3. Bölüm-

50.3K 2.5K 1.4K
                                    

Merhabalar...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar.

                             🦋

Sarsıntının etkisiyle korkuyla sıçrayarak uyandım. Gözlerim karşımda duran Miran'ı görünce dişlerimi sıktım. Bir insan böyle uyandırılır mıydı ya?

"Biraz insaf be!" diye söylenerek yerimde doğruldum.

Miran, "Bir saattir sana sesleniyorum." dedi tahammülsüzce. Oflayarak onu kenara itip arabadan indim ve eve doğru ilerledim. Hangi odada kalacağımı bilmediğimden salonun ortasında Miran'ı beklemeye başlamıştım.

"Nerede kalacağım?" Diye sordum Miran salona geldiğinde. Kaşlarının altından bir süre yüzüme baktı ve daha sonra merdivenlere doğru yürüdü.

"Gel." Esneyerek peşinden ilerledim. Yukarıya çıktığımızda sağ taraftaki ikinci kapıyı açarak içeriye girdi. "Bu gece idare et, yarın ayarlarız bir yer."

Odanın içinde yılların izini taşıyan fakat temiz gözüken bir yatak ve küçük bir gardrop vardı. Benim için mühim değildi. Uyumak için zamana veya mekana gerek duymazdım. Yalnızca sessiz olsa yeterdi.

Paytak adımlarım yatağa doğru giderken, "Işığı kapat." Dedim Miran'a.

"Emir verm-" Dayanamayarak sözünü kestim.

"Uykum var Miran, eğer kavga edilmesi gerekiyorsa yarın ederiz. Şimdi ışığı kapat ve çık, olur mu?"

Miran sinirle yüzüme baktıktan sonra ışığı kapatarak odadan çıktı. Bıkkınca ofladım ve arkasından, "Kapıyı da kapat, Miran!" Diye bağırdım.

Miran bana sesini ulaştırmak için bağırarak, "Sadece ışığı kapatmamı söyledin!" Dedi. Sinirle yüzümü yastığa gömdüm ve ellerimle yatağa vurdum. Ben yatakta sudan çıkmış balık gibi çırpınırken odanın ışıkları açıldı.

"Kendini fazla yıpratma," dedi pişkince. "Hadi, iyi geceler." El salladı ve ışığı da kapıyı da kapatmadan gitti. İntikam hırsıyla dolup taşsamda sabretmem gerekiyordu. Kafasını kapıya sıkıştırıp parçalamak istiyor olabilirdim, prizlerde çarpılsın diye dua ediyor da olabilirdim ama sakin olmam gerekiyordu. Sonuçta biz sevgiliydik... Sonra hanımefendiliğime laf gelirdi sevgilisini vahşice öldürdü diye.

Odanın kapısını kapattıktan sonra sıyrılan elbisemi öfkeyle aşağıya çekiştirdim. Bununla uyuyamazdım ki. İki kat fazla sinirlenmiş bir şekilde kapıyı açtım ve odadan çıktım.

"Miran!"

Yan taraftaki odanın kapısı açıldı ve Miran çıktı. "Hayırdır?"

"Kıyafet ver." Dedim öfkeyle soluyarak.

"Rica et."

"Ne?"

"Rica, rica... Biliyor musun ne demek?"

"Bunu sen mi soruyorsun? Saçmalamada bir şeyler ver işte."

Dikkatle yüzüme baktı... Ve bakmaya devam etti. Sabaha kadar böyle bakışacak mıydık! Sakinleşmek için gözlerimi kapattım. Yalandan gülümseyerek yüzüne baktım.

"Şu kıyafetleri verir misin artık!" Dedim dişlerimin arasından. Miran bir süre yüzüme baktıktan sonra diliyle damağına vurarak cıkladı.

"Yok, bu tam içime sinmedi."

"Rica ettik işte uzatmasana." Dedim sesimi biraz yükselterek.

"Sesini kıs önce ve düzgünce rica et."

Ölüm Kelebeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin