Bölüm 1.1

28 1 0
                                    


Gözyaşları yanaklarından süzülen Zhao Liangxiang'ın gözleri kızarmıştı. Hastane yatağındaki büyük, sıcak eli tutarken sessizce ağlıyordu.

"Lanxiang, artık küçük değilsin, çocuk gibi ağlama."

Yatakta uzanan adam elini uzatıp kadının kafasına dokunmak için ne kadar çabaladıysa da yeterince güçlü değildi.

Adam yaşlıydı. Yıllarca biriktirdiği yaralar galip gelmiş ve sonunda yatağa düşürmüştü onu. Gençken geçirmiş olduğu 10 yıllık hapishane hayatı ona hasta bir vücut vermişti. Bugüne kadar dayanabilmiş olması bile şanslı olduğunu gösterirdi.

Yaşlı, puslu gözleri sevgiyle yeniden karısına çevrildi. Kendisi kadar yaşlı olmasına rağmen karısı hala çok güzeldi. Narin kaşları gülümsediğinde hilal şeklini alırdı ki o da bunu çok beğenirdi.

"Benim için gülümser misin?"

Zhao Lanxiang hemen gözyaşlarını silip yatakta yatan kocasına isteksizce gülümsedi.

He Songbai huzur ve memnuniyetle gözlerini kapadı.

Zhao Lanxiang elleriyle ağzını kapattı, daha da şiddetli ağlıyor, gözyaşlarını tutamıyordu.

Baştan beri yanlarında duran Sekreter He, altın çerçeveli gözlüğünü çıkartıp adamın burnuna tuttu.

Güçlükle kadını rahatlatmaya çalışarak "Lütfen metin olun Hanımefendi. Eşiniz tüm malvarlığını size bıraktı. Avukat daha sonra sizinle detayları konuşacaktır."

Sekreter He büyük bir hayranlık ve pişmanlıkla yataktaki merhum adama baktı.

İlham verici ve zorluklarla dolu bir hayatı olmuştu adamın. Maddi imkansızlıklarla doğmuş, henüz 19 yaşındayken hapse girmiş ve 10 yıl içerde yatmıştı. Cezasını tamamladıktan sonra çok çalışmış ve sadece 10 yılda kimsenin bilmediği bir çocuktan büyük bir iş adamına dönüşmüştü. Hiçbir tecrübesi olmadan bir sürü deneyimli iş adamına karşı savaşmış bir efsaneydi o.

~~ 

İki sıra gözyaşı aniden düştü Lanxiang'ın yanaklarına. Annesi Feng Lian kızının yüzünü silip alnını ittirip  "Ateşin var diye ağlıyorsun, amma da nazlısın. Eğer baban bu halini görürse seni yine azarlayacak."  dedi.

Zhao Lanxiang gözlerini açıp uzunca bir süre Feng Lian'a baktı.

Feng Lian iç çekip "Kim ömrünün sonuna kadar evlenmeden bekliyor ki? Ben babanı ilk kez düğünümüzde gördüm. Görücü usulüydü yani. Bak şimdi çok iyi anlaşmıyor muyuz?" dedi.

Zhao Lanxiang rüya gördüğünü sanıyordu. Hala kocasını kaybetmenin acısını çekiyordu ve bir süre kendine gelemedi.

İyi ama bu bir rüyaysa neden böylesine kafası karışıktı? Ve neden rüyasında annesinin gençliğini görüyordu ki?

Görmezden gelindiğini fark eden Feng Lian kızının inatçılık ettiğini ve ondan nefret ettiğini sandı. Tekrar kızının alnını ittirip kendisi için neyin iyi olduğunu göremediğini düşündü.

"Sonuçta küçük bir evlilik değil bu. Babanı bu teklifi reddetmeye ikna etmek kolay değil. Adamın babası babanın patronu."

Zhao Lanxiang'ın alnı acıyordu. Sonunda annesinin neyden bahsettiğini anlayıp ayağa fırladı.

Masanın üstünde duran takvimdeki tarihi fark etti, 16 Ağustos 1976'yı gösteriyordu.

Zhao Lanxiang dehşete düşmüş ve uzun bir süre tepki verememişti.

"Anneciğim, lütfen bana yalnız başıma düşünmem için biraz müsaade eder misin?"

Feng Lian 17 yıl boyunca büyüttüğü ve şimdi kendisinden o yumuşak sesiyle izin isteyen narin kızına baktı. İçi cız etti. Ne olursa olsun kızını istemediği bir şeye zorlayamazdı.

Zhao Lanxiang ancak kendine gelebilmişti. Tam 40 yıl öncesine dönmüştü!

40 yıl önce, Jiang Jianjun adında uzun boylu ve soğuk bir adama aşık olmuştu. O zamanlar aklındaki tek şey kendisini bu adama kabul ettirmekti. Doğal olarak ailesinin ayarladığı evliliği reddetmişti.

Tam da bu yıl, sonunda hayallerindeki adamla evlenmeyi başarmıştı.

Fakat maalesef Jiang Jianjun'un kalbi ona ait değildi. Üst üste iki çocuğunu kaybettikten sonra Zhao Lanxiang'ın da kalbi taşlaşmış ve sonunda ondan boşanmıştı.

Zhao Lanxiang sağlığa faydalı şeylerle dolu masaya baktı. Bu zamanlarda Jiang Jianjun yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Bunlar da o iyileşsin diye aldığı ek gıdalardı.

Zhao Lanxiang'ın gözlerinden belli belirsiz bir soğukluk geçti. Şükürler olsun ki olaylar başlamadan öncesine gelmişti. Eğer yarım yıl sonrasına gelmiş olsaydı, tekrar bu şerefsizle uğraşmak zorunda kalacaktı.

Jiang Jianjun onun sadece eski kocasıydı. Onu He Songbai ile tanışma şerefine nail olmadan önce geride bırakmıştı.

Fakat şimdi Jiang Jianjun'la oyalanacak zaman değildi. Hatırladığına göre 2 yıl içinde kocası yanlışlıkla bir adamı öldürüp hapse düşecekti.

Derhal maltlı süt, bal ve süt tozunun yanı sıra birkaç kat kıyafeti çantasına yerleştirdi.

Acele etmeli ve kocasını bulmalıydı.

~~

*Maltlı süt veya malt tozu, maltlı arpa, buğday unu ve buharlaştırılmış tam yağlı süt tozu karışımından yapılan bir yulaf ezmesidir.  

(TR) Bai Fumei in The '70sWhere stories live. Discover now