I'm a burning fire Chapter 4

Start from the beginning
                                    

"Evet sersem. Lezzetliydi" dedi ve parmağıyla biraz krem şanti aldı " Denemelisin".

Jisung'un gözleri ısrarcıydı. Dudaklarını kendini beğenmiş bir gülümsemeyle birleştirdi ve kaşlarını kaldırdı. Dudağının önünde parmağı krem şantiyle kaplıyken Minho ile alay etti. Minho, Jisung'un parmağına baktı, kararsızlıkla bir nefes verdi. 

Minho Jisung'un elini kendi elleriyle tuttu, havadaki gerginlik elle tutulur derecedeyken Minho dudaklarını Jisung'un parmağının etrafına sardı.

Kapı zili çaldı ve Jisung, Minho'nun dokunuşu derisini yakıyormuş gibi elini itti.

Jisung "Ben bunu bitireceğim, git kapıyı aç" dedi, büyük olan başını salladı.

Minho kapıyı açtığında yanakları kızarıktı ve üç sıcak gülümseme onu karşılamıştı.

Kalbini koruması gerektiğini, onu yakacağından emin olduğu bir ateşle oynamaması gerektiğini kendine hatırlatması gerekiyordu.


....................

Arkadaşlarının ve Jisung'un hemen uyum sağlayacağını düşündüğünde yanılmamıştı. Nefeslerinde alkol ve parmak uçlarında pizzadan gelen sos lekeleri ile gülüyor ve yüksek sesle konuşuyorlardı. Jisung hemen Felix'le anlaşmıştı. Felix, Jisung'un ojeli tırnaklarına övgüde bulunmaktan kendini alamadı, Minho'ya somurttu ve onun da tırnaklarını yapması gerektiğini söyledi. Sanki ikisinin de göbek bağları aynı anda kesilmiş gibiydi. Changbin ve Chan ile de iyi geçinmişti — özellikle yanına oturan Chan ile, Jisung'un yorumlarına durmadan güldüler — çünkü üçü de müzikle ilgileniyordu — farklı şekillerde belki ama sonuçta müzikle ilgileniyorlardı.

Minho büyük bir gülümseme ve içi rahat bir kalple onları izledi. Arkadaşlarının birbirleriyle anlaştıkları görüntüyü seviyordu. 

"Birbirinizle nasıl tanıştınız?" Felix durup dururken, gözlerindeki merak ve çilli yanaklarındaki kızarıklıkla sordu. 

Jisung, "Minho hyung ve ben aynı bir kaç aylığına aynı üniversiteye gittik," diye yanıtladı. Bardağını aldı ve kırmızı şaraptan bir yudum aldı.

"Birkaç ay mı?" Chan sorgularken kaşların çattı.

"Evet, bir sanat üniversitesinde beraber okuduk ama sonra dans etmenin benim asıl yapmak istediğim şey olmadığını anlayınca okulu bıraktım. Bu benim için sadece bir hobiydi" diye cevap verdi Minho omuz silkerek.

Jisung, "Ama yine de üniversitesini değiştirse bile ondan kurtulamadım, adeta sülük gibi üzerime yapıştı" dedi yüzündeki sahte bir üzüntüyle.

Minho açık ağzıyla ona baktı, sarışının söylediklerine inanamadı ve gözlerini Jisung'dan ayırmadan kafasını iki yana salladı — Jisung, Chan ve Felix ile gülüyordu.

"Çay isteyen var mı? Ayrıca Jisung ve benim birlikte pişirdiğimiz cupcake'ler de var." Ellerinden birini Changbin'in beline koyarak konuyu değiştirdi.

Kahve isteyen Jisung hariç hepsi çay istedi. Minho, Changbin ile birlikte mutfağa gidip her şeyi hazırladı.

Changbin boğazını temizledi ve Minho'nun dikkatini kendisine çekti. "Bahsettiğin çoccuk bu mu?" Genç adam suyun kaynamasını beklerken sordu.

Minho iç çekti. Changbin ile ilişkisi diğerlerinden biraz farklıydı. Onlar daha yakındı ve ona bir gece, Changbin'in evinde içtikleri zaman Jisung'a olan duygularını anlatmıştı. 

"Evet, sana bahsettiğim çocuk. Üniversiteden bir arkadaşım." Minho, Jisung bir şey yapmamış gibi görünmek için elinden geleni yaptı ama Changbin çok iyi biliyordu.

I'm a fire and i'll keep your brittle heart warm / MinsungWhere stories live. Discover now