Bölüm 141

Mulai dari awal
                                    

Andrew,"Siktir oradan yavşak seni"dedi direkt. "Benden bir yaş küçüksün. Ben otuz sekizsem sen otuz yedi-"

Edward işaret parmağını dudağına yavaşça götürüp,"Şişt."dedi. "sus."

Andrew göz devirdi. "Bilge de yirmi sekiz oldu. Şükür ki. Hep genç kalsa delirirdim."

**

Kaan ve Katherine imam nikahını kıydıkları için Kaan artık rahattı. Katherine keyifle imamın yanından ayrıldıkları vakit,"Artık elimi tutabilir misin yani?"diye sordu.

Kaan durup karısına baktı. Memnuniyetle gülümsedi ve,"Katherine."dedi. Ona yaklaşarak ilk defa tenine rahat ve farklı bir anlamda dokundu. Aşkla.

"Evet."dedi elini tutup dudaklarına götürerek. "Seni çok seviyorum sevgili karıcım."

Katharine utanarak gülümsedi ve,"Sarılalım mı?"diye sordu.

Kaan kollarını iki yana açtı ve önündeki narin zayıf kıza sımsıkı sarıldı.

*

"Kıydınız değil mi?"diye fısıldadı Süleyman genç çifte.

Kaan kafasını salladı.

Süleyman,"Tamam. Lord'a çaktırmayın, kıyameti koparır."dedi ve boğazını temizledi. Koca gülüşü ile,"Katherine, kızım aileye hoş geldin "diyerek kollarını iki yana açtı.

Katherine utanarak adama yaklaştı ve sarıldı. "Hoş buldum efendim."

Genç kız adamdan kopunca, Kaan"Elini öpeyim beyim."diyerek eğildi ve elini öpüp alnına koydu.

"Babam hayatta olsaydı keşke." Diyerek geriye çekildi.
Süleyman,"Allah rahmet eylesin. Osmanlı cayır cayır yanıyor oğlum. Biraz burada durmanız tavsiyemdir. Biz de iki haftaya gideceğiz."

Katharine şaşırdı. "Osmanlı'da mı yaşayacağız? Ama nasıl?"

Kaan ona bakarak,"Duruma göre bakacağız olur mu?"dedi.

Süleyman,"Kaan,"dedi. "Katharine kızıma salona kadar eşlik et sonra yanıma gel bir konuşacağımız var."

*

"Efendim beyim,"dedi Kaan merakla. "Bir yanlış mı yaptım?"

Süleyman güldü,"Yok oğlum, baban rahmetliyi çok severdim, kan kardeşimdir bilirsin," ,öyle bir şey yoktu, Süleyman kimin yerine geçtiyse onunla yapmıştı ne yapmışsa,"Rahmetli yokken sana babalık etmek bana düşer,"

Kaan başını eğdi,"Sağ olasın beyim," babasını özlüyordu. "Fransız harbinden gelemedi babam. Nur içinde yatsın."

"Allah rahmet eylesin. Ve sana vereceğim en mühim tavsiye şu," yürümeye başladı Windsor sarayının malikanesinde. "Gracia de İngiliz. Biliyorsun."
Peşinden ilerleyen Kaan,
"Biliyorum beyim."dedi.

"Ben Gracia nasıl davranıyorsam sen de Katharine kızıma öyle davranacaksın Kaan. Üstüne kuma almayacaksın. Aldığını duyduğum an kırarım o kalın kafanı, "

Kaan gözlerini şaşkınlıkla açtı,"Yok beyim yapmam öyle bir şey."

"Ona değer verecek elini asla kaldırmayacaksın."

Kaan,"Beyim ne dersin sen?"dedi daha da şaşırıp,"Ona elimi kaldıracağıma ölürüm dawha iyi."

Süleyman kafasını salladı. "Bu kız İngiliz. Onlarda boşanma bizim kültürdeki gibi değil. Yapamıyorsan boşa. Kıza da kendine de eziyet etme. Güzel dilli ol. Sev ki sevil. Saygı duy ki saygı gör. Anlıyor musun beni?"

Taş yürekTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang