Taş yürek

Bölüm 135

Bilge,"Bitmeyen gece."diyerek Atilla'yı ona getiren Olivia'dan kucağına aldı ve bahçeye doğru yöneldi.

Atilla, annesinin bu kadar güzel oluşuyla öyle bir etkilenmişti ki şaşkınlıkla, gözünü kırpmadan bakıyordu.

Bilge ona bakan oğluna,"Efendim oğlum?"dedi alayla. "Bir diyeceğin varsa, Ati, nenne, mem, baba dışında bir kelime kullanman ve bana derdini medeni insanlar gibi anlatman lazım oğlum."

Atilla duyduğu kelimeyle aklına gelen düşünceleri ile,"MEM."dedi birden.

Bilge göz devirdi. "Şimdi olmaz, tok olduğunu biliyorum." Bahçeye çıktı.

Atilla,"Mem."dedi tekrar.

Bilge,"Olmaz."dedi. Atilla kaşlarını çattı. "Meeemmmm!!"diye çığlık attı. "Hadi oradan." Dedi Bilge bahçe koltuğuna oturup. Atilla sinirle annesine vurdu. "Lan."dedi Bilge. Oğlunu karşısına oturtup,"Kendine gel Atilla. Anneye vurulur mu?"dedi.

Atilla dudak büktü, Bilge şaşkınlıkla,"Hem suçlu hem güçlü şuna bak ya!"diye çıkışınca Atilla birden hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Bilge göz devirdi,"Atilla,"diyip bebeği kucağına aldı,"Burada mememi açıp sana süt veremem. Herkes görür, manyadın iyice ya!"

Andrew içeride duyduğu bebek sesiyle iki dakika müsade isteyerek yanlarına gitti.

"Ne oldu?"diye sordu oğluyla oturmuş ağlamasını konuşarak çözmeye çalışan karısına. Bilge kafasını kaldırıp gelen kocasına baktı ve "Memeni aç diyor."diyerek somurttu.

Andrew keyiflendi. "Aç sen de."

Bilge meydan okudu, elini göğüslerini kapatan yakasına götürdü ve hafifçe aşağı çekti,"Bak, açarım. Elbise askısız, açmak kolay. Açarım."

Atilla annesinin elini takip ettiğinde açmaya meyillendiğini görünce sakinleşerek annesine atladı ve elini kadının eline götürüp göğsünü açmaya çalıştı.

Andrew gözlerini belerterek öne atıldı. Oğlunu kadının kucağından aldığı gibi havaya atarak,"Lan."dedi. Atilla kıkırdadı. "Ben seni gel, Krallarla tanıştırmalıyım."

Neredeyse koşarak gidince Bilge gülerek ayağa kalktı. Peşlerinden gitti. Salona girdiğinde göz göze geldiği Kendall ile siniri bozuldu.

Norveç Kraliçesi Sonja,"Prenses, sevgiliniz Kral Andrew ile bugün göz göze geldiğinizden bile emin değilim,"dedi yüzündeki imalı ifade ile. "Neden biraz yanına gitmiyorsunuz, bir merhaba diyebilirsiniz karısının yanında bence. Anlatımlara göre yarım akıllının teki belli ki,"

Portekiz Kraliçesi"Sahi,"dedi. "Bu nasıl tutku ya da nasıl bir aşk ki hiç göz göze bile gelmedi biz?"

Atilla Krallar masasına oturtulmasıyla,"Baba?"diye sordu.

İtalya Kralı,"Ne kadar çok size benziyor Kralım,"dedi tombiş bebeğe bakarak.

Norveç Kralı,"Gözlerinin mavisi çok değerli."dedi. "Bizim oralarda bu mavinin tanrının seçilmişlerinde olduğuna inanılır."

Atilla kafasını çevirip konuşan adama baktı ve masadaki hiçbir şeyi önemsemeden ona doğru birden emeklemeye başladı.

Portekiz Kralı,"Şişko bir bebek."dedi keyifle. Atilla kafasını çevirip babasına baktı. Andrew tebessüm etti. Atilla tekrar emekleyerek Portekiz Kralı'nın yanına vardı ve kucağına korkmadan atladı ve kafasına kucağına düşerken bir tane vurdu.

Tüm Krallar bu hareketle kahkahalar atarken Portekiz Kralı Alfonso,"İsa aşkına!"diye şaşkınlıkla kucağına düşen ve sürekli ona vuran çocuğa bağırdı.