8

15 1 0
                                    

   Uzun zaman oldu ama özledim canlarımı onları hissetmeyi onlar hakkında bir şeyler üretebilmeyi ve daha bir sürü şeyi...

   Neyse uzatmayayım daha fazla iyi okumalar

Bölüm Şarkısı: Duncan Laurence - Arcade

Hayal kırıklığımla okuldan çıktım, şirkete gitmek için taksiye binmek zorunda kalacaktım. Doğukan'ın bugün işi vardı ve babası da şirketteydi. Taksi bulmam gerekecekti tam da herkesin meşgul olduğu zaman diliminde, ah fazla sinir edici. Çaresizliğimle yürürken çalan korna sesiyle irkildim ve sesin tarafına baktım. Çağlar arabasını durdurmuş açık camdan bana sırıtıyordu.

"Bugün şoförlük görevini ben üstlenmak isterim, benimle gelir misin?''

Alayla söylediği şeye güldüm, ben de eski zamanlardaki gibi eteğimle eğilme hareketi yaptım.

"Memnuniyetle."

Yaptığım şeye ufak bir kahkaha attı, ben de kıkırdayarak arabaya doğru ilerledim ve ön tarafa oturdum. Ben oturunca arabayı çalıştırdı, ben de  onu süzdüm. Yani yapılacak en iyi şey bence şuan, okul formasıyla gelmişti, şirkete giderken giyimine dikkat ederdi. Kaşlarım çatıldı.

"Şirket kuralları gereği forma giymiyorduk diye hatırlıyorum."

"Şirkete gideceğimizi söylediğimi hatırlamıyorum."dedi sırıtarak, kafayı yemiş olmalıydı. Babam gibi bir gerçek varken şirkete gitmemem imkansızdı. Endişeyle ona baktım.

"Babamın böyle bir şeye izin ve-"

"O işi ben hallettim, yeni antlaşmadaki arsayı görmeye gideceğimizi sanıyor."

"Ama neden? Ben daha o kadar gelişmedim ve niye görmeye gidiyoruz?"

Dediklerine karşın hafifçe güldü ve kafasını olumsuz biçimde salladı.

"Hayır aslında tam olarak o seviyeye geldin, o yüzden arsayı almak için antlaşmayı sen yapacaksın ama bugün onunla ilgilenmeyeceğiz."

Şaşkınlık ile ona bakakaldım, ben ve antlaşma yapmak. Daha o kadar gelişmemiştim ve babam başarısız olduğum an kim bilir ne yapacaktı. Gerginlikle nefes aldım, bakışlarını yoldan çevirip bana döndü.

"Gerilmene gerek yok eğer yapamayacak olsan ben babana bunu açıklardım ve olmazdı ama yapacağını biliyorum. Kendine güven sadece. Şimdi şuana odaklanalım, her şeyi bir kenara bırakarak."

Gülümsedim, bana inanması, güvenmesi ve beni desteklemesi hoşuma gidiyordu. Neşeyle ona döndüm.

"O zaman nereye gidiyoruz? Ve bugün neden şirketi asıyoruz?"

Çarpık bir şekilde gülümsedi.

"Sürpriz ve bence işlerden uzaklaşmak biraz iyi olabilir."diyip göz kırptı. Yapma böyle hareketler yapma eriyorum.

"Sürprizleri severim."diyip şımarıkça gülümsedim ve cama döndüm. O da yola döndü.

***

Beni kız kulesini eşsiz bir şekilde gösteren bir yere getirmişti bu manzarayı ve kız kulesini çok fazla severdim. Geldiğimizden beri hayran hayran bakıyordum.

"Efsanelere hikayelere konu olduğu kadar var değil mi?"

Dediği şey ile Çağlar'a döndüm, o da en az ben kadar hayranlıkla bakıyordu. Ben ise iki manzaranın da tadını çıkarıyordum hem Çağlar karşımdaydı hem de kız kulesi bana tüm güzelliğini bahşediyordu.

"Fazlası, varlığı bir şiir gibi. Sanki efsaneler hikayeler ondan doğmuş şiirler onunla anlam kazanmış gibi."

"Haklısın."

Gözlerimi kız kulesinden çekip ona odaklandım, onunla bu manzarada olmak ve bunları konuşmak tarif edemeyeceğim kadar güzeldi. Onu tanımam da öyle, bunun beğeniden fazla olduğunu anlıyordum. Gözlerini gözlerimle buluşturdu, bir süre öylece baktık. Belki de bakışlarımızla anlaştık, sonra sessizliği o bozdu.

"Seninle bugün buradayım çünkü sana bir özür borçluyum, biliyorum üzerinden üzerinden biraz zaman geçti ama sen bunu hak ediyorsun. Saf rolü yada masum rolü yapmıyorsun, gerçekten içindeki iyiliği dışına vuruyorsun. O gün böyle bir öküzlük yaptığım için üzgünüm. Hiçbir kızın onun gibi olacağını düşünmemiştim-"

"O ve onun gibi derken?"

Kaşlarım çatıldı ama bu sinirden değil hayal kırıklığındandı, birisi vardı ama onun için anlaşılan sadece birisi değildi. Aşık olduğu kişiydi belki de, ondan bahsederken gözleri dolmuş ve bakışlarını kaçırmıştı.

"Onun kadar masum ve narin."

Beni böyle görmesi mutlu edebilirdi ama beni böyle gördüğü bir başkasına benzetiyordu. Şuan sadece üzüyordu ama neden?

"Ona aşık mısın?"

Ne demiştim ben? Aklımdan geçen ilk şeyi söylemiştim lanet olsun. Söylememeliydim. Gözleri tekrar gözlerimi buldu, bakışları çözemeyeceğim gibiydi hüzünlü, kırgın, kızgın...

"Değildim."

O zaman ona değer veriyordu, fazlasıyla. Ne yapacağımı bilmeyerek ona baktım, içten bir şekilde tebessüm ettim.

"Eğer iyi hissettirecekse ben affettim seni zaten o gün unutmuştum."

Hafifçe tebessüm etti.

"Teşekkür ederim."

Gülümsedim hafifçe ve kız kulesine çevirdim bakışlarımı.

***

Bugünü de bitirmiştik ve beni evime getirmişti, bugün çok  güzeldi. Kemerimi çıkartırken ona döndüm.

"Bugünü kabul etmediğimi biliyorsun."dedim sitemle, afallayarak cevap verdi.

"Neden? Yanlış bir şey mi yaptım?"

"Evet."

Kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı, bu haline gülebilirdim ama şuan sinirliydim.

"Ne yaptım?"

"Hesabı sen ödedin, bir daha böyle bir şey yapacak olursan bir yere gelmem seninle."

Rahat bir nefes verdi ve kahkaha attı.

"Ben ciddiyim."

"Ona gülmedim, daha kötü bir şey bekliyordum. Madem bu kadar canını sıktı bu durum, bir dahakine sen ısmarlarsın."

Zaferle gülümsedim ve ellerimi çırptım.

"Anlaştık o zaman, bir dahaki yer de benim sana sürprizim."

"Anlaştık."dedi gülerek, gülümseyerek bakışlarımı bakışlarıyla buluşturdum. Onun bakışlarında, gözlerinde, eriyordum.

"Teşekkür ederim bugün için, çok güzeldi."

"Asıl ben teşekkür ederim bugünü bana ayırdığın için."

Mütevaziliğine karşı tebessüm ettim ve inmek için hareketlendim.

"İyi akşamlar o hâlde."

"Sana da."

Bölüm biraz kısaydı ama ilk kez tamamı Dalga ve Çağlar'dan oluşan bir bölümdü. Biraz da soft bir bölümdü, umarım beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz yorum ve voteyi unutmayın.














You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 18, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ZeminWhere stories live. Discover now