11

8.7K 372 100
                                    

      "Of çekil şuradan" arkamdaki kızın sesiyle ona döndüm. 10. sınıflardan biriydi yanılmıyorsam. Kız resmen üst sınıfların arasında sıkışıp kalmıştı ve eziliyordu. Diğerleri ise ona aldırmadan hala okul kapısından çıkmaya çalışıyorlardı. Kızın o haline dayanamayıp arkama dönüp öne atıldım ve elini tuttum. Daha sonraysa çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Bir nevi onu sürüklüyordum ama başka çarem yoktu çünkü eğer biraz daha o kalabalıkta kalsaydı boğulabilirdi.

    Sonunda çıkışa ulaştığımızda arkamı döndüm ve nefesini düzene sokmaya çalışan kıza baktım. Bakışlarını yerden çekip bana çevirdi.

"Gerçekten çok teşekkür ederim sen olmasan eziliyordum." dedi mahçup olmuş bir şekilde.

"Önemli değil yapmam gerekeni yaptım sadece." dedim gülümseyerek. Sonra bakışlarını aşağı indirdiğinde ben de bakışlarını takip edip baktığı yere gözlerimi oraya çevirdim. Elini tutmayı hala bırakmamıştım bakışlarımı ona çevirdiğimde kıpkırmızı olmuş bir şekilde duruyordu. O kadar komikti ki daha fazla utanmaması için dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için ve yavaşça bıraktım elini.

"Adın ne?"

"Buse. Senin?"

"Ahu bende memnun oldum" dedim gülümseyerek. Sonrasında arkamdan gelen korna sesiyle oraya döndüm ve annemin arabasının içindeki abimi ve Suna'yı gördüm. Aceleyle Buse'ye döndüm.

"Umarım tekrar görüşürüz" dedim ve arabaya doğru yürüdüm.

Arabanın yanına geldiğimde arka kapıyı açıp bindim.

"Sonunda gelebildin iki saattir kapının önündeki kızla ettiğiniz sohbeti izliyoruz." dedi sinirli bir şekilde. Suna'ya döndüğümde onun da ters bakışlarına maruz kalmıştım.

"Yakın bir arkadaşın mıydı?" diye sordu Suna.

"Hayır, değil" dediğimde tekrar ters ters baktı ve önüne döndü.

"Üf neyse hadi gidelim" dedi abim ve arabayı çalıştırdı.

Yaklaşık yarım saat sonra bir çay bahçesine gelmiştik. Aşırı ferah ve rahatlatıcı bir yerdi. Oturup siparişlerimizi verdik ve sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu abimle Suna hep okullarından konuşuyorlardı. Bende sıkılmış bir şekilde burada ne işim olduğunu sorguluyordum.

Bir süre sonra birden yarı düşen sütyenimle mal gibi kalmıştım. Büyük ihtimalle arka tarafındaki askı çıkmıştı ve takmam gerekiyordu çünkü böyle aşırı rahatsız ediciydi. Tuvalete gideceğimi söyleyip ayağa kalktım ve tuvalete ilerledim. Sondaki kabine girip kapıyı kapattım ve kollarımı belime doğru uzatıp askıyı takmaya çalışıyordum ama tam olarak uzanamıyordum.

Birden kabinin tıklanmasıyla kalbim hızla atmaya başladı.

"Dolu" dedim hızla.

"Ahu benim Suna" şimdi daha çok stres yapmaya başlamıştım.

"Bir terslik mi var? Yardım ister misin?"dedi anlayışlı sesiyle.

"Yok teşekkürler. Sen gidebilirsin." Dedim.

"Ahu ne olduğunu söyle lütfen." Daha fazla direnmek istemediğim için üzerimi düzeltip kapıyı açtım. Suna merakla gözlerle bana bakıyordu.

"Sütyenimin askısı çıktı ve takamıyorum." dediğimde gülmeye başladı.

"Bu muydu ya?" dedi gülerek. Ama sonra benim ciddi bakışlarımı görünce gülümsemeyi bırakıp o da ciddileşti.

"Tamam ben hallederim dön arkanı" gözlerimi büyüterek baktım. O da bakışlarımı görüp ofladı.

"Ahu o yakınlığa ulaştığımızı düşünüyorum, benden utanmana gerek yok" dedi. Pes edip arkamı döndüm. O da kazağımı yukarı kaldırdı ve askıyı tutmaya çalıştı. Bir süre sonra taktığına kanaat getirip teşekkür edecektim ki sırtımda dolaştırdığı elleriyle öylece kalakaldım ve titremeye başladım. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Boynumda hissettiğim sıcak nefesiyle vücudum deli gibi yanmaya başladı. Kendinde miydi bu amk. Dipdibeydik ve ben hareket edemiyordum aslında hareket etmek de istemiyordum.

Burnunu boynuma sürttüğünde nefesim tamamen kesilmişti. Resmen geberiyordum şuan. Ya da başka bir şeyler oluyordu.

"Suna" diye mırıldandım kendine gelmesi için çünkü bu iş gittikçe boka sarıyordu. Sesimi duyunca irkildiğini hissettim. Ona döndüğümde benden uzaklaşmıştı. Az önce yaptığı şeyi sanki o yapmamış gibi duruyordu. Gözleri fal taşı gibi açıktı ve kendine şaşırmıştı. Ben üzerimi düzeltirken o hala mal gibi duruyordu. Sonra kafasını iki yana salladı kendine gelmeye çalışıyormuş gibi ve 'pardon' diyerek hızlıca çıktı tuvaletten. Bu sefer ben onun arkasında mal gibi kalmıştım.

   Biraz daha lavaboda durduktan sonra çıktım ve oturduğumuz masaya doğru ilerledim. Sandalyeme oturduğumda bakışlarım Suna'ya kaydı. Asla benim olduğum tarafa bakmıyordu bakışlarını bir yöne sabitlemişti. Anlaşılan hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı. Madem o öyle istiyor ben de öyle davranıcaktım.

"Kalkalım mı artık?" dedi abim bir süre sonra. Onaylayıp ayağa kalktım. Suna da benimle birlikte kalkmıştı.

"Siz arabaya geçin ben hesabı ödeyip geliyorum" dedi abim arabanın anahtarlarını uzatarak. Suna hesabı ödemek için ısrar etse de abim kabul etmedi. Suna da bir dahaki sefere onun ödeyeceğini söyleyip arabaya doğru yürümeye başladı bende onu takip ettim.

   Arabaya geçip oturduğumuzda ikimizde birbirimize bakmıyorduk. Sessizliği bozan Suna oldu.

"Tuvalette yaptığım şey için özür dilerim Ahu. Kendimi kaybetmişim ne yaptığımın farkında bile değildim." dedi mahçup bir şekilde.

"Sorun değil ama bu çok yanlış Suna."

"Biliyorum ama be-" cümlesini abimin gelişiyle kesti ve önüne döndü. Ne diyeceğini bilmiyordum ama şuan aşırı rahatsızdım. Ben bir şey yapmasam bile abime ihanet etmişim gibi hissediyordum. Ve bu his gittikçe artıyordu.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Azıcık ucundan hot bir bölüm oldu yazarken terledim...

Azıcık ucundan hot bir bölüm oldu yazarken terledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     

ABİMİN SEVGİLİSİ (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin