaya parayı bırakıp kafeden çıktım her ne kadar senem ablanın o parayı bir dahaki gelişimde çantama gizlice koyacağını bilsemde...

Hızlı adımlarla hayal ettiğim aşık olduğum işime giderken telefonumdan maillerimi kontrol ediyordum. taa ki telefonum bir yana ben bir yana savrulana kadar.

İhanet'e Çeyrek kalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin