dos

151 14 11
                                    

dilciler ve gayler

namjoon
ben bu okulu hiç beğenmedim

jimin
niye be

namjoon
neymiş bende gay değil de
hetero tipi varmış ne saçma
ne alaka amk

jungkook
selammm
sınıfım harika
ama bi çocukla kavga ettim

neymiş bende gay değil de
heteto tipi varmış ne alaka amk
↪️
üzülme namjoon sen zaten gay değil sadece dilcisin

seokjin
ilk günden nasıl çocuklarla
kavga ettin

jungkook
ya napim oyunda yeşil
renk giysiyi aldı
yeşil benim kırmızı noktam
biliyorsun hyung

jimin
sınıfta oyun mu oynadın???

namjoon
ne-

jungkook
evt???
ne var bunda

seokjin
beyin şart aga

jimin
katılıyorum hyung

jungkook
arkadaşlar lütfen öğrencilerimle arama girmeyiniz
neyse ben kahve alacağım
haydi baayy

seokjin
bay cnm

jimin
bende bi kahve alayım

namjoon
aynen yoksa uyanamayacağım
( jimin, jungkook ve diğer bir kişi gördü, 8:45)

******

jungkook, elindeki telefonu, küçük sırt çantasına rastgele atıp, okulun kafesine doğru ilerlemeye başladı. sabahları, kahve olmadan ayılması imkansızdı. dersde de sürekli esnemişti, bütün gece bilgisayar oyunu oynamak ile meşgul etmişti, kendini. heyecandan uyuyamayıp, bilgisayar oyunlarına sarmış ve sabah üçe kadar oyun oynamıştı. sadece ve sadece 5 saatlik uykunun üzerineydi. kafeye varıp kendisi için bir kupa dolusu kahve sipariş etmek için görevliye yaklaşırken kapanan gözlerine lanetler okuyordu.

"ben bi' espresso alabilir miyim? büyük bir kupada alabilir miyim, lütfen?" duyduğu ses ile anında kendisine dönen bakışlar, jungkook'u, hemen cevaplamıştı;

"tabii ki, efendim. birazdan hazır olur." küçük bir baş hareketi ile onaylayıp, kapanan gözlerine direnmeye çalışarak beklemeye başladı.

tam olarak, iki dakika sonra kahvesi önüne servis edilmişti. eline aldığı kocaman bir kupa dolusu kahve ile öğretmenler odasına doğru ilerlemeye başladı.

odaya vardığı anda cam kenarında bir köşe bulup, sandalyelerden birini pencerenin önüne çekti ve oturdu. içeriye girdiği anda yağmur başlamıştı. aklından 'çok şanslıyım' diye geçirip küçük bir kıkırtı bıraktı, neredeyse boş odaya. içeriye girdiğinde fark etmişti ki çoğu öğretmen derse girmişti. ikinci saat hiçbir sınıfa dersi yoktu, keyifle dışarıdaki yağmuru izleyerek, kahve içebilirdi. tabi, jungkook öyle düşünüyordu.

parkeden çıkan seslerden, içeriye birinin girdiğini anlamıştı, jungkook, ama kafasını çevirmedi, dışarıyı izlemeye devam etti, kahvesini yudumlayarak.

high school Where stories live. Discover now