LÂCİVERT | KIRK YEDİNCİ BÖLÜM ♤ HÜZÜN YÜKLÜ BULUTLAR

En başından başla
                                    

Oğuz Kağan'ın yaramazlıklarıyla uğraşan Defne kocasının aradığını görünce oğluna telefonu gösterip "Baban arıyor, gel konuşalım annecim," dediğinde Oğuz Kağan heyecanla, "Baba," diye şakıdı.

Ekranda karısını ve oğlunu gören Argun'un yüzünde aydınlık bir gülümseme peyda oldu. "Hayatımın anlamları," dedi içtenlikle. "Özlediniz mi beni?" üç saattir görmüyordu onları. Şimdiden çok özlemişti adam.

Oğuz Kağan ellerini iki yana açarak, "Çook," diye atıldı.

Argun iç geçirdi. "Ben de seni o kadar çok özledim babam," deyip karısının güzel yüzüne baktı. "Nasılsın güzelim? Sabah miden kötüydü."

Defne başını omzuna yatırarak tatlı bir sitemle, "Kızının arada böyle yoklamaları olmasa gayet iyiyim hayatım." dedi.

Defne hamileliğinin son ayına girmişti. Bu yüzden kasılmaları çok oluyordu.

Argun, "Kızım babasına kavuşmak istiyor," deyip karısına göz kırptı.

Kocasının ses tonundan bir sorun olduğunu anlayan Defne, "Senin moralin bozulmuş. Kim sıktı canını?" diye sordu.

Argun karısının bu kadar iyi gözlemci olmasından oldukça rahatsızdı. Aralarında gizli saklı bir şeyler olmasını sevmiyordu ama bu durumu saklamaktan başka çaresi yoktu. Karısının son ayı olduğundan yeterince stresliydi. Bebeğe ya da Defne'ye kötü bir şey olmasından korkuyordu.

"Her zamanki şeyler Defne'm. Birazdan göreve çıkacağız. Gitmeden sesinizi duyayım istedim,"

"Öyle olsun ama bil ki inanmadım. Görev dönüşü boyunun ölçüsünü alırım,"

"Alırsın tabii yavrum," dedikten sonra arkadaşının yola çıkacaklarını haber vermesiyle karısıyla vedalaşmak zorunda kaldı. "Kendine ve çocuklara dikkat et Defne'm. Araç hazırlanmış, beni bekliyorlar,"

Defne'nin içi kasvetle dolarken, "Seni seviyorum Argun," dedi. "Hasarsız dön olur mu?"

"Ben de seni çok seviyorum meleğim. Oğuz'umu öp benim için. Allah'a emanetsiniz."

Akif Karan'ın Anlatımından...

Berceste'nin boynuma değen ılık ve düzenli nefes alıp verişleri dinliyordum dakikalardır. Bedeninin bir kısmını üzerime çıkarmış ve kolunu ondan uzaklaşmamı engellemek istermiş gibi çıplak belime sımsıkı dolamıştı.

Kıbrıs'a geldiğimizden beri uyurken huzurlu oluşu içimi rahatlatıyordu. İki gündür buradaydık ve gezebildiğimiz kadar yeri gezip Berceste'yle keyifli vakitler geçirmiştik. Bu tatile uzun zamandır ihtiyacımız vardı. Babasının ölümü onu çok sarsmıştı.

Psikolojik olarak ağır zamanlar geçirmiş ancak toparlanabilmişti. Çok güçlüydü. Ne kadar narin bir bedeni ve kırılgan kalbi olsada kendi ayakları üzerine durabiliyor oluşuyla beni kendine hayran bırakıyordu. Çocukluğundan beri buna mecbur bırakılmıştı. Yıllarca annesinin yokluğu ve babasının hayatta olmasına rağmen onda oluşturmuş olduğu boşluğu kapatmak için çabalamıştı. Aylarca önce de ölümüyle ve sebep olduğu şeylerle o boşluğu genişletmişti. Berceste'nin omuzlarına ağır yükler bırakmıştı. Ne yaşamında huzura erdirmişti karımı ne de ölümünde.

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin