7 - Tokat

11.5K 702 295
                                    

Yaptığınız güzel yorumları okuyunca çok arayı açmayayım dedim.

Hadi iyi okumalar🖤

- Giray -

Kaç dakikadır buradaydım acaba? Çünkü artık su soğumaya başlamış ve parmak uçlarım büzüşmüştü.

Bacaklarımdan akıp giden sulara baktım. O pis odanın kalıntıları geçiyordu evet ama diğerleri, Cihan'ın dokunmaları vurmaları onları geçirecek birsey var mıydı?

Hayır.

Çünkü artık onlar ruhuma, bedenime işlemişti. Dokunmaması için ayaklarına kapandığımda yediğim tekmeler, kuru ekmeği yiyebilmem için koyduğu şartlar...

Tabi birde gay olduğumu öğrendiği zaman vardı. Bir elim istemsizce kasıklarıma ulaştığında, hissetiğim kabartı ile dudaklarımı birbirine bastırdım. Acısı geçmişti ama izi...

Ona anlatamadım zaten yine dinlememişti ki. Gay olmak her önüne gelen erkeğe aşık olmak ya da her erkekle ilişkiye girmek demek değildir.

Duş başlığını yere bırakıp gözlerimi elimin tersi ile sildim. Gerçi ıslak olduğum için zaten anlamazdı ama ben yinede şansa bırakmak istemiyordum.

Yanıma bıraktığı bornozu almak için uzandığımda titreyen elim yüzünden kaldıramadım, çok ağırdı. İki elim ile alıp ceket giyermiş gibi giydim ve önümü bağladım. Yumuşacık bir dokusu vardı.

Onu çağırmamı söylemişti ama daha onu tanımıyordum bile. Nereden bilebilirdim birşey yapmayacağını. Kendimi mi koruyabilirdim sanki?

Büzüşen parmaklarıma bakarken kapının çalmasıyla üzerimdeki bornozu hemen düzelttim.

"Gelebilir miyim?"

Başımı evet anlamında salladığımda sonradan dank etmişti beni görmediği.

"Gel" dedim onun sesine nazaran daha kısık bir sesle.

Kapıyı açıp bir adım içeri girdi. Sıcaktan buhar olmuş hava kapıdan duman misali gidiyordu. Saçı başı dağılmıştı gerçekten yorgun bir görüntüye sahipti şuan. Gözleri ise biraz soluk bakıyordu.

Birşey demeden yanıma doğru ilerleyip aynı şekilde tekrar kucağına aldı. Bu yorgunluğuyla beni taşıyor olması kötü hissettirmişti. Işığı dirseği ile kapatıp diğer odaya geçerken,

"Neden ağladın?"diye sorduğunda şaşırmış bir şekilde gözlerine baktım. Nereden anlamıştı ki.

"Şey.. ben ağlamadım sesim bile çıkmadı ki"

"Tabi tabi"

Yatağa eğilip bıraktığında bornozun açılmış yerini hızlıca düzelttim. O sırada karton çantalar gözüme ilişmişti. Bu tür çantalar ancak pahalı yerden alınca veriliyordu. Zaten adamın evine bakılınca bile bok gibi parası olduğu anlaşılıyordu.

Çantaların yanına ilerleyip üstün körü içlerine baktı. Bazılarını alıp yatağın üzerine bıraktığında geri çekip komidinin üstündeki kumandanın bir tuşa bastı. küçük bir sesle perdeler aşağıya inmeye başlamıştı.

Teknolojiye bak be adam elini bile yormaya tenezzül etmiyor.

"Senin için kıyafetler var. Kalın giyin hastaneye gideceğiz. Yarın sabahtan gideriz diye planlıyordum ama işim çıktı"

Ne hastanesi ya? O bahsettiği raporu almak içindi değil mi? Sonra da tabi şikayetçi olma aşamasına geçecekti.

Neyime güvenip şikayetçi olacaktım? Daha dava günü gelmeden beni öldürüp bir kenara atardı o. Yanına kalsın asla istemiyordum ama buna mecburdum.

ANOREKSİYA - GAYWhere stories live. Discover now