diary, four

930 50 12
                                    

Bugün sağlık ekibi ve hocamız beni yanına çağırdı. Son zamanlarda sağlıksal olarak kötü bir durumda olduğumu ve bu gidişle formdan düşeceğimi söylediler.

Bir çok şeyi tüketmem yasaklandı. Alkol dahil...

Artık arayamayacağım seni. Sadece sarhoşken duyabiliyordum o güzel sesini ama artık o da olmayacak. Dürüst olmak gerekirse, sırf seni her gün görebilmek için alkol bağımlısı olmak isterdim.

Ama senin için futboldan vazgeçemem. Çünkü bu bizim hayalimizdi. Benim üstümdeki forma bizim küçükken kurduğumuz büyük hayallerdi.

Eğer futboldan vazgeçersem, çocukluğumuza ihanet ederim. Masum olduğumuz zamanlara ihanet ederim. Çünkü o zamanlar tek kavgamız saklambaç oynarken ebenin kim olduğunu düşünmekti. Güzelliklerle dolu anılarımızı kirletemem.

Bir gün saçını örmeye çalışmıştım, yaklaşık sekiz yaşındaydık. Beceremeyince de benimle dalga geçmiştin ve bende seni gıcık etmek için tokanı çalmıştım. Geri almaya çalışmıştın ama vermemiştim.

O toka hala bileğimde biliyor musun? Annelerimizle çarşıdan aldığımız bilekliklerde duruyor bende. Sen saklıyor musun? Yoksa anılarımızla birlikte çöpe attın mı?

Seni bir daha aramayacağım. Belki de artık senin dışında bir hayatım olur. Belki de her şey bana seni hatırlatmaz.

Belki seni unutamam ama bu zamanlar bana acı vermek yerine birer anı olarak kalır. Belki birkaç yıl sonra ilk aşkımı soran olursa gülerek anlatırım bu hikayeyi.

Belki de bir gün o tokayı bileğimden çıkarırım... Ne dersin? Sence unutabilir miyim seni?

black buckle ♤, mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin