1"jeongin, you're dead"

159 18 14
                                    

Ocak ayı,
Busan Enstitüsü.

Jeongin omuzlarını dikleştirerek Sorgucu'ya sert bir bakış attı.

"Söylediklerimde ciddi değildim." dedi duygusuz bir sesle. Sorgucu geniş odaya alaycı bir gülüş bıraktı.

"Demek öyle..." dedi iğneleyici bir ses tonuyla.

"Evet. Kendimde değildim. Kişisel birkaç sebepten dolayı onları söyledim. Dongjae ve Hajoon da bunları ciddiye alıp bu olayı başlattılar. Benim hiçbir-"

"SENİN kişisel sorunların..." Sorgucu sesini yükselterek Jeongin'in sözünü kestiğinde Jeongin yumruğunu sıktı. "Birçok aşağıdünyalının ölümüne sebep oldu ve hala oluyor. Ciddi değildim diyerek kaçabileceğini mi sandın."

"Ayaklanmayı başlatan ben değilim sonuçta değil mi? Ayrıca şu an neden onları yakalamak için dışarıda değiliz de burada bu gereksiz mahkemeyi yapıyoruz merak ediyorum. Sanki aşağıdünyalıları çok önemsiyormuşsunuz gibi..."

Salondan birkaç mırıltılar yükseldiğinde Sorgucu elindeki tokmağı birkaç kere vurdu. "Sessizlik! Bu kadarı yeter! Karar verildi!"

Herkes bir anda sessizleşirken Jeongin soğuk bakışlarını Sorgucu'nun üzerinde tuttu.

"Yang Jeongin, mühürleri alınarak enstitüden sürülecek!"

---

"Jeongin, bunu yapmalarına izin veremeyiz." Ablası endişeyle konuştuğunda Jeongin omuz silkti.

"Vermeyeceğim zaten. Görevim benim her şeyim. Mühürlerim alınırsa ben bir hiçim."

"Ne yapacaksın peki?"

"Bir planım var. Yardım edebilir misin?"

---

Seul, Seo'ychic House.

Jeongin kapıyı çalıp açılmasını bekledi. Koşarak geldiğinden hiçbir eşyası yoktu yanında. Kendini getirebildiğine şükretmeliydi.

Sonunda kapı açıldığında derin bir nefes aldı. Karşısındaki iblis efendisinin kaşları hafifçe çatıldı.

"Senin burda ne işin var?"

"Ben de seni gördüğüme çok sevindim Changbin." İblis efendisini ittirerek içeri girip kendini bir koltuğa attı.

"Bir kaçağı evimde ağırlayacağımı sana düşündüren nedir?"

Jeongin güldü. "Vay... öğrendin bile demek."

"Tabii ki. Benim her şeyden haberim var."

Jeongin iç çekti. Sonrasında yaslandığı yerden doğruldu. "Bak... Ben sadece bir gölge avcısı olarak hayatıma devam etmek istiyorum tamam mı?"

"Jeongin, sen ölüsün." dedi Changbin hala yukarıdan ona bakarken.

"Busan Enstitü'süne göre, evet. Ama bak burdayım." dedi kollarını iki yana açarak. Changbin hala tereddütlü göründüğünde derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Beni aramakla uğraşmazlar. Öldüğümü düşünüyorlar zaten."

"Ne yapacaksın burada?"

"İblis öldüreceğim, görevim bu. Sadece burda kalmama izin ver. Ha bir de, birkaç kıyafet verebilirsen iyi olur. Malum kaçarken çanta hazırlayamadım." dedi küçük bir gülümseme sunarken.

Changbin gözlerini devirdi. Eliyle küçük bir hareket yaptı. "Odanı biliyorsun. Dinlenebilirsin."

Jeongin gülümsedi. "Teşekkür ederim, Changbin." dedikten sonra odaya ilerledi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 26, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

FUGITIVE // SKZ Where stories live. Discover now