0.2

13 5 0
                                    

Asansörden indiğimizde kafeteryadaydık. Nayeon "Bu kat ful kafeterya öğle molasını genelde burada geçiririz" dediğinde gülümsedim. "Büyükmüş" dediğimde Jennie elimden tutup kahve makinalarının olduğu yere sürükledi. "Ne içersin?" dedi Jennie. "Cappucino" dedim tezgaha yaslanırken. Jennie birkaç tuşa bastıktan birkaç saniye sonra bana kahve bardağımı uzattı. Jennie kendine kahve alırken "Nayeon, Macchiato değil mi?" diye sordu koltukta oturan Nayeon'a. Telefonuna bakan Nayeon "Evett" diye seslendi. Jennie'nin kahveleri almasıyla 

Nayeon'un yanına gidip oturduk. Nayeon "Ee Jihyo kaç yaşındasın?" diye sorduğunda kahvemden bir yudum alıp cevap verdim. "23. Siz?" dediğimde Nayeon cevap verdi. "Bende Jennie de 24. Ama unnie demene gerek yok." Kahvemden içerken cevap verdim. "Peki bana fark etmez." Jennie kahvesini bitirmiş masaya koyarken bana döndü. "Sen birkaç kere kovulduğunu söylemiştin. O nasıl oldu?" Anlatmaya başladım. "Bir keresinde patronumun üstüne bir keresinde de çizimlerine kahve dökmüştüm" Nayeon telefonuna bakarken bana dönüp "Sen onun, o da senin sınırlarını zorlayacak desene" dediğinde başımı salladım. "Öyle olacak galiba" Jennie tekrar kahve alırken "Dikkat edin de evlenince birbirinizi yemeyin" dediğinde Nayeon "Fesat mı anlamalıyım?" dedi. Gülmeye başladım. "Hangisi olur onu bilemeyeceğim" Jennie gülerken "Bak hayırda demiyor etkilenmiş bu belli SBCXHJSBXCHJ" Gülmemi durdururken "Saçmalama Jennie" dedim. Nayeon, "Niye sizin gibi evlendikten sonra birbirinden hoşlanan çiftler var"  dediğinde gülümseyip kahvemden son yudumumu alıp masaya koydum. 

"Bunu zaman gösterecek"

~

İşten çıktığımda metroyla anneme gelmiştim. Kapının önünde durup kapıyı çaldım. Annem kapıyı açtı. "Hoşgeldin, gel içeri bakalım" İçeri geçip koltuğa oturdum. Annem, "Aç mısın? Bende yemeği hazırlıyordum" dediğinde başımı salladım. "Hem de çok" 

Annem mutfağa geçerken orta tezgahtaki tabureye oturdum. "Ee görüşmen nasıldı? Alındın mı?" dediğinde görüşmede olanların hepsini açıkça anlattım. "Nasıl yani iş için ciddi ciddi evlenecek misin?" dediğinde başımı salladım. "Evet, hem belki severim belli mi olur" Annem yemeği hazırladığında karşıma oturdu. "Sen gene de çok burnunun dikine gitme. Fırsatını değerlendir" dediğinde sordum. "Hangi anlamda? Aşk mı iş mi?" yemeğimizi yerken "Her iki anlamda da" dedi. Yani fena olmazdı aslında. Daniel gibi biriyle hem birlikte olup hem de birlikte çalışmak..

~

Evime geldiğimde kendimi yorgunlukla içeri attım. Ayakkabılarımı kenara koyarken hızla odama girip üstümü değiştim. Bugün gerçekten yoruldum oradan oraya.  Yarın bir sakarlık yapmam umarım. Müstakbel kocamla iyi bir başlangıç yapmak isterim açıkçası. Eheh böyle düşününce de çok garip geliyor. İnşallah birilerinin üstüne kahve dökmem. Bunun gibi şeyler düşünürken uykuya daldım.

Başımın Belası | DanHyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin