Dediği şeyin sonradan farkında varmış gibi yapmacık bir tavırla devam etti.
F: Ay niye söyledim bunu ben ?
A: Ferdaaa bak benimle alay etme.
Gülmesini tutmaya çalışıp tutamayarak yatak başlığına sırtını yaslayıp elini Ahmet'in yanağına koydu. Ahmette sırtını yatak başlığına yaslamıştı.
F: Noldu Ahmet kıskandın mı sen biraz hayırdır ?
A: Böyle bir şey var mı gerçekten Ferda ?
F: Ahmet saçmalama çocuktuk çocuk.
A: Ulan ona bakarsan Ayşem'i yaparken de çocuktuk.
F: Tamam ama yani sonuçta ben kabul etmedim ki arkadaş olarak gördüğümü söylemiştim ona hem sen yoktun ki o zamanlar ortaokuldaydık, 13 yaşında falandım ben.
A: İyi aferin. (Sinirini yatıştırmaya çalışarak söyledi.)
F: E peki Ahmet Efendi senin hiç sevdiğin olmadı mı benden ayrıldıktan sonra ? Mahallenin bütün kızları sana aşıktı ya. (Biraz kıskanç tavırla söyledi)
A: Ama ben sana aşıktım Ferda. İçimde kabuk tutmayan yara olarak kalmıştın, hep kanadın içimde. Hiç unutamadım seni, senden başkasını gözümde gönlümde görmedi.
Ferda hüzünlü bir şekilde baktı. Ahmet durumu yumuşatmak için Ferdayı bacaklarından tutup yatağa geri çekti ve ellerini tutup başının üstünde birleştirdi. Kendi de Ferda'nın üstüne ağırlığını vermeyecek şekilde çıktı.
A: Dua et hamilesin Ferda yoksa daha kötü şeyler de olabilirdi neyse. Yarından itibaren yapacağımız ilk iş doktorunu değiştirmek.
F: Saçmalama Ahmet Deniz'e ayıp olur, olmaz öyle şey.
A: Ferda sen beni çıldırtmak mı istiyorsun ?, Ben elalemin adamına senin bir taraflarını açtırır mıyım sanıyorsun ? Hele de sen bu adamı tanıyorsan bir de bu adam sana aşıkken ?
F: Çocukken diye düzelteyim ben onu.
A: Ya unutamadıysa ?
F: Ahmet şu an gerçekten saçmalıyorsun 28 sene geçmiş üstünden çocukluk aşkı mı kalır bu zamana ?
A: Ferda bak yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz biz de çocukluk aşkı yaşamadık mı çocukken çocuk yapmadık mı ? Delirtme beni Ferda, değişecek diyorsam değişecek.
F: Ahmet ben seninle baş edemiyorum tamam ya tamam in artık üstümden.
Ahmet Ferda'nın gözlerinin içine emin bir şekilde birkaç saniye baktıktan sonra indi ve sırtını tekrar yatak başlığına yaslayarak Ferdayı kolları arasına aldı.
F: E o kadar Deniz'e yakında düğün var dedin senden daha bir icraat göremiyorum ben Ahmet.
A: Olucak gülüm yakında sen sabret.
F: Çocuğu doğurmadan olur umarım.
Ferda'nın başına bir öpücük kondurdu.
A: Yakında...
Sabah Ahmet Ferdadan önce uyanmıştı, kahvaltıyı hazırlamış Ferdayı uyandırmak için yukarı çıkıyordu.
Odadan içeri girince eğilip Ferdayı bir süre izledi. Yüzüne dağılmış saçlarını eliyle arkaya doğru attı ve kalkıp Ferda'nın yanağına sesli bir öpücük kondurdu uyandırmak için.
Ferda gözlerini yavaşça araladı.
F: Noluyor Ahmet ?
A: Hadi kalk kahvaltı yapcaz işimiz var ?
F: Ahmet Allah aşkına bak doktoru değiştirmek için beni sabahın köründe kaldırdıysan gerçekten kavga çıkartırım bak.
A: Hayır tabiki de Ferda.
F: Ne peki ?
Ferda'nın bacağının yanına oturdu ve elini Ferda'nın yanağına koyup okşadı.
A: Bugün senin günün olucak sevgilim hayatındaki en mutlu en güzel gün olsun istiyorum.
Ferda korkup oturur pozisyona geldi. Korkmuştu çünkü Ahmet bunu en son söylediğinde gözlerinin önünde intihar etmişti. Gözleri dolarak baktı Ahmet'e. Korkusu sesine de yansımıştı.
F: Ahmet noluyor dedim.
Ahmet Ferda'nın korktuğunu anlamıştı ama sürprizi bozmak istemiyordu.
