how to live life |taekook✔️

34

B

ir saat geciktim kb kankilerim

63k olmusuz ve ne???

...

"Taehyung, sen biraz daha eğil. Jeongguk senin de kafanı biraz kaldırmam gerekiyor."

Yönetmenin uyarılarıyla kendilerine söylenen pozisyonu almış olan ikili, gerim gerim gerilseler de dışarıya bunu belli etmemeye çalışıyorlardı. Taehyung, Jeongguk'a göre daha sakindi tabii ama yine de sevdiği oğlanın üstünde yarı çıplak halde bulunmak onu da strese sokuyordu doğal olarak.

"Jeongguk, göz teması lütfen."

İkinci kez uyarılan Jeongguk, içten içten kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu.

'Pekala, bu sadece bir çekim ve sen de bir oyuncusun'

'Hayır, öpüşmekten daha ileri gitmediğin sevgilin şu an yarı çıplak halde üstünde yatmıyor.'

Taehyung, çekimlerin henüz başlamamasını fırsat bilerek sevgilisinin kulağına doğru eğildi ve sanki bilerek onu çıldırtmak istiyormuşçasına konuştu. Fısıltıyla ve sıcak nefesini boynuna çarptıra çarptıra.

"Bebeğim, keşke bunun provasını da mı yapsaydık?"

Jeongguk ofladı sıkıntıyla. "Hyung! Uzaklaş uzaklaş. Of...tanrım."

"Nedenmiş? Papatyam etkileniyor mu?"

Sevgilisinin alaylı cümlelerine aldırış etmemeye çalışan Jeongguk derin bir nefes alarak yönetmene döndü.

"Başlatın artık şu çekimi lütfen!"

Bu sefer gergin oyuncunun komutuyla çekim başladı. Kang Woo rolüne bürünen Taehyung, Dong Jae rolüne giren Jeongguk'u öpmek için öne doğru eğildi. Önce yavaştan başlayan öpücük, tensel temasların artmasıyla hızlandı. Taehyung'un eli, küçüğün yumuşak saç tutamları arasına giriyor, küçük ise büyüğün çıplak sırtına tutunuyordu.

Dakikalar süren öpücük, artık rol olmaktan çıkmış gibiydi iki oyuncu için de. Temas ettikleri yerler artarken vücut ısıları da hemen ardından geliyordu. Öyle ki yönetmenin, hareketi değiştirin, dediğini bile duymamışlardı. Sahne o andan itibaren doğaçlama gidiyor ve çekim görevlileri de bunu engellemiyordu çünkü onların gözünde de gerçeğe en yakın sahne oynanıyordu şu an.

En sonunda kendine gelen ve ne yapması gerektiğini hatırlayan Taehyung, bedenini yorganın altına doğru kaydırarak çocuğun köprücük kemiklerinden aşağı öpücükler bırakmaya başladı. Dudaklarının ayrılmasını fırsat bilen Jeongguk ise gözlerini kapatarak başını yastığa bastırdı ve soluk alış verişini düzenlemeye çalıştı. Fakat ne mümkün? Genç adam için son derece yabancı olan bu his, bütün bedenini ele geçirmişti. Yaşadığını bile hissetmiyor gibiydi, üstelik sadece öpücükle.

"Jeongguk, elini ağzından çekmen gerekiyor."

Ne zamandan beri o halde durduğunu bilmeyen Jeongguk, yönetmenin uyarısıyla elini ağzından çekerek karnını öpen sevgilisinin saçlarına götürdü. Parmakları yumuşak teller arasında kayarken gözleri de geri doğru kayarak ona eşlik ediyordu. İpin ucu ise tamamen o an kopmuştu, yani Taehyung'un sıcak dudaklarını kendi kasıklarında hissettiği an.

Olduğu yerde kıvranıyor, ses çıkarmamak için dudaklarını ısırıyordu küçük olan, büyüğü ise kendini dizginlemeye çalışarak rolünü dikkat çekmeyecek şekilde oynuyordu.