Hacı Abbasî'n Hikâyesi

351 9 1
                                    

Cin Süresinin 19. Ayetinde; "Allah'ın kulu (Muhammed), O'na ibadet etmek için kalktığında cinler nerede ise (Kur'an'ı dinlemek için kalabalıktan) onun etrafında birbirlerine geçiyorlardı."

Para ve mülk uğruna bütün köyü, büyüyle lanetleyen Hacı Abbas'ın hikâyesi. Vaka 1990 yılında gerçekleşmiştir, hikâyeyi okuyanların ve anlatanın başına paranormal olaylar geldiği söyleniyor.

****

Olayı bir yakını anlattı;

Olay 1990 yılında Pınarlı köyünde gerçekleşti. Köy 15 haneli bir ücra köy.

Hacı Abbas (69) namazı niyazında fakir bir köylüydü. Karısı ve çocukları ona baskı uyguluyordu. Git komşunun hayvanlarını zehirle onlardan kazanmasın gibi, fitne ve fesatlık sokuyordu adamın aklına. Ben onla aynı köyde yaşayan biriydim, şuan 56 yaşındayım. Olayı anlatmak ile anlatmamak arasında kaldım. Konuya geçiyorum direk.

Akşam namazından çıktıktan sonra Abbas dayı, geldi masama oturdu. Bir şey demedi, fakat ağlamaya başladı durduk yere.

Ne oldu Abbas amca dedim. Yüzüme bakmadı, cevap vermeden kalkıp eve gitti. Bende yarım saat sonra eve gitmek için yola koyuldum. Tam eve gireceğim sırada, Abbas dayının elinde kazmayla ormana doğru gittiğini gördüm. Takıldım peşine. Hava çok soğuktu, ama nereye gidiyor merak ediyordum.

Eski bir hamam vardı ormanın içinde, nereden baksanız 100 yıllık tarihi vardır. İçeri girdi, bende dolaştım hamamın etrafını camdan onu izliyorum.

İki tane gaz lambasını yere çapraz gelecek şekilde koydu. Çuvaldan bir tane tavuk çıkardı. Tavuğun kafasını kesip, kanıyla kendine bir çember oluşturdu. Ardından tavuğu yolmaya başladı, o an yanlışlıkla kafamı cama vurdum. Bana doğru baktı, ancak karanlık olduğu için göremedi, şansıma rüzgâr da vardı.

Tavuğu yolduktan sonra çemberin üzerine serpti. Şalvarından bir kâğıt çıkardı. Ortaya koydu, sonra "hucr el inna amena kahmeran vesr el harap" demeye başladı. Yaklaşık 5 dakika boyunca, bunu söylemeye devam etti.

Rüzgârın normal seyri artmıştı, lodosa dönmüştü adeta. Sonra bir tiz ses duyuldu (çın) gibi, ardından gaz lambaları patladı. Hacı Abbas korkudan bağırıyordu. Korkudan olsa gerek Ayetel kürsü okumaya başladı. Eşyalarını orda bırakıp gitti.

İçeri girip o kâğıdı aldım. Ertesi sabah, 25 km ötede bulunan başka bir ilçede Halil efendiye (Emekli imam, dindar birisi) sordum. Bunun büyü olduğunu söyledi. Yani yapan kişi büyü karşılığında cinlere birini kurban olarak verir, karşılığında ferahlık, huzura kavuşur dedi.

Tam aradan 2 ay geçti, artık cami eskisi kadar dolmuyordu.

Eskiden şen şakrak olan köy şimdi sessizdi. Saat 18:00dan sonra kimse dışarı çıkmıyordu.

Bir gece eve giderken bizim Celal emmiyi gördüm, gel çay içelim dedim. Cami perdeyi kapadı. Benden kaçıyor gibiydiler.

Balkonda sigara içerken hacı Abbas'ı gördüm, yolda tek başına yürüyordu. Aşağı indim Abbas dayı diyorum, duymuyor.. Abbas dayı diyorum yok, takmıyordu beni. Yolun sonunda ışıklandırma olmadığı için net göremedim ama insan gölgesine benzer gölgeler gördüm. Abbas dayının önüne geçtim, gözü kapalı gidiyordu resmen, ağzından "vesr cinni el inna amena" diyordu. Korkudan bir şey yapamadım. Gölgelerde orada değildi.

Bir süre sonra Abbas dayı gözden kayboldu. Koşarak eve gittim. 2 saat sonra Abbas dayının geri döndüğünü gördüm. Hiç unutmam saat 03:45 civarı, silah sesleri duydum. Mahalleye indim, silah sesleri kesildi, Abbas dayının evine girdim, o mu yaptı diye...

Abbas dayı karısını ve çocuklarını silahla vurdu. Ardından da kendini vurdu. Jandarmayı aradım, olay yerinde araştırma yaptılar, cinayet deyip geçtiler.

Asıl olay 2 gün sonra oldu, meğer büyünün laneti köyü sarmış, herkes köyde intihar etmeye kalkışmış. Ayriyeten 4 köylü daha intihar ederek öldü. Nedense her evin önünde bir gölge beliriyordu. Sonra da intihar oluyordu. Eşyalarımı bırakıp o köyden kaçtım ancak, şuan rüyamda olsun korkutuluyorum. Beni biri boğuyor. Artık ne yapacağım bilmiyorum. Allah hayırlı ölüm nasip etsin hepimize...

Türkiye'de Yaşanmış Paranormal OlaylarWhere stories live. Discover now