1.BÖLÜM-GİRİŞ

831 184 4
                                    




"Önce savaş sonra kazandıkların ve kaybettiklerin için ağla. Savaş bitmeden tek bir gözyaşı bile dökmem... Önce kazandığımı görmem gerek sonrasında kaybettiğim her bir mücadele için gözyaşı dökeceğim."


Denizden gelen soğuk esintiye aldırmadan kendimi pencereden biraz daha sarkıttım. Şafak sökeli bir saat bile olmamıştı ve yine onun sesini duyuyordum... Zihninden geçen düşüncelerinin iki dudağının arasından kaçmaması için kendini o garip ninniyi korkunç bir tınıyla mırıldanmaya zorluyordu. "Ağzını ne kadar sıkı tutarsan seni o kadar çabuk buradan çıkarırlar," demişti beni ilk gördüğünde. "Zihninde geçen düşünceleri bilmek zorunda değiller... Yalan söylüyorlar. Ne kadar çok anlatırsan o kadar çabuk seni çözüp sana yardımcı olacaklarını söyleyecekler... Onlara sakın inanma. Kafanın içindekiler yüzünden seni inandıracaklar. Hasta olduğunu düşüneceksin. Sakın ama sakın kendinden şüphe etme..."

Kapının arkasında konuşan iki kişinin sesini tanımamla birlikte yatağımın içine girmek için hızlı bir hamlede bulundum. Yatağımın içine kıvrılıp gözlerimi kapattım. Hemen ardından kapının açılma sesiyle gözlerimi kırpıştırdım.

"Bir gün senin yüzünden kovulacağımı biliyorsun değil mi?"

Rahat bir nefes alıp gözlerimi açtım. "Sen miydin... Daha demin kapının önünde müdür ile ne konuşuyordun?"

"İlaçlarını almadığını fark etmiş. Seninle konuşmak istiyormuş."

Yatakta belimi dikleştirip ayaklarımı yere doğru sarkıttım. Dağılmış saçlarımı elimle düzeltip omuzlarımın üzerinden ona baktım. "Meral ilaçlarımı içip içmediğimi bizzat kontrol eden sensin. Ona ilaçlarımı içtiğimi söyleyebilirdin."

"Söyledim ama inanmadı. Acilen seni odasına bekliyor."

"Kapımın önüne kadar gelmiş hayvan! İçeriye girip neden sormadı?"

Meral üniformasını koklayıp burnunu kırıştırdı. "Gelseydi de odada ki daha yeni içilmiş sigaranın kokusunu mu alsaydı? Böyle giderse cidden senin yüzünden kovulacağım," dedi sitem ederek. "Yapmam gereken işler var. Sende acele müdürün odasına git."

Meral odadan çıktığında duvara asılı olan aynanın karşısına geçip saçlarımı son kez düzelttim.

Kapının kolunu tuttuğumda benden önce davranan kişi kapıyı açtı. Kapının suratıma çarpmasından kıl payı kurtulmuştum.

Meral şaşkınlıkla, "Seni görmedim," dedi ve gizli bir şey söyleyeceğini belli eden surat ifadesini takınıp kapıyı kapatıp içeriye girdi. "Çok garip... Görüşmekten vazgeçmiş."

"Nasıl yani?" diye sordum.

"Seninki," diye güldü. "O gelmiş... Paçayı yırttın yine."

"Meral o benimki değil, eski bir arkadaşım. Kaç defa daha söyleyeceğim sana!"

Meral yediği azarla beş karış suratını da alıp odayı terk ettiğinde sinirlerime hakim olabilmek adına tekrardan pencerenin önüne geçip koyu mavi denizi izlemeye koyuldum.

Yaşlı kadının ninnisi kulaklarımı doldurduğunda onu daha net görebilmek adına hafifçe pencereden sarktım. Her gün onu dinlemenin bana ölüm gibi geleceğini düşünmüştüm ama artık alışmıştım.

Bugün kırkıncı günümdü. Buradaki her şey bana tanıdık geliyordu. Dışarıdaki her şey benim için yabancıydı. Kırk gün önceki 23 senelik hayatıma daha yabancıydım. Geri dönsem hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Hiçbir şey bıraktığım gibi değildi. Artık oraya geri dönmek istemiyorum.

DİĞER KIZWhere stories live. Discover now