'' Ölüler aldatılmaz ''

107K 4K 253
                                    

Gözleri dolmuştu , onu arkamda bırakıp yavaş yavaş ilerliyordum. Canım yanıyordu , oysa kalbimin karşılık bulacağına o kadar çok inanmıştım kii!

...

Taksiye atladığım gibi evin yolunu tuttum , Ah be baba ! Keremi hayatımın içine sen aldın. Bile bile ölüme sürükledin beni. Şimdi ise ölümün en uç noktasındayım.

...

Keremin ağzından ;

Ben , Kerem Aksu ! Nazdan sonra hiç bir kızı düşünüp , üzülür mü diye hareket etmedim. Bildiğim ne varsa yaptım , kaç kişinin canını yaktım belli değil. Bu yüzden ben üzülmem , üzerim! Hayatım diye benimsediğim oyunun başlıca kuralı bu. Sadece bu aralar kafam dağınık hepsi bu. Bizim çocuklara attığım mesajla umutların evinde ki partiye doğru hareketlendim. Işılı bu kadar düşünmem saçmaydı. O kendi başının çaresine bakabilirdi. Ki ben onu uyarmıştım , bana aşık olmamalıydı!

...

Yatağın içine kendimi atıp gözlerimi kapamıştım. Bugün daha doğrusu bu gece olanlar gözümün önünden hızla geçiyordu , ki ben yine ağlıyordum.. Ard arda gelen mesaj sesleri susturmuştu bu sefer beni , daha fazla dayanamayıp masada duran telefonuma yöneldiğimde bir hayli şaşırmıştım. Okulun sitesinde bana ait mesajlar ve fotoğraflar vardı. Bunlar öz kardeşim diye benimsediğim adaya attığım ekran görüntüleri ve kereme olan hislerimle alakalıydı. Sinirden elime geçen her şeyi savurdum. Bunu bana nasıl yapardı? Nasıl ihanet edebilirdi? Hala inanasım gelmiyordu.

...

Keremin Ağzından ;

Umut ve bizimkilerle oturmuş bir şeyler içiyorduk. Aklım ışıla gitmişti bir an , acaba hala ağlıyomudur benim için? kafamı kurcalayan bunun gibi bir sürü soru işaretleri vardı. Düşüncelerimden sıyrılıp muhabbetlerine ortak oldum. Gülüp , eğlenirken Arasın '' Kerem , hayranın ifşası yayınlanmış '' sözüyle birlikte etrafta bir anda sessizlik hakim olmuştu. Herkes telefonunu çıkarıp gülerken tek kaşım istemsizce havaya kalkmıştı. '' Ne diyosunuz olum siz? '' sesim oldukça yüksek çıkmıştı. Yanımda duran umutun elinden telefonu alıp ekranda açık olan görüntüye baktım. Ekran görüntüleriydi bunlar. Okuduğumda ise ışılın bana bu kadar derin duygular beslediğini bilmiyordum. Yine aklım ona gitmişti , şuan ne halde olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Etraf kahkahalara boğulurken '' Yeter ! '' sözüm herkesi susturmuştu. Tüm gözler üzerimdeydi. Masada duran telefonumu alıp hızlıca umutların evinden çıkmıştım.

...

Merdivenleri çıkarken , ışılın yanına gidip gitmemekte kararsızlık çekiyordum. Kapısının arası açık olunca , çocuk gibi sevinmiştim. Yok artık kendi kendine mi konuşuyordu?

'' Of hep bu kerem yüzünden , neden sevdim ki onu? Görüyorsun dimi coci? En yakınım bile bana ihanet ediyor. Nasıl güvenicem ben yeni birine? Üstelik unut dedi , öl deseydi içim acır mıydı böylesine? ''

Kendimi sırıtırken bulmuştum , böyle bir durumda bile şu kalbinin saflığını seviyordum ışılın.

'' Ne yani coci cevap vermiycek misin? Yoksa sende onlar gibi mi olacaksın? Çok canım yanıyor coci , çok! ''

Yine ağlıyordu , akıttığı her damla yaş beni paramparça ediyordu. Çok geçmeden sesimi değiştirerek ;

'' Görüyorum ışıl ne o aptal kerem ne de ada seni hak etmiyor. '' Işıl korku dolu gözlerle ayısına bakıyordu. Tanrım! Ne kadar saftı. Kapıyı tamamen açtığımda ise oyuncağın değil benim konuştuğumu anlamıştı.

'' Ne istiyorsun kerem? Dalga mı geçmeye geldin? '' Sesi sert ve boğuk çıkmıştı.

'' Coci garip isimmiş '' diye karşılık verdim.

'' Sana soruyorum kerem ne işin var burada eğer canımı yakmak için geldiysen , yeterince acıyor canım , daha da yakma! ''

'' Canını yakmak değil amacım , sana yardım etmek istiyorum ışıl ''

'' Ne yardımı kerem?, ne yardımı senden yardım isteyen yok. ''

'' Ama yardıma ihtiyacın var ''

'' Gerçekten çok mu yardım etmek istiyorsun ''

'' Evet ışıl istiyorum. ''

'' O zaman kalk ve odana git kerem , mümkünsede bir hayli konuşmayalım. '' diye eklemişti. Ne yapmaya çalışıyordu bu salak? Onu bu durumdan sadece ben kurtarabilirdim.

...

Odadan çıkıcakken ışılın ;

'' Kerem '' sesiyle irkildim ve ona doğru bedenimi çevirdim. Gözlerimiz buluştuğunda ise uzun uzun bakıp derin bir iç çekmişti. Ve sözlerine şöyle başladı ;

'' Bana yardım etmek istiyormuş , güldürdün aksu. Sen kendinden başkasını düşünmezsin ki ne yardımından bahsediyorsun?. Sen bencilsin. Sadece kendini düşünen aptal bir bencil! Ölü bir insanı aldatmaktan korkuyorsun. Ölü bir insana ihanet etmemek için kaç kişinin kalbini kırıp paramparça ediiyorsun. Etraftakilerini görmüyorsun. Şans vermiyorsun , tanımak istemiyorsun. Çünkü ne kadar inkar etsende ölü bir insanı aldatmaktan korkuyorsun ama sana bir sır veriyim mi ? Ölüler aldatılmaz kerem , ölüler aldatılmaz! Şimdi çık git hayatımdan , ne yüzünü ne de sesini hiç bir şekilde görmek duymak istemiyorum. Benden uzak dur kerem bend- ''

Onu susturmanın tek yolu öpmekti. Evet arzuladığım o dudakları sonunda öpebilmiştim. Onu yatağa yatırdığım da ise köprücük kemiklerini öpüp üzerindekileri çıkarıyordum.

'' Yapma '' demişti sesi kısık ve korkulu çıkmıştı. Ona verdiğim tek cevap ;

'' Kes sesini '' olmuştu sadece '' Kes sesini! ''

 ÜVEY ABİM ( DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin