first meeting

69 6 42
                                    

''Eliane güzelim, dondurman akıyor.''

Eliane, elindeki dondurmaya bakıp akan yerleri yaşadıktan sonra Jaehyun'un dondurmasına gözü takılmıştı. ''Bana diyorsun ama senin dondurman da akmış yakışıklı.''

Dondurmasına bi bakış atıp neresinden yalayacağını düşünürken çok tatlı görünüyordu. 5 yaşında bir çocuk gibiydi.

Versay Sarayı'na geldiklerinde ikisi de birbirine bakmıştı. Burası ilk karşılaştıkları yerdi.

20 Ekim 1946

Eliane babasından gizli bir şekilde gelmiş olduğu Versay Sarayı'nda düzenlenen baloya giriş yaparken elbisesinin eteklerine basmamak için ekstra çaba göstermişti. Takılıp düşmekten ve rezil olmaktan ölesiye korkuyordu.

Girdiği anda yüksek tavanlı kocaman bir salon, arkadan çalan hafif bir müzikle karşılaşmıştı. Herkes gayet sakin ve mutlu bir şekilde birbiriyle sohbet ediyor, bazı gençler ise çalan slow müzik eşliğinde kendilerini ritme kaptırıp dans ediyordu.

Eliane yavaşça salona girip derin bir nefes aldı ve kendini motive etti. 'Hiçbir sorun çıkmayacak, bu gece senin gecen olacak.'

Bir süre etraftaki insanları süzdü. Kızların giydiği parıltılı ve kabarık elbiseler, erkeklerin giydiği arkası uzun önü kısa, jilet gibi olan ve siyah renkte takım elbiseler...

Çok da uzağında olmayan aynada kendini inceledi. Sarı saçları omuzlarından dökülürken beyaz elbisesinin üstündeki gri işlemeler dikkat çekiyordu.

Aynada bir süre daha kendini inceledikten sonra içecek bir şey almak için yiyecek ve içeceklerin dizilmiş olduğu geniş masanın önüne geldi. Oldukça fazla çeşit varken seçim yapması zor olmuştu. Kırmızı renkli içecek dikkatini çekerken elini uzatacağı sırada kararsız kalmıştı. Ya alkollüyse? Alkollü bir şekilde eve dönemezdi, zaten gizli bir şekilde gelmişti.

Etrafına göz attığı zaman birkaç adım ötede kendisine içecek dolduran bir beyefendi görmüştü. Cesaretini toplayıp yanına gitmeye karar verdi Eliane.

''Pardon, bir şey sorabilir miyim?''

Bardağından bakışlarını çeken adam kendisine baktığında kalp atışı istemeden hızlanmıştı. Gerildiği için olduğunu sanıyordu.

''Tabii.''

Masanın ucundaki şekilli cam şişeyi gösterdi. ''Şuradaki kırmızı içecek alkollü mü?''

Adam güldü. Eliane adama neden güldüğünü soracaktı ki, ortaya çıkan gamzelere gözü takılı kalmıştı.

''Şarap o, hanımefendi. Yani alkollü, evet.''

''A-ah öyle mi? Bilmiyordum, teşekkürler. Peki bana alkol olmayan bir şey önerebilir misiniz?''

Adam uzun masaya baştan sona göz gezdirdi. En son gözleri masanın sağ tarafında takılı kaldığında temiz bardaklardan bir tane alıp o tarafa gitti. Eliane de yavaşça onu takip ederken adam da düz bir cam şişe içindeki turuncu içeceği bardağa koyup kıza uzattı.

''Meyve suyu, içinde alkol yok. Rahat olabilirsiniz.''

Eliane adamın elindeki meyve suyu dolu bardqğı alıp teşekkür edecekken meyve suyu geri çekilmişti. Adam geride bıraktığı şarap bardağına adımlamış ve bardağını alıp Elaine'e geri dönerken tekrar göz göze gelmişlerdi. Bir elinde şarap, öbür elinde meyve suyu vardı.

''Meyve suyunuzu benimle içme nezaretinde bulunur muydunuz acaba hanımefendi?''

Eliane önce gülümsedi ve adama yaklaştı. ''Sanırım bulunabilirim beyefendi.''

İkisi birlikte geniş terasa ilerlerken Eliane gelecekteki kocasının ismini öğreneceğini bilmeden aklındaki soruyu sormuştu.

''Bu arada isminiz neydi? Buralı değilsiniz anladığım kadarıyla.''

Adam kafasını şarap bardağına eğip gülümsedi. ''Jaehyun. İsmim Jaehyun ve evet, Koreliyim.''

🌸🌸🌸

🌸🌸🌸

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Letter 〰️ Jung Jaehyun ✅Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora