diary, six

887 52 13
                                    

Bugün, yıllarca tüm imkansızlığımıza rağmen içimde yeşeren umutun başarısına şahit oldum.

Bugün beni öptün.

Hafif sarhoş olsan da ne yaptığının farkındaydın. Kafanı omzumdan kaldırdın. Sisli gözlerini sildin. Neden gittiğimi sordun. Neden sana öyle davrandığımı...

Sana baktım. Sen de kimsesizdin, benim gibi... Şefkatle dolu olan gözlerin artık bir yabancıymışım gibi bakıyordu bana.

Düşündüm. Yıllarca arkadaşlığımızı bozmamak için söylememiştim sana hislerimi. Peki şimdi? Bozulacak bir arkadaşlık yoktu ortada! İtiraf için bir engel var mıydı?

Yutkundum. Bunu acilen yapmalıydım yoksa her an vazgeçebilirdim.

'Ben seni çok sevdim,
Ben seni çok sevdim.
Belki zordur anlaması sessizliğimden,
Ben seni çok sevdim,
Ben seni çok sevdim.
Oku kelimeleri gözlerimden...'

Arkada çalan romantik şarkıyı yüzüne doğru mırıldandım, anlamanı bekledim. Bakışların yoğunlaştı.

Tekrarladım.

'Oku kelimeleri gözlerimden.'

Bakışlarına baskın bir şaşkınlık hakim oldu. Elimi yanağına götürdüm. Sen bana o şekilde bakarken her şeyin bittiğini anladım. Özür diledim ve ayağa kalktım.

Ama sen kolumdan çektin beni. Sana iyi geldiğimi söyledin ve beni öptün.

Gözümden düşen yaşı umursamadım ve karşılık verdim. Kafan güzeldi ama sarhoş değildin. Yaptıklarının farkındaydın.

İçimdeki çocuğun gülümsediğini hissettim. İçimdeki umutun büyüdüğünü...

En zor anımda bile senin aşkınla tutunan ben,
O aşkı yaşıyordum.
Dudaklarında hayat vardı,
Şimdi o hayatı gerçekten yaşamaya başlamıştım.

Ayrıldığımızda gülümsedin. Bileğimdeki tokayı öptüm.

Geçmişim senden ibaretti,
Şimdi ise geleceğim de sen olmuştun.

black buckle ♤, mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin