BÖLÜM 20

27.8K 716 400
                                    

   Selam.

    Bu bölümü aslında haftasonu atacaktım ama biraz hastayım. Bu yüzden bir süre bölüm yazmayacağım sanırım, sizi bekletmek istemedim.

    Ben iyileşene kadar da sınır geçilir diye düşünüyorum. Çünkü normalde bölümleri iki günde bir yada her gün dayanamayıp atıyordum.

     Ama bu sefer gerekirse 1 hafta bekleyeceğim sınırın geçilmesini. Artık netim bu konuda. Bende emeklerimin karşılığını almak istiyorum.

    İyi okumalar ballarım ❤️
 

   * **

    Lunapark eğlencemiz bittikten sonra Barbaros arabayla bizi almaya gelmişti.

  Hiç gitmek istemesem de yorulmuştum ve yürüyecek halim kalmamıştı.

   Halsiz halsiz benim için açılan kapıdan içeri girdim ve arabanın yumuşak koltuklarına kendimi attım.

   Bora da yanıma yerleştiğinde Barbaros ilerlemeye başladı.

- " Vogue Restauranta gidiyoruz." dediğinde Barbaros kafasını sallayıp onayladı.

Şaşkınlıkla ona baktığımda midemin gurultusu bana eşlik etti. O ana kadar acıktığımı hiç fark etmesem de şimdi kurtlar gibi aç olduğumu hissettim.

   Bir süre sonra bir restaurantın önünde durduk. Gideceğimiz yere kısa sürede varmıştık. Gene de İstanbul trafiği gözlerimi korkutuyordu.

 
   Barbaros kapımı açacakken Bora onu durdurup kapımı açtı. Elini bana uzatıp çıkmam için yardım etti.

   Arabadan inmek için bir adım atacakken karnıma saplanan sancıyla iki büklüm oldum.

- "Arjin iyi misin? Neyin var?" Bora endişeyle sorduğunda gözlerim arabanın koltuğuna bulaşan kan lekelerine takıldı.

   Baktığım yere bakan Bora daha da endişelenirken Barbaros a seslendi.

-"Barbaros acil hastaneye gidiyoruz, acil!" deyip hızla yanımdan uzaklaşacakken elinden tutup onu durdurdum.

-"Dur Bora! Endişelenme, ben galiba neden olduğunu biliyorum." deyip telefonumu çıkardım.

   Telefonumda yüklü olan 'regl takvimim' uygulamasına girdiğimde tahminlerim doğru çıkmıştı.

Çatık kaşlarla beni izleyen Bora   sakinleştirmek adına konuştum.

-" Sakin ol, birşeyi yok. Özel durum.. yani kızsal." utanarak söylediğim sözlere karşı Bora biraz olsun sakinleşmişti.

   Anlayışla başını salladığında elimin hala elinde olduğunu fark edip hızla çektim.

-" Yani şimdi ne yapacağız?" diye sorduğunda onu bu haline gülmemek elde değildi.

-" Önce bir markette duralım. Almam gerekenleri alayım. Sonra eve geçelim. Birşeyler yiyecek durumda değilim." dedim halsizce.

  Regl olduğum zamanlar midem bulanıyor, canım hiç birşey yemek istemiyordu.

-"Sen direk eve geç. Ben sana lazım olanları alırım." dediğinde gözlerimi büyüttüm.

ARJİN +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin