Bölüm 41

30.8K 1.6K 129
                                    

Merhabalar efenim! Size ufak bir duyurun var.
Final gelmek üzere. Ama final öncesi şöyle bir sahne görmek istiyorum dediğiniz bir sahne varsa buraya yazınız. Yoksa bir sonraki bölüm finale gidiyoruz.
İyi okumalar!

Ruhsuz bir şekilde ameliyathanenin önünde gelecek haberi bekliyordum. Herkes gibi.

Emir bir ara kendini kaybetse de şimdi daha iyiydi. Kendini çok hırpalamış ve bağırıp çağırmıştı. Daha sonra Çağatay ve Hakan abi onu bir kenara çekip konuşmuştu. Ondan sonra da yere oturup sessizce beklemeye başlamıştı. Arada iç çektiğini duyduğumda anında gözlerim dolsa da kendime hakim olmaya çalışıyordum. Kaç saat olmuştu bilmiyorum. Sadece sessizce bekliyordum.

Ateş, Emir'in yanında ona destek olmak amaçlı oturuyor ve bazen ona ufak tefek sorular sorarak düşünmesini engelliyordu. Deniz, Barış ve Timur sıralı sandalyelere oturmuş yere bakıyor ve tek kelime etmiyorlardı. Çağatay sürekli yürüyor ve komutan olduğunu belli ederek herkese bir seyler yedirip içirmeye çalışıyordu. Hakan abi de onun gibiydi. Sürekli su getirip kendimize gelmemisi sağlıyordu. Ben ise sırtımı duvara yaslamış bir şekilde öylece duruyordum.

Onun canının ne kadar acıdığını biliyordum. O son gülüşünü, acı çekerken ki yüz ifadesini, ailesini emanet ettiğindeki çaresiz sesini, zorla nefes almasını... Hepsi aklımda dolanıp duruyordu. Nabzının düştüğünü ve gözlerinin kaydığını gördükten sonra kendimi tam toparlayamamıştım. O hali gözümün önünden gitmiyordu.

O haliyle Emir'i düşünüp gülümsemeye çalışması... Gözlerim dolduğunda yukarı bakıp derin derin nefes aldım. Bu yaşadığım şeyleri asla unutmayacaktım. Bunları bir daha yaşamamak için savaşacaktım. Şehit vermeyecektim.

Kapı açılıp doktor çıktığında herkes ondan gelecek güzel haberin umudu ile gözlerini ona dikmişti.

"Kurtardık. Askerimiz iyi çok şükür."

Ellerimi yüzüme kapatıp geldiğimden beri tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım. İyiydi. Çok şükür iyiydi.

Vücuduma sarılan kollar ile Çağatay'ın sarıldığını anladım ve biraz daha ona yaslandım.

"Sakin ol. Lütfen sakin ol güzelim."

Ellerimi yüzümden çekip onun beline doladım ve kafamı yeleğin yanına yasladım.

"Bahçeye çıkalım ister misin? Temiz hava al, kendine gel."

Kafamı iki yana salladım ve ondan biraz uzaklaşıp yüzümü sildim. Herkes birbirine sarılıyordu. Emir'in de ağladığını gördüğümde gülümseyerek yanına gittim. Beni görünce hemen sarıldı ve daha da ağlamaya başladı.

"Kurtuldu komutanım. Geri gelecek yanımıza."
"Seninle daha çok kavga edecek konusu vardı herhalde gelecek."

Ne kadar ağlasam da mutluluk göz yaşları olduğu için gülerek konuşmuştum. O da güldü ve geri çekilip yüzünü sildi.

"İyi bir dayak yiyecek benden şerefsiz. Ödüm koptu burada."

Bir çocuk gibi konuştuğunda gülerek elimi saçlarına attım ve dağıttım.

"Hepimiz bunun peşindeyiz merak etme."

••••••

Serkan odaya alındıktan sonra hepimiz de içeri girmiştik. Biraz da zorla. Hala uyuyordu biz de sessizce konuşuyorduk.

"Sen hiçbir şey yemedin güzelim, bir şeyler almamı ister misin?"
"Aç değilim."
"Nasıl aç değilsin Açelya. Hiçbir şey yemedin."
"Çağatay sen de yemedin. Bilmiyorum sanki. Aç değilim işte. Sonra hep beraber yeriz."
"Sevgilim ben..."

Bordonun AşkıWhere stories live. Discover now