Forelsket | Salih Uçan

🦅32🦅

Derin'den

Neredeyse akşam olmuştu ve Salih'le birlikte ben bir koltukta o diğer koltukta da ben oturmuş televizyon izliyorduk. Daha doğrusu ben izliyordum o da telefonuyla ilgileniyordu.

Bugün doğum günümdü ama o sanırım bunu unutmuştu. Hiç bir şey söylememişti. Bir şey yapmasını beklemiyordum ama en azından bir sarılıp kutlayabilirdi.

İşin garip yanı normalde her sene gecenin on ikisinde mesaj atan ya da arayan Çiçek bile kutlamamıştı. Özel günlere değer veren biri olarak bu beni biraz kırmıştı sanırım.

"Derin'im, ben çok sıkıldım. Hadi dışarı çıkalım."

"Nereye gideceğiz?"

"Bilmem, dolaşırız öyle. Belki bir şeyler içeriz."

"Hiç evden çıkasım yok. Sen git istersen arkadaşlarınla."

"Ben onları her gün görüyorum zaten. Seninle gitmek istiyorum."

"Peki, üzerimi değiştirip geliyorum."

*

"Salih abi! Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk Talya. Bizin rezervasyonumuz vardı."

"Bizim rezervasyonumuz mu vardı?"

Salih bana başını yana eğip bakınca sustum.

"Terasta yer ayırtmıştınız değil mi? Yanlış bilmiyorum?"

"Evet."

"Afra sahne alacaktı bugün. Çok güzel günde gelmişsiniz."

Terasa gelip masamıza oturduğumuzda merakla sordum.

"Afra kim?"

"Buradaki bir şarkıcı. Çok iyi söylüyor. Çok da seviliyor burada."

"Neden daha önce buraya gelmedik ki biz? Çok güzel yere benziyor."

"Çok güzel olduğu doğru ama özel bir günde, özel bir insanla gelmek istemiştim ben. Bu yüzden şimdiye kadar kimseyi getirmedim buraya." Sonra ekledi. "Kendim çok sık geldim tabii orası ayrı."

Unutmamış mıydı yani?

Yeni bir şarkıya geçecek olan Afra gözlerini bize çevirdi ve gülümsedi.

"Bugün aramızda çok değerli misafirlerimiz var. Sizlerin de huzurlarında onlara hoş geldiniz demek istiyorum. Beşiktaş'ımızın futbolcularından çok değerli Salih Uçan ve yine çok değerli çalışanlarından Derin Safir."

Gelen alkışlarla yerin dibine girmek istedim. Bir anda ilgileri üzerimize toplamıştık ve bu garip gelmişti.

"Salih abi ile biz uzun zamandır tanışıyoruz ve benden bu gece söylemem için bir şarkı rica etti. Ben de onu kıramayacağım. Doğum günün kutlu olsun Derin abla."

"Seni daima seveceğim güzelim. İyi ki doğmuşsun ve iyi ki benimlesin. Doğum günün kutlu olsun." Elindeki küçük kutuyu bana uzattı. Bir an kararsız kalmış olsam da merakla kutunun kapağını kaldırdım.

Oldukça zarif bir kolye vardı kutunun içinde.

Gözlerim dolmuştu ve ne diyeceğimi bilemeyerek yüzüne bakıyordum.

"Niye öyle şaşkın şaşkın bakıyorsun? Sence ben senin doğum gününü unutur muyum?"

"Bilmem. Unuttun sanmıştım."

"Ben seninle ilgili hiçbir şeyi unutmam güzelim."

Ayağa kalkıp yanıma geldi ve saçlarımı bir tarafa toplayıp kolyeyi boynuma taktıktan sonra minik bir öpücük bırakıp kalktığı yere geri döndü.

"Teşekkür ederim."

"Hadi yemeğini ye. Daha çok işimiz var."

"Ne işi?"

"Gidince göreceksin."

Heyecanla nasıl yemeğimi yediğimi hatırlamıyorum desem yalan olmaz.

En sonunda tekrar arabaya binmiştik. Ve bu defa kendi evine getirmişti.

"Burada gözlerini bağlamam gerekecek ama merak etme, çok kısa sürecek. Hemen açacağım. Sen şimdi arkanı dön. Beni bekle."

Başımı sallayıp dediğini yaptım.

Geri döndüğünde elinde siyah bir fular vardı. Onunla gözlerimi bağladı ve elimden tutup kapıdan geçmem için yardımcı oldu. Birkaç adım sonra salona geldiğimizi anladım attığım adımlardan. Ve sonunda gözlerimi açtığında karşımda gördüklerimle daha da duygulanmıştım.

Bir sürü uçan balon vardı. Hepsi tavanda sabit duruyordu ve iplerinin ucunda Salih'le, Çiçek'le ve diğer tüm arkadaşlarımla mutlu olduğumuz fotoğraflarımız vardı. Tabi bir de canım arkadaşlarım.

"Hep çok mutlu ol benim bir tanem. Seni çok seviyorum. İyi ki doğdun!"

"Ya ben sizi yerim ama..."

Sıkı sıkıya sarıldık önce Çiçek sonra diğer arkadaşlarımla.

Çok mutlu bir gün geçirdim. Hep böyle olacağını düşünüyordum. Asla kara bulutların gökyüzünü kaplamayacağını sanıyordum...

🖤🤍