S

470 49 22
                                    

Kuzgun sabahtan beri oturduğu yerde rahatsızca kıpırdanmıştı, açıkçası gergindi. Draco'nun bavula girme zamanı yaklaşıyordu ve Ron ile Herm'in tepkisinden korkuyordu. Ya şüphelenselerdi ve onu sorguya çekselerdi? Harry böyle bir durumda ne diyeceğini veya ne açıklama yapacağını asla bilmiyordu. Tamda o sıralarda korktuğu şey gerçekleşmek üzereydi.

Herm ve Ron ise paranoyak arkadaşları asla ama asla garip davranışlar sergilemediğinden bir hayli şaşırmıştı. Üstelik haritasıda yanında değildi. Ron içindeki merakına bir türlü engel olamıyordu, keza Herm'de..

"Eee Malfoy konusunda ne yapıyoruz Harry?"

Harry etrafa 'işte şimdi sıçtık' bakışları atarken ne diyeceğini düşünüyordu.

"Ben.. Beni ilgilendirmediğine karar verdim, Herm."

Kuzgun ona göre gayet normal olan cevabına(!) karşılık havalanan kaşları gördüğünde gergince yerinde kıpırdanmıştı.

"Sen mi? Hani şu taktıkça takan ve gerçeği öğrenmeden asla bırakmayan Harry Potter?"

Ron'un şaşkın konuşmasıyla kuzgun daha da gerilmişti. Ne olurdu bir kere de sorgulamasalar ve 'aa tamam o zaman' diye tepki verselerdi? Ama nerdeydi kuzgunda öyle arkadaş, bırakın arkadaşı kendisi bile böyle biri değildi ki!

"Evet, yani bana bir zarar verdiği yok. Göründüğü kadarıyla kendine de bir zarar verdiği yok. Okulda gayet sağlam duruyor. Yani beni ilgilendirmiyor."

"Kendisine zarar veren bir şey yapsa seni ilgilendirir miydi yani?"

Harry Herm'in sorguladığı şeyle kaşlarını yatarken yeşilleri kahvelerle buluşmuştu. Bunu mu sorguluyordu gerçekten?!

"Birinin kendisine zarar vermesine izin mi vermeliyim? Hem sen buna mı takıldın?"

"Harry iyi olduğuna emin misin? Sen bir anda olayın peşini bırakacak bir insan değilsin."

"Bu sefer bırakma kararı aldım! Niye bu kadar taktınız ya?"

Ron bu değişime akıl sır erdimezken ayaklanmış ve sinirle ellerini beline koymuştu. Kuzgun kesinlikle şaka yapıyor olmalıydı!

"Aniden mi? Seni tanımıyormuşuz gibi mi gözüküyoruz oradan, yalan söylediğini anlamıyor muyuz sanıyorsun?!!"

Harry kendisine sesini yükselten arkadaşına, üstelik tamamen haklı olan arkadaşına, bu sefer gerçekten sinirlenmişti. Hayır eğer yalan söylüyorsa söylememesi gereken bir şeydi değil mi, niye sorguluyorlardı ki?

"Ya söylüyorum veya söylemiyorum, sizene? Siz değil miydiniz beni ilgilendirmediğini söyleyen? Bende ilgilenmiyorum işte!"

"Yani bize yalan söylüyorsun?!"

Harry sinirine hakim olmaya çalışırken o da ayaklanmıştı. Evet yalan söylüyordu çünkü bu onunla ilgili bir şey değildi!

"Evet söylüyorum! Demek ki sizi ilgilendiren bir şey yok! İtirazı olan mı var?!

Herm, Harry'nin söylediklerine inanamıyordu. Resmen birini korumak için onlara yalan söylüyordu ve o birinin kim olduğunu da gayet iyi biliyordu.

"Sen kendini ne zannediyorsun ya?! Bir şeyin beni ilgilendirip ilgilendirmediğine kendim karar veririm!"

Kıvırcık saçlı kız derin bir nefes alıp kırgınlığı oldukça belli olan sesiyle konuşurken Harry ileri gittiğini anlamıştı. Anlamıştı anlamasına da artık buradan dönebilir miydi? İşte ona hiç emin değildi.

Herm yavaşça yerinden kalkıp Harry'nin karşısına geçerken alnına dökülen saçlarını sertçe geriye atmıştı.

"Ama bir şeyi merak ediyorum Harry. Kim için bize yalan söylüyorsun?! Yoksa sen-"

Fantastic BeastsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin