4.BÖLÜM-TERK EDİLİŞLER

314 154 2
                                    



Sana sarılmak, acını dindirmek istiyorum ama aynı zamanda seni bir uçurumdan atıp çektiğim acıları da hissetmeni istiyorum...



Hayatınızdaki en çok güvendiğiniz, öncelik sırasına koyduğunuz insanların sizi o sırada ilk beşe bile koyamamaları ne kadar değersiz hissettirirdi? Hayatım boyunca yalnızdım. Bu benim seçimimdi. Yine de güvendiğim ya da güvenmesem bile önceliğim olan birkaç kişiye sahiptim. Her zaman yanında olduğunuz, destek olduğunuz insanların en kötü zamanınızda yanınızda olmaması kadar acı veren bir şey olmadığı tecrübesini en tatsız şekilde öğrenmiştim.

Buradaydım, her zamanki gibi yapayalnız.

Memnun muydum? İnsanı, konforu olarak gördüğü cehennem yakar.

Neyse ki geç bile olsa artık gitme vaktimin geldiğini anlamıştım.

Giden mi yoksa kalan mı en çok üzülürdü?

En acı çekenin kalan olduğunu düşünseler de sadece çekip gitmek zorunda kalanlar, acı dolu anıların bir lanet gibi yanında taşındığını bilir.

Yine de çekip gitmek zorunda kaldım. Vazgeçişler hiçbir zaman kolay değildir. Çekip gitmelerim hiç de göründüğü kadar sağlam adımlarla yapılan bir eylem değildi. Tökezlememiş olmam, dizlerimin üzerine düşmemem ayakta kaldığım anlamına gelmiyordu. Diz kapaklarım görünmez morluk ve çiziklerden oluşuyordu.

Kalbimin olduğu yerin sadece bir boşluktan ibaret olduğu söyleniyordu. O zaman göğüs kafesimin altındaki ağrı nereden geliyordu?

Göğsümün üzerinde yatan elimi çalan telefonuma götürdüm. Göz ucuyla kimin aradığına baktım. Telefonun ekranında Deniz'in adını görünce hiç düşünmeden açtım.

"Patron, seni anma töreninden beri göremedik. Nerelerdesin?"

"İşler yolunda mı?" diye sordum içimdeki şüpheyi atmak için. "Kötü bir şey olmadı değil mi?"

Yumuşak ses tonuyla içimi rahatlattı. "Hayır, yok... Sadece seni merak ettim. Ne zaman geleceksin?"

"Yatağımdan çıktığımda."

"Yani durumlar vahim diyorsun," dedi ve neşeli bir ses tonuyla. "Gel de öğle yemeğini birlikte yapalım."

"Klüpte kaç kişi var."

"Bugün iki farklı iş toplantısı var. Farklı şirketler. Bir de konaklama da 3 kişi. Onun dışında her zaman ki üyeler gelip gidiyor."

"Tamam, geleceğim."

"Bekliyorum... Bak, telefonu kapatır kapatmaz hazırlan."

"Tamam, Deniz."

Telefonu kapattıktan sonra koltukta doğruldum. Evime geleli üç gün olmuştu ama evimde bir yabancı yaşıyormuş gibi hissediyordum. Geldiğimden bu yana çok yorgun hissediyordum. Gecelerimi gündüzüme kattığım için salondaki koltukta uyuyakalıyordum. Üstelik içmek ve hazır yiyecek sipariş etmek dışında aktiviteye sahip değildim.

Ayağa kalktığımda belimin ağrısıyla geri oturdum. Kendimi acilen duşa sokmam gerekiyordu. Etrafıma bakındım. Tanıdık gelen bu sessizlik beni çıldırtacak boyuta getirmişti. Tekrardan ayağa kalkmaya çalıştığımda bu sefer başarmıştım. Duşa girmek için hazırlandığım sırada evdeki tüm ışıkların açık olduğunu fark ettim. Hava birkaç gündür o kadar sisli ve karanlıktı ki bunu daha yeni fark etmiş olmamın gayet doğal olduğunu düşünmüştüm.

DİĞER KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin