2.Bölüm

76 52 61
                                    

Eve yaklaştığımda çantamın içine deri ceketimi sıkıştırdım. Saçlarımı düzeltip gülümseyerek kapıya doğru ilerledim. Annem benim böyle sorumsuz ve hiç bir şey takmamış vaziyetimi görmemeliydi. Son anda bakışlarım botlarıma kaydığında bağacıklarım acık olduğundan düzelterek derin bir nefes verdim. İşte hazırdım.

Evin kapısını çalmam ile annem açtı. "Hoşgeldin, Ekinim." diyerek bana sarıldı. İçeri girip botlarımı çıkardım. Odama doğru yürüdüğümde annem "Yemeğe gel canım sofrada seni bekliyoruz." dediğinde başımı sallayarak koridorun sonundaki odamın kapısını açtım. İçeri girerek çantamı köşeye fırlattım.

Şuan çok gergindim. Anneme nasıl gruba katıldığımı izah edecektim. Ben anlatmayıp başkasından öğrenirse dahada agresifleşirdi. 'tamam Ekin sakin ol.' diyerek kendime gaz veriyordum. Odamdan çıkarak mutfağa ilerledim. Sandalyeyi çekerek oturdum. Hemen yanımda oturan ağbim sesizce ben gelince yemeğine başladı.

Elime aldığım çatalım ile salataya uzandım. "Kızım, okul nasıl geçti?" dediğinde çataldaki salatalar tekrar kasenin içine döküldü. "Normal, her zaman ki şeyler." dedikten sonra yalancı bir gülümseme atarak çatalımı tabağımın yanına bıraktım.

"Anne sana bir şey söylemem gerek." dediğimde ağbim bana dönerek baktı. "Tabii, söyle canım." dediğinde ev telefonu çalmasıyla annem masadan kalktı. "Babanız arıyor olmalı." diyerek koşarak telefona bakmaya gitti. Babam gene iş seyahatinde olduğundan pek nadir arar oldu. Annemde her aramasında böyle koşar.

"Ne söylüyeceksin anneme?" demesiyle tabağımdaki yemeğe bakarak "Annem gelsin söylerim, öğrenirsin." dediğimde sırttı. "Böyle durduğuna göre annemin kızacağı bir şey." dediğinde ona baktım. "Nasıl duruyor muşum?". "Suç işlemiş kediler gibi." dediğinde yalandan güldüm. "Çok komikti bir daha olmasın." dememle içeri annem girdi.

"Canım sen bir şey diyecektin?" demesiyle "Anne ben tekrardan müzik grubuna katıldım." dediğimde bakışları değişti. "Ben sana ders çalış dedikce sen hep başka şeyler ile uğraşıyorsun." dedi. Onu çok dinlememek adına kulaklarımı bir süre tıkadım.

Buda benim özeliğim sadece istediğimi duyarım. "Zaten nerde boş işler varsa orada bitiyorsun Ekin." diyerek devam ederken yanımda oturan ağbim kıkırdıyordu. Dirseğimi karnına vurmam ile birlikte söylenerek masadan kalktı.

"Ekin bak kızım babana söylemek istemiyorum sen artık büyüdün." Ardından bende kalktım. Annem halen oturduğu yerde söylenirken tam mutfaktan çıkıcak iken "Grup, felan yok eğer fikrin değişmesse tez vakitte babana söylerim. "

İşte şimdi küplere binmiştim. Sinirle anneme döndüm. "Bu benim hayatım neyi isteyip, istemeyeceğim veyada neyi yapıp yapmıyacağıma ben karar veririm." annemin yüzü beş karış kalıncada "Bu arada babamı ararsan selam söyle." diyerek odama doğru gidip kapıyı sertçe örtüm.

Artık aynı şeyleri senelerce duymaktan gına gelmişti. Şuanda da diyorum artık kimse hayatıma müdahale etmeyecek. Etmiyecektim, annemin diyişiyle büyüdüğüme göre diyerek yatağımın üstüne oturdum.

Telefonumun çalmasıyla elime aldım. Arıyan Keremdi. 'Bi bu eksikti.' diyerek açıp telefonu kulağıma koydum. "Efendim?" dediğimda "Merhaba, rahatsız etmek istemezdim bu saatte ama yarın provayı erteliyoruz." dediğinde yutkundum.

"Yani yanlış anlama seni gruptan çıkarma feşan yok ben daha parçayı yazmadım." dediğinde derin bir nefes verdim. "Bir an beni korkuttun." diyerek elim korkudan gümleyen kalbime gitti. "Kusura bakma." diyerek güldü. "Sorun deil." dediğimde "Pekii, o halde iyi geceler." dediğinde "Yarın okulda görüşürüz." diyerek kapattım.

Telefondan gruba tıklayarak profil resimlerine baktım. İlk dikkatimi çeken Arasın ki oldu. Gülerek profili büyüttüm. Kafasına tavuk görünümlü bere takmıştı. Gülerek gruba tıkladım. Aras'ın yazığı mesajları okudum.

Vay be, neyse siz cevap vermeyin bana.

Sanada alındım salça kafa.

Diyerek mesaj atmış. Salça kafa nedir ya?

Daha üretici bir isim bulamadı mı?

Telefonumu kapatarak komidinimin üstüne koyarak yatağımın içine girdim. Kendimi yorgun hisediyordum. Gözlerimi yumarak uyumaya çalışacakken yan odada annemin bağırarak konuştuğunu işittim.

"Sedat, artık ben bu kızı baş edemiyorum. Tekrardan bateri grubuna girmiş, kızın aklını boş şeylerle bulandırıyorlar." dediğinde sinirle açık olan gözlerimi yumdum.

"Çabuk şu iş seyahatinden gel şu kıza bir çeki düzen ver. Yoksa elimde kalacak." dedi. Sırttım. Sadece bir kaç savunma cümlesinden buralara gelmiştik. Acaba beni okulda görse ne tepki verirdi. Annemin yanına Tuna yani ağbim gidip onu susturdu.

"Bağırma, el aleme rezil olcaz." diyerek odadan çıktı. Halen sesizce öylece yatağın içinde duruyordum. Karanlık odada bakışlarım her tarafta gezinirken kafamı sertce yastığa koydum.

Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. Gerçekten hasta bu kadın ama bilin bakalım ne hastası 'Ruh Hastası' diyerek gülümsedim.

Sabah büyük bir gürültü ile uyandım. Ağbim yerdeki yastığı sertçe kafama fırlattı. "Ne oluyor be!?" diyerek uyandığımda sırıtarak bana bakıyordu. "Ne oldu söylesene?" diyerek ona baktım.

"Babam akşam eve geliyormuş, haber vereyim dedim." korkuyla gözlerim irileşti. "Ne!" dediğimde kapıyı çekip odadan çıktı. İşte şimdi birileri yandı. Yatağımdan hemen fırlayarak kalktım. Yorgana ayağım takılıp halıya kapaklandım. Hızlıca pantolonumu giydim. Üstüme bakıp 'Tamam bu iyi zaten' diyerek çantamı köşeden alıp girişte botlarımı giyip hızlıca evden çıktım.

Derin bir nefes vererek çantamdan çıkardığım ceketimi giydim. Koşarak ilerideki yeni açılmakta olan kafeteryaya girdim. "Günaydın." diyerek girerek lavaboya doğru ilerledim. Girdiğim kapıdan kabinlere bakarken duvara montalı pisuvar görünce şaşırdım.

'Demek kızlar tuvaletinede koyuyorlar artık.' hemen bir kabine girip işimi haledip çıkarken ellerini yıkayan Berk'i gmrdüğümde çığlık attım. Berk dönüp beni görünce şaşkınlıkla bana baktı. Bende ona bakarken garsonlardan biri gelip ikimize baktı.

"Sakin ol yanlış lavaboya girmişsin." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Hayır be doğru işte, kız deil mi?!" dediğimde garson orda sesizce "Erkek wc'si burası." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Berk karşımda gülerken kapıda bizi izleyen garsona ölümcül bakışlar atıyordum.

"Neyse bari ellerimi yıkayıp çıkayım." diyerek bozuntuya vermemeye çalıştım. Ellerimi yıkarken aynadan göz ucuyla Berk'e bakıyordum. "Bu olayı Aras'a anlatsam tam bir sene kesintisiz gülüp anlatır herkese." diyerek gülmeye devam ederken sinirle başımı iki yana salladım.

"O zaman söyleme." diyerek hızlıca çıktım. Her şey tamdı bide bu mevzu geldi başımıza resmen sıkandal. Kasada duran ispikci garson' a bakmayıp ceketimin yakasını kaldırarak yürüyüp çıktım. Tam bi magazin kaçağı gibi çıkıp derin bir nefes verdim.

Rezil olmanın en üst seviyesinide yaşadığıma göre artık ölsemde gam yemezdim. Utancımdan şuan şu yürüdüğüm kaldırım kırılsada içine girseydim.


Bu bölüm bu kadar arkadaşlar görüşmek üzere, sağlıcakla kalın. ☺️💐

Sahne ÇocuklarıOn viuen les histories. Descobreix ara