D

359 29 7
                                    

Pansy hafta sonunun ikinci gününe bir hayli geç başlarken kahvaltı saatini bırakın öğle yemeği saatine dahi yetişememişti. Şimdiyse odasından çıkmış ve arkadaşlarını bulmak adına ortak salona doğru ilerlemeye başlamıştı. Koridoru geçip merdivenleri inerken ortak salona şöyle bir göz atmış ve sarmaş dolaş oturan Blairon çiftini görmüştü.

"Kusmamak için zor duruyorum."

Küt saçlı kız kendi duyabileceği bir ses tonuyla konuşurken adımlarını mecburen ikiliye çevirmişti.

"Günaydın."

"Ooo Pans, neden kalktın ki? Birazdan yataklara geri gireceğiz zaten."

"Blaise unutturmada bu esprine daha sonra güleyim olur mu?"

Blaise şirince gülümseyip onaylarken Pansy'de kendini koltuklardan birine atmıştı.

"Diğerleri nerede?"

"Harry ile Malfoy neredeler bilmiyorum.."

Pansy kızılın sanki devamı varmışçasına kurduğu cümleyi tamamlamısını beklemişti. Yani Hermione'nin nerede olduğunu bildiği anlamını mı çıkartmalıydı bu cümleden?

"Ama Hermione'yi biliyorsun?'

"Hayır aslında onuda bilmiyorum."

Pansy koltuktan kaptığı ilk yastığı Ron'a doğru fırlatırken Blaise kendini feda etmiş ve yastığı tek eliyle yakalamıştı.

"Gerizekalı niye gerilim yaratıyorsun o zaman direk bilmiyorum desene?!"

"Böylesi daha zevkli."

Ron kendisine her an öldürecekmiş gibi bakan kız üzerine çekingence gülümsemişti. Gerilimdi kaostu falan iyiydi hoştu ama canından da olmak istemiyordu.

"Blaise sustur şu sevgilini!"

Esmer çocuk heyheyleri tepesinde olan arkadaşına hızla kafa sallarken gözleri ona sarılan kızılını bulmuştu.

"Susmazsan canımın içi, yatağın olur mezarın içi.. Anlatabildiğimi umuyorum?"

"Hadi itiraf et. Aslında sadece Hermione'yi arıyorsun?"

Ron sevgilisini asla dinlemezken Pansy duyduğu şey ile gözlerinin sonuna kadar açılmasına engel olamamıştı. Ne saçmalıyordu bu çocuk?!

"Hayır tabii ki de! Niye Herm'i arayayım ki?!"

"O zaman neden bu kadar tepki verdin?"

Ron yaşamayı umarak sonuna kadar iddiasını sürdürürken Pansy bir şey demek yerine asasını çıkartmış, minik bir büyü yardımıyla kızılın dudaklarını konuşmaması için birbirine kenetlemişti. Ağzını açamazsa boş da yapamazdı!

"Bana bak Blaise, şimdi gidiyorum. Eğer sevgilinin boş yapan ağzını akşama kadar açarsan sana daha kötüsünü yaparım! Anladın mı?"

Blaise bir Ron'a bir de küt saçlı arkadaşına bakarken bulunduğu durum iki ucu boklu değnekten farksızdı. Açsa Pansy, açmasa sevgilisi canına okurdu. Her halükarda zararlı çıkan kendisiydi!

Pansy cevap beklemeden ortak salonu terkederken Blaise gittiğine emin olur olmaz sevgilisinin ağzını büyü yardımıyla açmıştı.

"Sakın onun yanında konuşma. Yakalanırsan yatağı mezar olan kişi ben olurum!"

Blaise uyaran ses tonuyla sevgilisine bakarken Ron gülümseyen dudaklarıyla onu onaylamıştı.

"Beni kurtardığına göre minik bir ödülü hakettin."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 31, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Fantastic BeastsWhere stories live. Discover now