On üç

133 19 22
                                    


Nasıl devam ettireceğime dair şu kadarcık 🤏🏻 fikrim yok saçmalayabilirim, affedin.
En son temmuzda bölüm atmışım ÜQÜQĞSĞD Hala okuyan çıkar mı bilmem 🤷🏼‍♀️
Ayrıca virüs olduğum için sanırım buraya bayaaa zaman ayırıcam ne zaman kendimi karantinaya alsam burası bakıma giriyor? Neyse o saatlerde uyurum artık

İyi okumalarrrr (tabi hala buna yeni bölüm gelecek diye bekleyen kaldıysa mcmcxm)



Yeosang

Kurabiyelerimizi fırına atıp etrafı toparlamaya başlamıştık. Seonghwa on dakika dayanamayıp yanımıza gelmiş ve o da akşam yemeği için bize bir şeyler hazırlamak adına tezgaha girişmişti.

Bu günlük fazlaca kendimi yorduğumu bacaklarımın titremesi ile anlayıp kendimi sandalyeye attım. Kemoterapi ağır olduğu için bazen baygın bir şekilde eve geliyordum ama bu gün aldığım yüksek doz değildi. Bu yüzden kendime yüklenmiştim ama hata yapmıştım.

Başımın ağrıması ile başımı masaya koyup gözlerimi kapattım. "Sevgilim?"
"Hm?"

Seonghwa'nın endişeli ve soru sorar gibi sesini duysamda sessiz kalmıştım. Cevap verecek halim yoktu.

"Bebeğim yüzüme bakabilir misin?"
Başımı yavaşça kaldırıp ona baktığımda bira yüzümde gözlerini gezdirmişti. Ardından beni kucaklayıp mutfaktan çıkarmıştı.

"Napıyorsun? Kurabiye yapıyorduk!"
"Dinlenmelisin, Yunho nerdesin?"

Beni salona götürürken Yunho'ya seslendiğinde anlamsız bakışlar ile Seonghwa'ya baktım. "Neden Yunho'yu çağırdın şimdi?"

"Yunho!" Sinirle seslendiğinde yerimden sıçramıştım. Seonghwa özür dileyerek alnımı öpmüş ve beni koltuğa yatırmıştı.

"Ne var Seonghwa? İki dakika Mingim ile öpüşemeyecek miyim?" Sinirle odaya girdiğinde kıkırdamıştım.

"Şu krem ile Yeosang'ımın başına masaj yap benim yemek hazırlamam lazım."

"Gerek yok Seonghwa.. Hyung."
Yunho kahkaha bırakıp yanıma geldi ve başımı dizlerine yatırıp elimdeki kremi eline aldı.

"Sevgili olduğunuzu biliyorum? Neyi kimden saklıyorsunuz öyle!" Elimle yüzümü kapayıp utancımı gizlemeye çalışırken Seonghwa kıkırtı bırakıp odadan ayrılmıştı.

Yunho ellerimi yüzümden itip parmaklarını alnıma getirmiş ve elindeki krem ile masaj yapmaya başlamıştı.

"Mingi hyung ile sevgili oldunuz mu? Hemde bir gün içersinde?"

"Ben ve Mingi sizi gibi nazlı mıyız olum? O beni seviyor ben onu uzatmanın anlamı nedir?"
"Biz nazlı falan değiliz hyung!"
"Aynen bebeğim aynen."

Bir kaç dakika içersinde çocuklar odaya doluşmaya başladığında Yunho'nun ellerini başımdan çekip oturur pozisyona geldim.

"Neyin var Yeosang?"
Hong Joong hyung yanıma gelip elini alnıma koyduğunda geri çekildim. "Bir şeyim yok başım ağrıdı biraz."

Başını sallayıp elini çekmiş ve yanıma oturmuştu. Gerginlik ile bacağımı sallarken hepsinin bakışı üstümdeydi. Hala tam olarak iyileşmemiştim ve haliyle hepsi bana bakıyordu.

"Şey ben bi mutfağa gideyim." Hızla oturduğum yerden kalkıp mutfağa girmiş ve Seonghwa'nın beline sarılmıştım.

İlk başta irkilsede elindeki bıçağı bırakıp bana dönmüştü. "Ne oldu bebeğim?"
"B..bilmiyorum gerildim sadece."

Leucémie ~seongsang~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin