1.Bölüm ~ SON GECE ~

689 7 0
                                    

Akşam Perihanla Ferda'nın yemeği öncesi

Ferda telefonla Tugay'ı aramıştı. Tugay hemen telefonu açtı.
F: Tugay senden bir şey isteyebilir miyim ?
T: Tabi yenge emrin olur.
F: ...........
T: Tamamdır yenge.
F: Sağ ol Tugay.
T: Ne demek yenge her zaman.

Ferda telefonu kapatıp Perihanın yanına geldi.
F: E hadi çıkmıyor muyuz ? Şu senin çok istediğin şeyi merak ediyorum hadi artık.
P: Tamam hadi çıkalım.

Yemeğin sonrası...

Ferda koltukta boylu boyunca hareketsiz yatıyordu. Perihan son bir kez Ferda'nın arkasından bakıp Hacer'in yardımıyla dışarı çıktı. Perihan pişman olmaya başlamıştı ama iş işten geçmişti. Perihan Hacer'in yanındaki koltuğa oturup kafasını cama yaslamıştı. Hacer arabayı çalıştırdı ve arabayı ilerletmeye başladı. Perihan evi görmeyene kadar kafasıyla takip etti. Kafasını önüne çevirdiğinde hıçkırarak ağlamaya başladı. Perihanla Hacer'in çıktığını gören Tugay evin arkasından çıkıp koşarak açık olan evin kapısından girdi. Koltukta Ferda'nın cansız gibi yatan bedenini gördü. Hemen yanına koşup elini Ferda'nın boynuna koydu. Nabzı çok yavaş atıyordu. Hemen kucağına alıp dışarı çıktı. Arabasını çok yakın bir yere Perihanların görmeyeceği şekilde park etmişti. Hemen arka kapıyı açıp Ferdayı yerleştirdi. Ön tarafa binip en yakın hastaneye sürdü. Acil kapısının önünde durup Ferda'yı kucağına aldı ve "Sedyee" diye bağırdı. İki hemşire koşarak geldi ve Ferda'yı sedyeye aldılar. Ferda sedyede giderken elleri sedyeden düştü.
Kırmızı odaya alıp oksijen maskesi taktılar, damar yolu açtılar ve yapılması gereken şeyleri yapmaya başladılar. Tugay'ın telefonu çaldı. Açıp açmamak konusunda kararsız kaldı ve açmamaya karar verdi. Daha sonra bir mesaj geldi.
A: O telefon neden açılmıyor ve hastanede ne işin var ?
Tugay elini alnına vurdu. Arabada takip cihazı olduğunu unutmuştu. Telefon tekrar çaldı bu sefer açmaktan başka çaresi yoktu.
T: Efendim abi.
A: Niye telefonumu açmıyorsun lan ?
T: Abi
A: Olum başlatma abine niye hastanedesin noldu ?
T: Abi Ferda yenge...
A: Noldu lan Ferda'ya ? Ulan Tugay ağzından kerpetenle laf alıyorum söyle gelip ağzını kırmayayım şimdi.
Ahmet telaşlanmıştı. Oturduğu yerden kalkıp bir ileri bir geri odanın içinde hareket etmeye başladı. Her saniye daha da telaşlanıp, kalbinin atışı hızlanıyordu. Ferda'nın bu yaptıklarından sonra yine de ona bir şey olacak düşüncesi kalbine zarar veriyordu. Derin bir nefes aldı.
A: Tugaay
F: Abi Ferda yenge zehirlenmiş onu hastaneye getirdim.
Ahmet sarsıldı. Düşecek gibi oldu koltuğun kenarına tutunup kendini koltuğa bıraktı.
A: Ne diyosun oğlum sen ?
T: Abi valla dediğim gibi.
A: Tamam kapat geliyorum ben oraya.
T: Eyvallah abi.
Tugay telefonu kapatmıştı o sırada doktor kırmızı odadan çıktı. Tugay'ın yanına geldi.
D: Eşi misiniz ?
T: Yok hayır yengem olur kendisi.
D: Ucuz kurtulmuş. Birkaç dakika daha geç getirseydiniz size kötü haber verebilirdim. Ferda Hanımı yoğun bakıma alacağız. Şu an kendi kendine nefes alabilecek durumda değil. O yüzden entübe ettik. Biraz daha iyiye gittiğinde size tekrar haber veririz geçmiş olsun.
T: Sağ olun.
Tugay odanın karşısındaki sandalyeye oturmuş Ahmet'i bekliyordu. Ahmet eli kalbinde Tugay'ın yanına hızlı adımlarla geldi. Tugay ayağı kalktı.
A: Noldu Tugay ne dedi doktor ?
T: Abi Ferda yengeyi entübe etmişler yoğun bakıma alcaklarmış bu kadar dedi doktor.
A: Olum senin nasıl haberin oldu da getirdin Ferda'yı hastaneye ? Hem benim niye haberim yok ?
T: Abi Ferda yenge beni telefonla aradı...

Flashback

F: Tugay senden bir şey isteyebilir miyim ?
T: Tabi yenge emrin olur.
F: Ben bugün Sapanca'ya annemle yemeğe gidicem. Annemin nasıl bir insan olduğunu az çok biliyorsun. Ne kadar ölümcül bir hastalığa yakalanmış olsa da beni hemen kabul edeceğini düşünmedim düşünmüyorum. Kısacası güvenmiyorum yani. Eğer olur da annem yine bir plan yaparsa ordan sağ çıkamam o yüzden burada senin devreye girmen gerekiyor. Eğer bir süre içinde o evden çıkamazsam beni kurtarmanı istiyorum Tugay.
T: Tamamdır yenge.
F: Sağ ol Tugay.
T: Ne demek yenge her zaman.

Flashback son

T: İşte böyle konuştuk. Ben de Sapancada evin arkasında bekledim Perihan çıkınca yengeye bir şey yaptığını anladım. Aldım getirdim hastaneye. Sana da iyi olmadığın için haber vermedim abi. Kusura bakma.
A: Olum sen ne zamandan beri benden bir şey saklıyorsun lan hele Ferda hakkında. Ulan ben kimseye güvenemeyecek miyim ?
Deyip koridorda ileri geri gidip gelmeye başlamıştı.
T: Tekrar kusura bakma abi ben seni düşündüğüm için.
A: Bir daha benden hiçbir şey saklamıcaksın hele Ferda hakkında asla duydun mu beni ?
T: Eyvallah abi.
Ahmet Tugay'ın omzunu acıtmadan sıkıp hafifçe vurdu. Sandalyeye doğru ilerleyip oturdu. Kafasını elleri arasına almış Ferda'ya bir şey olma ihtimalini düşünüyordu. 25 yıl boyunca görmese de yaşadığını biliyordu. Ama ya şimdi gözleri önünde kayıp giderse o zaman ne yapardı ? Kavga gürültüyle de geçse, ihanet de etse her zaman yanında olsun istiyordu. Onun zehiri de panzehiri de Ferdaydı. Onsuz bir hayat düşünemiyordu.
İçi içini yerken kapı açıldı. Ahmet kafasını kaldırdı ve hemen ayağa kalktı. Ferda'yı öyle görmek kalbine bir ok saplamıştı. Ferda sedyeyle odadan çıkarılıyordu. Ahmet arkasından yavaş yavaş sedyeyi takip ediyordu. Ferda ağzında solunum cihazıyla rengi atmış yüzüyle ilerliyordu. Ahmet elini ağzına kapatıp sessizlikle takip etti. Yoğun bakıma aldıklarında kapı yüzüne kapanmıştı. Bir süre " Yoğun Bakım " yazısında gözlerini gezdirdi. Ferda'yla daha hesaplaşmamışlardı. Daha Ahmet Ferda'nın karşısına çıkacak 'Bak daha ölmedim ben dimdik karşındayım' diyecekti. Böyle bitemezdi. Aslında onlar için hayat şimdi başlıyordu. Birbirlerini kırıp, döküp parçaladıktan sonra tekrar birbirilerini birleştireceklerdi.
Ahmet kapıya arkasını dönüp ilerideki sandalyeye oturdu. Gözlerini kapatıp kafasını duvara yasladı. Tugay Ahmet'in yanına yaklaştı ve hafifçe öksürdü.
T: Abi Ayşem Hanıma haber vereyim mi ?
Ahmet gözlerini açıp birkaç saniye Tugay'ın yüzüne baktı.
A: Olur aslanım olur. Sen gitme ama burada kal senden her saat haber bekliyorum. Kimseye benim hakkımda bir şey söyleme.
Tugay kafasını sola doğru eğdi.
T: Eyvallah abi.
Ahmet ayağa kalkıp dışarı çıktı. Arabaya bindi ve içi içini yiye yiye evine gitti. Tugay Ayşem'e haber vermişti. Ayşem Merveye haber verip hastaneye koştu. Anneannesine haber verdiğinde düşündüğü bir tepkiyle karşılaşmadı. Bu duruma biraz şaşırdı ama şu an ona kafasını yormadı. Hastaneye koştuğunda Tugay'ı buldu.
A: Tugay annem nasıl, noldu nesi var ?
T: Zehirlendi Ayşem Hanım. Şimdi yoğun bakıma aldılar.
A: Nasıl ya ? Neyden zehirlenmiş ?
T: Bilmiyorum ama anneniz zaten böyle bir şeyi beklemiş sanırım beni aradı haber verdi.
A: Anlamadım nasıl biliyormuş ?
T: Perihan'a güvenmemiş evden çıkamazsam gel beni kurtar dedi. Tam tahmin ettiği gibi oldu ben de kurtardım.
Ayşem şok içinde ilk birkaç saniye hiçbir şey söylemedi. Tugay'ın koluna elini koydu.
A: Sağ ol Tugay sen olmasan...(gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı) düşünmek bile istemiyorum.
T: Ne demek Ayşem Hanım görevim.
A: Tekrar sağ ol sen gidebilirsin istersen.
T: Yok ben kalayım bir ihtiyaç falan olur.
A: Ben hallederim gerçekten gidebilirsin.
Tugay ne diyeceğini biraz düşündü.
T: Gerçekten kalsam daha iyi. Ahmet abi de böyle isterdi.
Ayşem'in gözü doldu.
A: Peki.
Merve hemen hastaneye koşmuş ne olduğunu sormuştı. Ayşem de hiçbir şeyi saklamadan tek tek açıklamıştı. Merve anlatılanlar karşısında şok oldu.
M: Nasıl yapar ya böyle bir şeyi aklım almıyor. Öz kızı ya öz kızı nasıl böyle kin, nefret besleyebilir. Bizi de kandırdı. Hiç affetmeyeceğim onu.
A: Annem uyansın dava açıcam ona son günlerini hapiste geçirecek ama olsun. Bunu yapmayacaktı.

2 Hafta Sonra

Ferda halâ yoğun bakımdaydı. Ama durumu biraz düzelmişti. Bu kızları sevindiriyordu. Tek sevinmeyen vardı o da tabi ki Perihandı.
Perihan hiç kimsenin bilmediği evine gitmiş kimse ona ulaşamıyordu. Perihan asıl şimdi ne yapacağını düşünüyordu.
Ahmet her saat başı Tugaydan rapor alıyordu. Tugay kızların biraz gerisinde yine rapor verirken bir hareketlilik oldu. Tugay'ın lafı yarıda kaldı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı.
A: Olum niye sustun ne oluyor konuşsana.
T: Abi bi dakika anlamaya çalışıyorum ne olduğunu.
A: Ulan Tugay başlatma bi dakikana kötü bir şey mi oldu ?
Tugay kızların yanına yaklaştı. Kızlar cama yaslanmış annelerine bakıyorlardı.
T: Abi Ferda yenge.
A: Noldu lan noldu söyle artık
T: Abi...

Zehirli AşkWhere stories live. Discover now