Taehyung'un bakışları bir saniye bile Jungkook'tan ayrılmazken dudağında oluşan hafif tebessüme engel olamıyordu. Jungkook'u tanımak, çok tanımak, ezberlemek ve hiç unutmamak istiyordu.

"Özür dilerim bu akşam için. Sana gelme kendim giderim demiştim."

Jungkook oksijenli suyu döktüğü pamukla yeniden avucuna aldığı elin üzerini temizlemeye başlarken Taehyung ufacık acı hissetse bile umursamadan bir avucunu koyduğu ele bir de pür dikkat işine odaklanan sahibine bakıyordu. Jungkook yine özür dilemişti ve bu yine Taehyung'u gererken derin bir nefes aldı.

"Jungkook, bir daha benden özür dilersen seni öperim."

Jungkook'un duyduklarıyla midesi burkulup kalbi hızlanırken bir an gözleri kararmıştı. Şaka mı yapıyordu? Hızla Taehyung'a bakıp kaldırdığı kaşları ve ısırdığı alt dudağıyla yine bir sekteye uğrarken yutkunup duymamış gibi tentürdiyot için kutuya döndü.

"Hem ben özür dilerim asıl. Ne kadar kavgalı bile olsanız baban ve ben babana yumruk attım. Ama kızma bana lütfen sana söyledikleriyle tutamadım kendimi... Jungkook o adamı öldürmek istedim."

Ve senin yerinde başkası olsaydı olaya karışmazdım gibi geliyor. Bu hissi asla hissetmezdim. Bana ne yapıyorsun Jungkook?

Akşam gittiklerinde Taehyung her ne kadar kapının önünde arabasına yaslanmış bir şekilde beklese bile on beş dakika sonunda açılan kapı ve bahçeye itilen Jungkook'la dayanamamış, oraya adımlamaya başlamıştı. Hele de yaklaştıkça duyduklarıyla kendini tutamayıp babasına yumruğu geçirmişti.

"Hayır dileme. Ben sadece şok oldum. Duyup gördüklerin için ben öz-"

Jungkook kaşları havalanıp sırıtan ve aniden beklentiyle yüzünü yüzüne eğen Taehyung'la susarken parmak uçları ters bir şekilde dudaklarının üzerine kapanmıştı hızla. Taehyung'un bakışları dudaklarını kapatan yumuşak parmaklara kayarken yutkunup koca gözlere çıkardı bakışlarını.

"Dilemedim. Dilemedim söylemedim."

Jungkook parmaklarını dudakları üzerinden çekmeden yine peltekliğini belli ederek konuştuğunda Taehyung gülümsedi ve dayanamadan eğilerek kiraz dudaklar üzerindeki soğuk parmaklara dudaklarını bastırdı. Burunları birbirine değip Jungkook'un gözleri parmakları üzerindeki sıcak baskısıyla daha da kocaman olurken yutkunamadı bir an. Neyseki Taehyung çok durmadan geri çekilmişti.

"Başını duydum biraz."

Jungkook kıpkırmızı kesilirken yanaklarının kan topladığını hatta kulaklarının bile uyuştuğunu hissetti. Eli ayağına karışırken daha yeni dudaklarından çektiği yanan parmak içleriyle kafasını deve kuşu gibi eğip çattığı kaşları büzülen dudaklarıyla işine odaklanmaya çalıştı. Taehyung Jungkook'un utanan haliyle istemsizce kıkırdayıp etrafı süzerken Jungkook birkaç saniye ona bakmıştı.

"Utandın mı?"

"Hiç de bile."

Jungkook bu soruyu beklermiş gibi aniden hafif yüksek sesle konuştuğunda Taehyung yavaşça eğilmeye başlamıştı bu sefer Jungkook'un yüzüne.

"Hım, bir daha deneyelim o zaman."

Jungkook gerginlikle tentürdiyotlu pamuğu çok bastırdığından Taehyung'un odağı şaşmış, Jungkook zaten iğreti bir şekilde oturduğu yatakta geriye kayayım derken kalçası boşluğa gelmişti. Taehyung bunu fark ettiğinde elini unutup hızla eğilerek Jungkook'un belini kavradı ve omzuna tutunan ellerle yatağa kaydırdı.

Taehyung'un kafası Jungkook'un göğsüne gelirken alttan daha da kızaran kendisi gibi şaşkın yüze bakıyordu. Taehyung hafif aralanan dudaklarını kapatıp kolunu sardığı beli istemsizce okşarken Jungkook üstten göğüs hizasına gelen ona bakarak yutkunmuştu.

looking at taehyung |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin