25

83 5 9
                                    

Jisung yatağında öylece yatıyordu. Aklında sadece Mia vardı. Bugün Beomgyu ile buluşacaktı ve Jisung Mia'nın ellerinden öylece kayıp gitmesine izin veriyordu.

Bir dakika ya? Niye izin veriyordu ki! Yataktan hızla doğruldu Jisung. O mantar kafaya arkadaşını yedirmeyecekti.

"En yakın arkadaşımı kaybetmeyeceğim!"

.....

Changbin Mia'yı biraz rahatlattıktan sonra kendi dairesine gitmek için hazırlandı. Mia bugün Beomgyu ile buluşacağı için heyecanlıydı çünkü artık Jisung'u unutmak istiyordu. Onun en yakın arkadaşı olarak kalmasını istiyordu. Daha fazlası değil. Jisung da bunu istediği için sorun yoktu ona göre. Changbin de seviniyordu Mia'nın onu unutmak istemesine. Çünkü ikisinin bir ilişki sürdürebileceğine inancı yoktu açıkcası. Jisung daha ne istediğini bilemeyen kararsız biri,Mia da yıllarca tek bir kişiyi karşılıksız sevmiş biriydi. Zıttı ikisi.

"Changbin çok gerildim ya herşeyi mahvedersem!" Dedi Mia defalarca kez baktığı aynanın karşısında

"Mia biraz sakin olsana. Böyle dersen mahvedersin zaten."

Mia saate bakıp buluşma için yarım saati kaldığını görünce evden çıkmaya karar vermişti. Kendi yatağına otlanan Changbin'i kaldırıp kapıya sürükledi. Evden çıkarken annesine çıktıklarını söyleyip haber verdi. Annesi ardından dışarda yağmur yağacağını şemsiye almasını söylese de Mia onu duymamıştı.

"Hadi asker sana güveniyoruz. Parçala onu!" Dedi Changbin kardeşinin pembe terlikleri ayağına geçirirken. Mia onu çağırınca ayağına ne bulduysa giyip alt kata inmişti ve o şanslı ayakkabıda üstünde winx karakterleri olan pembe terliklerdi...

Mia Changbin'e sarılıp kısaca teşekkür ettikten sonra Changbin kendi dairesine çıkarken Mia da derin bir nefes alıp merdivenlerden inmeye başladı.

Bu sırada Mia'yı kaybetmek istemeyen Jisung var gücüyle onların evine koşuyordu. Gec kalma ihtimali, Mia'nın çoktan gitmis olabilmesi onu deli gibi korkutuyordu.

İkisi apartman çıkışında çarpışınca Mia Jisung'un neden deli gibi koştuğunu,Jisung da Mia'nın gidip gitmediğini merak ediyordu.

Jisung çarpıştığı kişinin Mia olduğunu görünce derin bir oh çekip deli gibi davranmayı bıraktı.

"Jisung, niye geldin sen?" Dedi Mia şaşkınca. Karsısında onu görmeyi beklemiyordu. Sanki heran kararını değiştirip tekrardan Jisung'a dönecek gibi hissediyordu.

"Ben şey... Changbin! Changbin video oyunu oynamaya çağırdı." Diye bahane uydurdu Jisung. Neden bunu yaptığını bilmiyordu. Evden çıkarken ki cesareti Mia'yi görünce yok olup gidivermişti.

"Sen mantar kafayla buluşmaya mı?"

"Evet Jisung. Beomgyu ile buluşmaya gidiyorum." Dedi Mia Beomgyu vurgulayarak. Jisung ona göz devirirken hafifçe mırıldandı.

"İyi eğlenceler size."

"Size de."

Ikisinin de gitmesi gerekiyordu şuan. Ama ikisi de ne kılını kıpırdatıyordu ne de konuşuyordu. Sadece birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.

Mia daha fazla bu iskenceye dayanamadığı için gözlerini ondan çekti ve kısaca görüşürüz diyip dışarıya çıktı. Jisung öylece kalmıştı. Mia'nın gitmesi canını yakmıştı. Ne diyebilirdi ki! Aptal gibi bahane uydurmak yerine hislerini söylemesi gerekiyordu. Ama o yine ve yine korkmuş ve bahanelere sığınmıştı. Sözde Mia'yi kaybetmemek için gelmişti buraya ama şuan kendi elleriyle itiyordu onu.  Cesaretini yeniden kazandığında bu sefer kaybetmeye niyeti yoktu. Aynı Mia'yi kazandığında yapacağı gibi

Koşarak apartmandan çıktı ve az önce olanları unutmaya çalışan Mia'nın arkasından bağırdı.

"MIA!"

Mia duyduğu sesle olduğu yere çivilenirken Jisung yavaş adımlarla onun yanına geldi. Ikisi de konuşmuyordu yine. Ama bu sefer gözgöze de değillerdi. Mia yere bakıyordu. Bakmak istemiyordu o gözlere, bakarsa kararını anında değiştireceğini biliyordu çünkü.

"Gitme..." diye fısıldadı yavaşça Jisung. Mia kafasını yerden kaldırıp sonunda Jisung'un gözlerine bakabilmişti. İkisi de alınlarına düşen yağmur damlalarını umursamadan birbirlerine baktı bi süre. Gözleriyle konuştular. Anladılar birbirlerini.

"Jisung" diye fısıldadı Mia alnını onda yaslandığında. Sesi dokunsan ağlayacak gibiydi. Jisung burukça gülümseyip devam etti konuşmasına.

"Mia seni kaybetmek istemiyorum. İçimdeki duygu aşk olmayabilir ama seni çok seviyorum."

"Ne değişti?"

"Sadece arkadaş olarak sevmediğimi anladım. Seni başkalarıyla düşününce bile rahatsız olduğumu anladım. Sadece beni sev istediğimi anladım."

"Beni değil sana olan sevgimi mi seviyorsun yani?"

"Hayır! Mia sadece... benim sana aşık olmamı sağla" diye yalvarırcasına konuştu Jisung. Mia hala olanlara inanamıyordu. Karşısında ki çocuk beni sev diye yalvarıyordu.

"Ya olmazsan?"

"Olacağım. Sadece şans ver."

"Jisung emin değilsen benden böyle birşey isteme. Yeterince emin olduktan sonra gel. Bana aşık olacağına eminsen gel." Yağmur iyice hızlanmışı ama ikisi de  bunu umursamadan hararetle tartışıyordu

"Mia suana kadar aramızdaki arkadaşlık bozulmasın diye sustum. Ama bundan sonra ikimiz de eskisi gibi olamayız zaten bırak deneyelim."

"Jisung-"

Mia'nın sözünü  onu boynundan tutup kendine çeken Jisung kesmişti. Dudakları Mia'nın dudakları üzerinde hareketsiz bir şekilde duruyordu. Mia donup kalsa da Jisung onu yavaşça öpmeye başladığında gözlerini kapattı ve ona izin verdi sadece.

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurdan kaçan diğer insanların arasında iki genç birbirlerinden kaçmamayı öğrenmişti artık.

...

ZORT ALIN OBUSME

yazarken cringden ağladım ben sadece komik bolum yazabiliyorum sadece ona yeteneğim var glb

Neyse yaptık bi hata

Ustteki aciklamayi bolumu ilk yazdigimda yazmistim ve ciddili hic romantik yazamiyomusum amk bune

Ovvuaa💅(biri lutfen dans eden kari emojisiji bulsun artik)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

🍔HAMBURGER🍔| Mia+JisungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin