18. Bölüm "Yüzleş Onunla"

Depuis le début
                                    

Çıkışta Chanyeol'ü bekleyip birlikte binmiştik arabaya. Şu Baekhyun'un defteriyle ilgili bir kaç espri yaptığımda dikiz aynasından bir çift havalı gülümseyen göz görmüş ve ikiye katlamıştım kahkahamı.

"Nereye gidiyoruz?" Üniversiteden uzaklaşırken aynadan Baekhyun'a ve bana bakıp sordu Chanyeol.

"Mark iyidir."

Buraya en yakın lüks kafeydi. Kızları da güzeldi. Neşeyle öneride bulundum camdan dışarıyı izlemeye ara verdikten sonra. Önceki ikilininse gözleri bendeydi. Doğrulup merakla baktım ikisine. Ve tam bir şey söyleyeceğim an Chanyeol'ün gaza basmasıyla arkaya düşüp arabada ani bir kahkaha dalgasının yayılmasına sebep olmuştum.

"Sehun, daha bu hafta Mark kapandı diye yaygara yapıyordun."

Chanyeol'ün gülmeyi kestikten sonra dikiz aynasından benimle göz kontağı kurup söylediği şeyle düşünceli bir hal almıştı yüzüm.

Doğru ya. Kapanmıştı o. Ve evet kafeteryada terör estirmiştim kapanacağını öğrendiğimde.

"Dalıp gidiyorsun. Baekhyun doğru söylüyor." Kendi camını açıp içeri biraz hava girmesini sağladı caddede ilerlerken. "Sen böyle değildin."

"Durdurun arabayı!"

İkisinin ağız birliği yaptığını sezdiğimde huzursuzca kıpırdanmaya başladım.

"Öyle cidden." Baekhyun arkaya dönüp yüzüme baktı. "Fark etmiyor musun?"

"Sorguya götürüyorsunuz beni değil mi? Kim Seok Gil rüyam gerçek çıktı. Chanyeol kenarda indir beni."

"Kim Seok Gil?" İkisi kısa süre merakla birbirine baktı.

"Evet. Cidden aynı şeyleri konuşup duruyoruz, ben iyiyim. Şüphelerinizin aksine sağlığım yerinde, derslerim iyi, sosyal ilişkilerim de aynı. Evet maddi durumumu bok götürüyor ama depresyona sokacak kadar değil. Her şey yolunda. Nesini anlamıyorsunuz?"

"Yok sorgu filan. Değil mi?" Chanyeol kısa süre onay bekler gibi yanındakine baktı. Baekhyun da pek ikna edici bir tavırla olmasa da başıyla onayladığında Chanyeol aynadan bana bakmaya devam etmişti.

"Fark ettik ki ne zamandır zaman geçirmiyoruz birlikte Sehun. Seni özledik. Değil mi Baek?"

Baekhyun'dan ikinci bir onaylayan bakış gelmişti. Sonra üçümüzün de gözleri dikiz aynasında buluştu tekrar. İkisine şüpheli bakışlar yolluyordum.

"Tamam, pekala. İkna olmuşum gibi yapacağım. Sadece zaman öldürmek- daha doğrusu zaman geçirmek için olduğunu varsayalım... Ne yiyoruz?"

-

Yolculuğun bittiği yerde benim kapandığını unuttuğum Mark yerine çok daha geniş ve lüks, daha önce rastlamadığım bir mekan duruyordu. Yeni yerler keşfediyordum. Ve Chanyeol ödeyeceği için rahat olabilirdim. En güzel kısmı burasıydı sanırım.

Üçümüz bahçesinden içeri girerken çalan, WINNER'ın Baby Baby şarkısı ve bir kaç çalışan karşılamıştı bizi. Dışarıda Chanyeol'ün işaret ettiği boş masaya geçip oturduğumuzda Baekhyun rahat bir tavırla, yanımıza menülerle gelen garson kıza bir şeyler söylemiş ve siparişi eksiksiz alan kızı geri yollamıştı. Sonra yanında oturan Chanyeol'e gülümseyerek fısıldadığı sırada ben hala karşılarında dalgınlıkla onları izliyordum.

"Ne o? Her zamankinden filan mı dedin?" Gülüp telefonumu çıkardım ve saate baktım. yediye geliyordu. "Daha önce gelmiş gibisiniz buraya."

"Burası Chanyeol'ün teyzesinin."

Channie Says SpecialOù les histoires vivent. Découvrez maintenant