8.Bölüm ~ DEMİR ~

199 4 0
                                    

T: Abi...
A: Ağzında geveleme de söyle hadi.
T: Demir Haznedaroğlu abi.
A: Ne diyorsun ya ?...Tamam kapat.
Ahmet sinirle telefonu yatağın üstüne fırlattı. O adamın işini bitirdiğini sanıyordu demek bitmemişti neyse sırası geldiğinde o işi de hallederdi. Derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı. Ferda'ya şu an bir şey yansıtmak istemiyordu.

Yüzünde tebessüm oluşturup merdivenlerden inmeye başladı. Ferda halâ mutfaktaydı, bulaşıkları makineye diziyordu yaklaşıp yavaşça belinden sarıldı. Ellerini karnında birleşti ve Ferda'nın akrep dövmesine bir öpücük kondurdu. Ferda dik bir konuma gelip ellerini Ahmet'in elleri üzerine koyup başını omzuna yasladı.
A: Nabıyorsun bakalım ?
F: Gördüğün gibi ortalığı toparlıyorum Ahmetcim.
Ahmet Ferda'nın şakağına öpücük kondurup Ferda'yı döndürdü. Ferda Ahmet'le ellerini birleştirip kendi belinin arkasına koydu. İkisi de gülümseyerek birbirine bakıyordu.

Ahmet bir elini çözdü ve Ferda'yı içeri çekelemeye başladı.
F: Ahmet bi dur şurayı toplasaydım.
A: Ya boş ver şimdi birazdan tekrar dağılcak zaten gel.
Ahmet Ferda'yı salona getirdi ve tam ortada durdu. Ferda'nın elini bırakmadan ses sisteminde ayarladığı şarkıyı açtı.
Ferda'yı belinden tutup kendine yapıştırdı ve iki eliyle Ferda'nın belini kavradı. Ferda da Ahmet'in omuzlarına kollarını koydu ve ellerini birleştirdi. Yavaş yavaş sallanmaya başladılar.
Birbirinin gözlerinin derinliklerine bakıyorlardı.

Bir istiridyenin kıymetli incisini
Sakladığı gibi saklarım seni
Bir bahar dalının narin tomurcuklarını
Sakındığı gibi korurum seni

Ferda ellerini Ahmet'in ensesine koydu ve hafifçe okşamaya başladı. Hafif gülümsedi Ahmet'e. Ahmet'te hemen karşılık verdi ve gamzelerini göstererek gülümsedi.

Çok derin derin derin derin
Derinlerimde ellerin
Bir armağan gibi Tanrı'dan bana
Kış güneşinde altın kirpiklerin

Ben seni çok sevdim
Ben seni çok sevdim
Belki zordur anlaması sessizliğimden
Ben seni çok sevdim
Ben seni çok sevdim
Sen oku kelimeleri gözlerimden

Ahmet Ferda'yı dahada kendine çekti. Belindeki ellerini Ferda'nın sırtına doğru çıkardı sarılarak dans etmeye devam ettiler.
Ahmet Ferda'nın yüzünü görecek kadar uzaklaştı.

A: Ben seni çok sevdim Ferda. Halâ da çok seviyorum ve çok seveceğim. Şu an hayalini kurduğum hayatı yaşıyorum. Sen yanımdasın, kızımız var, yakın zamanda Merve'yle de birlikte daha da iyi aile olacağız eminim. Şu an yapamacağım tek bir şey var ve onun için çok geç kaldım ama elimden bir şey gelmez.
F: Ne o ?
A: Sana yemekte en başa dönelim istiyorum demiştim hatırlıyor musun ? En başa dönüp çocuğumuzu beraber büyütelim isterdim. Ama yapacak bir şey yok artık biz de büyümüşünü severiz. (Ufak bir kahkahaya attı)
F: Ben de sana hiçbir şey için geç değil demiştim hatırlıyor musun ?
Ahmet kafasını yukarı aşağı salladı.
F: Biz de beraber büyütürüz o zaman en baştan başlarız her şeye.
A: Kızım Ayşem'in daha nesini büyütücez kocaman kız.
F: Düşün bakalım Ayşem dışında kimi büyütebiliriz ?
A: Kimi ?
F: Ahmet sen benimle dalga mı geçiyorsun ?
Dedi sesini yükselterek.
A: Ya Ferda ne dediğini an-... ne bi dakika ben doğru mu anladım ? Sen şimdi bir çocuk daha yapalım diyorsun yani dimi ? (Gözleri ışıldayarak Ferda'ya baktı)
Ferda Ahmet'in boynundaki ellerini daha da sıklaştırdı.
F: İstemiyor musun yoksa ? (Dedi cilveli bir şekilde)
A: Senden bir çocuk istememek ne demek Ferda tabi ki de istiyorum hemen şimdi hadi.
F: Bir dur Ahmet bi sakinleş. Vur dedik öldürdün ortan yok mu senin be adam ?
A: Yok Ferda yok.
F: Şşşş her şeyin sırası gelecek Ahmet Karadağ. Şimdi anın tadını çıkaralım.
A: Çıkaralım be.

Zehirli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin