2,2

273 34 3
                                    


"bugün de hava bok gibiymiş."

draken duyduğu sözlerle bakışlarını şöyle bir gökyüzünde gezdirdi, aslında gayet güzel bir havaydı.

"olabilir." dedi yine de. emma göz devirerek masanın üzerindeki filtre kahveden bir yudum aldı, ardından sahte bir öksürük bıraktı sessiz kalan ortama.

"çok kötü bir tadı var!"

aslında kahvenin kötü bir tadı falan yoktu, draken her zaman onun mikey ile bu kafeye geldiğini ve filtre sevdiğini biliyordu.

"istersen benimkiyke değiştirebiliriz, ya da yeni bir şey alırsın."

emma kısa bir süre draken'a baktı, ardından "sorun değil." diyerek içmeye devam etti.

sarışın kızın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu ama kör kütük aşık insanlar bu tip hareketleri bile sevimli bulabilirler, tecrübe edildi onaylandı.

gerçi emma'nın kendisi de ne yaptığının farkında değildi. ne yapacağını, nasıl davranacağını kestiremiyordu ve havada kalmış bir buluşma olmasın diye aklına geleni diline döküyordu.

draken'ın konuşmama sebebi ise farklıydı, onun söyleyeceği çok şey vardı fakat hangisinden başlayacağını bilemiyordu. yapabildiği tek şey hayran hayran karşısında oturan kızı izlemekti.

ikisinden biri veya üçüncü bir şahıs olaya müdahale etmek zorundaydı, çünkü böyle giderse salak gelip salak gidecekti her ikisi de,ve draken'ın pişman edici olmayan randevu planı bir masala dönüşecekti.

nitekim hayat kurtaran üçüncü kişi gelmişti; elinde bebek mavisi bir kutu tutan kafenin garsonu.

"bu 14. masa için," dedi ve draken ile emma'nın oturdukları masanın üzerine bıraktı kutuyu.

emma bu kutunun draken'dan olduğunu düşünmüştü, ancak onun da merakla izleyen ifadesini gördüğünde fikri değişti.

romantizm bana gore degıl

treat you better • draken x emmaWhere stories live. Discover now