Bölüm 13 | Gölgenin Öyküsü

8K 1.1K 370
                                    

Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr



Bu bölüm sürpriz olsun istedim, kısa ama Leo'yu anlattığı için oldukça özel. Hikâyemizin artık alt ismi var, GÖLGENİN ÖYKÜSÜ, ve bu bölüm bununla ilgili ipucu veriyor. Ayrıca yeni kapağımız da çok güzel, aşık oldum, sevgili Ebrar'a emeği için çok teşekkürler🥺 🙏🏻

Daha mı iyisi, size harika bir haberim var. Leo'yu Bul'un neden alt ismi oldu diye sorarsanız, hikâyeyi seri yazmaya karar verdim. 3 kitaplık koca bir serüven düşünüyorum ve aşırı heyecanlıyım! 😍

Desteğiniz ve kurgularım için atan kalbiniz için binlerce sonsuz teşekkürler, sizi çook seviyorum! ❤️


LEO'YU BUL

13. BÖLÜM


GÖLGENİN ÖYKÜSÜ

Kendi saçtığı ışığın farkında olmaz mıydı insan?

Savurduğu saçlarının güneşi andırdığını, gülümsediğinde yaprakların dans ettiğini nasıl fark etmezdi?

Ağladığında hep yağmur yağardı oysa. Komik gelebilir ama fark etmiştim. Onu ne zaman ağlarken görsem gökyüzü hüznünü taşıyor gibi kabarır, bulutlar başına toplanırdı.

Islanarak giderdi eve.

İzlerdim.

Onu takip ederdim.

Yardıma ihtiyacı olur diye belki.

Beni fark eder diye.

Kederinin arasında bir nefes alır ve bana döner diye beklerdim.

Saçlarından su damlardı ama o burnunu çekmeye devam ederdi. Odasının ışığı yanana kadar beklerdim. Sanki yeni eve girmemiş gibi odaya çıkıp penceresini açardı. Derin nefesler alıp, gülme egzersizi yapardı.

O zaman anlardım acısını içine attığını.

İlk önce onu merak etmemle başladı.

Sonra engel olamadığım hüzünle devam etti.

Bulutlar gibi eşlik ettim acı ile kıvranmasına.

Yağmur yağdıramadım ama rüzgâr oluşturmaya çalıştım etrafında. Acısı belki biraz havaya karışır, paylaşmam için bana ulaşır diye.

Daha sonra empati geldi. Nasıl hissettiğini anladım. Acısı benim de kalbimi acıtmaya başladı. Gözyaşları akmasın diye mendil uzatmak istedim. Bir süre sonra mendil de yeterli gelmedi.

Bizzat ben silmek istedim.

Günden güne erimesini,
yanaklarının sevimli kıvrımlarının içe doğru çöküşünü izledim.

Bir süre sonra kıyafetleri bol gelmeye başladı. Daha çok kemer takar oldu. Hırkaları üzerinden dökülüyordu ama o aldırış etmedi.

Ben onu izledim, o ağaçla sohbet etti.

Sonra bir gün, sonunda onunla konuşmaya karar verdim. İtiraf edemezdim belki ama, acısının bir kısmını taşımak için aylarca savaştığımı hissettirebilirdim birazcık. Hem aynı okula gidiyorduk, belki molalarda beni görür ve gülümserdi.

Leo'yu BulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin