'Bir mermiyi çıkarmak genelde ne kadar sürer ki?'

"Jimin..."

"Efendim? O iyi mi? Saatler geçti."

"Endişelenme. Ameliyatı gerçekleştiren doktor, çok güvendiğim biri. Neredeyse dört yıldır iş arkadaşım. Taehyung'a yardım edebilecek biri varsa o da o."

Neler olduğunu ne kadar bilmek istesem de, şu anda bana söyleyebileceği hiçbir şey olmadığını biliyordum.

"O yaşıyor. Yakında onu normal odaya götürecekler ve sonra onu görebileceksin. Sadece sabırlı ol, tamam mı? Ve.. olumlu düşünmeye çalış."

Taemin'in sözleri bana pek güven vermese de en azından Taehyung'un hayatta olduğunu biliyordum. Birkaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve bir doktor onu içeri çağırdı.

"Taemin?"

"Gitmem gerekiyor."

Birkaç dakikalığına gözden kaybolduktan sonra geri geldi.

"Benimle gel. Seni onun odasına sokacağım, çabuk olmamız gerek. Her on beş dakika da bir kontrol edildiği için sana en fazla beş dakika verebilirim."

"Onu görmeme izin mi veriyorsun?"

Kalbimde bir umut yeşerdi. Asansördeki yukarı düğmesine bastı ve asansörün gelmesini bekledik.

"Panik yapmamaya çalış, tamam mı?"

Karnıma sanki bir yumruk indi.

"Neden panik yapayım? Ne oluyor?"

"Ameliyatı başarılı geçti."

Dudaklarındaki "Ama" kelimesini görebiliyordum. Sonunda asansör geldi ve içeri girdik. Asansör yukarı çıkarken ikimiz de sessizdik. Kapı açıldığında Taemin beni koridorun sonuna götürdü. Bipleyen monitörler ve vantilatöre benzeyen seslerin geldiği bir odanın dışında durakladı.

"Sakin ol. Şu an tek ihtiyacı senin sesini duymak."

Odaya girdim ve perdeyi açtım. Taehyung'a bağlı makinelere baktım ve gördüğüm manzara karşısında kalbimin burkulduğunu hissettim. Gözleri kapalıydı ve bir vantilatör, vücuduna oksijen girmesini sağlarken göğsünün yukarı aşağı hareket etmesine yardım ediyordu. Kalp monitörünün sabit atışı, Taehyung'un hâlâ hayatta olduğunun tek göstergesiydi.

"Taehyung?"

Beni duyduğuna dair hiçbir hareket veya işaret vermedi. Yatağının yanındaki sandalyeye oturdum ve elini nazikçe elime aldım. Derisine bağlanmış bir serum vardı. Göğsünde büyük bir bandaj sarılıydı, tam da vurulduğu yeri tamamen kaplamıştı.

"Taehyung... benim için böyle bir şey yaptığına inanamıyorum. Beni kurtarmak için kendi canını tehlikeye attın. Sana bunu daha önce söylemeliydim... benim için ne kadar önemli olduğunu sana söylemeliydim."

Bileğine nazik bir öpücük kondurmak için elini kaldırırken, gözyaşım üstüne düştü.

"Seni seviyorum, Kim Taehyung. Ve hayatımı seninle beraber geçirmek istiyorum."

Beni duyduğuna dair herhangi bir işaret var mı diye yüzüne baktım. Daha bir dakika bile olmadan Taemin gelip elini omzuma koydu. İsteksizce ayağa kalkıp onu kapıya kadar takip ettim. Hayatımı kurtaran adama bir kez daha dönüp baktıktan sonra odadan çıktım.

~

"Bunun için gerçekten minnettarım Taemin. Ne kadar berbat göründüğümü fark etmemişim."

"Önemli değil. Seni oradan çıkarmanın yapılacak en iyi şey olduğunu biliyordum. Öylece beklemek insanı çılgına çevirebilir."

Başımla onayladım.

"Bana ihtiyacın olursa seslenmen yeter, tamam mı? Kapının hemen dışında olacağım."

"Teşekkür ederim."

Taemin'in odadan çıkıp kapıyı kapatmasını izledim. Aynaya dönüp nasıl göründüğüme tekrar bakınca titredim.

'Berbat görünüyorum. Ama Taehyung daha da kötü görünüyor. Yoongi bunu nasıl yapar ve bundan paçayı sıyıracağını nasıl düşünür? Resmen kendi oturma odasında birini vurdu! Onu öldürebilirdi...'

Devamını düşünmek bile istemiyordum. Bunun yerine, farklı yapmış olabileceğim şeyleri aklımdan geçirdim.

'Eve gitmek benim fikrimdi. Ailemin evinde kalsaydım Taehyung vurulmayacaktı. Keşke inat etmeseydim...'

Başımı duvara yaslayıp sakinleşmeye çalıştım.

'Taehyung iyileşecek. İyileşmek zorunda.'

~

Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra aşağı Taemin'in yanına indim.

"Bu yeterince sıcak mı?"

Önüme koyduğu sıcak çikolatadan dikkatlice yudumlayarak başımı salladım. Kucağımda bir tepsi dolusu atıştırmalık vardı.

"Bunları uzun zamandır almamıştım."

"Sayende kilo alacağım Taemin. Resmen bir tepsi dolusu abur cubur doldurdun önüme!"

"Şşş bugünlük böyle olacak. Enerjini toplaman ve mutlu olman lazım. Zaten hep bir diyetin içindesin, en son ne zaman böyle şeyler yedin söylesene?"

Sessizliğim Taemin için yeterli bir cevaptı.

"Bak işte nasıl da belli hatırlamadığın. O yüzden sus ve keyfine bak, kendine bu kadar yüklenme."

"Teşekkürler Taemin. Gerçekten minnettarım."

"Bana teşekkür etmene gerek olmadığını biliyorsun Jimin. Senin için her şeyi yaparım, özellikle de böyle bir durumda."

Sıcak çikolatasından bir yudum aldı.

"Ee nasıl hissediyorsun?"

"Ben... çok öfkeli ve üzgünüm."

"Anlayabiliyorum. Senin yerinde olsam ben de aynı şekilde hissederdim."

Elini elime koymak için uzandı ama tereddüt etti.

"Olanlar hakkında konuşmak için hazır mısın?"

Jimin'ime çok üzülüyorum 🥺

Ee bölümü nasıl buldunuz? Sizce Yoongi neden Tae'yi vurdu? Arayı çok açmamaya çalışıyorum ama parmağım ağrıdığı için yazmakta zorlanıyorum :( görüşleriniz benim için değerli. Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere 🤍

bodyguard | vminWhere stories live. Discover now