❉ Yabani| Bölüm 14 ❉

75.1K 2.7K 151
                                    


Ve ruh bu kadar tükenmemişti bir bedende. Ya da ölüm bu kadar vuku bulmamıştı zihinde. Ben kimdim bilmiyorum. Tanrının herhangi yarattığı bir zerrecik miydim öylesine bir günde?


Kerem'in arabasına bindiğimde utangaç bir biçimde; Kerem ve Çiçek hariç her yere baktım.

"Bu arada ben Kerem, memnun oldum."

Bunun bana ithafen bir cümle olduğunu anlayarak hafifçe kafamı ona doğru çevirmiştim.

"Ben de Aden, aynı şekilde memnun oldum."

Samimi olduğunu umduğum bir gülümseme göndermiştim.

"Daha önce görmemiştim Aden'i, Çiçek. Yurtdışında okuyan arkadaşlarından biri mi?"

Çiçek bana muzip bir ifadeyle baktı.

"Şirvan abimin, arkadaşının kardeşi."

Çocuğun gözleri dehşetli bir ifadeyle açıldı. Sanki katil oldum ben, demişti Çiçek.

"Ve Şirvan bey kendinden birinin bizimle takılmasına izin verdi, öyle mi?"

Şirvan bey deyişinde aşırı bir alaycılık vardı.

Şirvan'a bu denli kinci bir yaklaşım beni ilgilendirmiyordu gerçi. Bana neydi Allah'ın kırosundan..

Çiçek boğazını temizlediğinde Kerem göz devirdi.

"Kusura bakma Aden, Şirvan bey, pardon yani abiyle kişisel sorunlarım var. Bu tavrımı lütfen kişisel algılama."

Kişisel algılamamıştım zaten. Şirvan'ı çok tanımasam da bu tavrı hak ettiğini düşünüyordum. Bazen çok korumacı oluyordu Çiçek'e.

Kerem bir kez daha Çiçek'e döndü.

"Senin yüzünden dayak yemeye alıştık güzelim de Aden'e bir şey olursa mevzu büyük. Bu sefer beni kesin öldürür."

Sesi alaycıydı. Çiçek kahkaha atıp bir kez daha bana döndü.

"Her ay başında, benim yüzümden dayak yiyor. Bu yüzden sevmiyor Şirvan abimi. Abim bununla görüşmemi istemiyor."

Gülüp sonra konuşmaya devam etti.

"Evet psikopat gibi hala görüşüyoruz. Ve dayak yiyeceğini bile bile. Çünkü bu çocuk arsız. Dayak yemekten zevk alıyor."

Kerem kahkaha atarken ben de hafifçe gülümsedim.

Demek onu dövdüğü için sevmiyordu. Ben de sevmiyordum ama iyilikleri de benim üzerimde yadsınamaz bir gerçekti. Onun yaptığını kimse yapmazdı.

Can borcuydu ama sadece bir can borcu var diye böyle ağır bir şey üstlenmesi çok büyük bir yüktü.

"Nereye gideceğiz? Bizimkiler her zamanki yerinde mi?"

Kerem hafifçe kafa sallayıp "Her zamanki mekan işte, orada bekliyorlar."

Çiçek onaylar derecede kafa sallayıp ardından arabanın radyosuna doğru eğilerek düğmesine bastı.

Cızırtılı bir şekilde, radyoda zihnimi işgal eden bir şarkı çaldı. Sözleri çok güzeldi. Ve beni derin bir duygu seli karşıladı.

Seni ararken kendimi, kaybetmekten yoruldum. Bulduğumu zannettiğimde, kendimden ayrı düştüm

YABANİ Where stories live. Discover now