42.BÖLÜM

48 32 0
                                    

Keyifli okumalar🧡

Kim güne camına atılan taşla başlardı ki?
Bu normal bir şey değildi.
Olmamalıydı.
Bizim evimiz, Bahçeli olduğu için içeriye dışardan kimse giremezdi.
Ama şuan camıma taş atıldığına göre bahçede biri var demekti.

Dedem geceleri kapıları kilitler, kontrol eder öyle uyurdu.
Tedbirli bir insandı.
Kapıları kontrol etmeden uyuyacağını düşünmüyorum.

Peki öyleyse şuan bahçede olan kişi kim ise nasıl içeriye girmişti.

Ama eğer o adamlarsa ki başkasıyka da değildi.
Onlar bir yolunu bulurlardı.

Olduğum yerde kımıldamadan duruyordum. Hattâ kıpırdasam ses çıkacak bir şey olacak diye olduğum yerde oturuyordum.

Ama belli ki dışardaki benim gibi düşünmüyordu.

Ayak sesi onu ele vermişti.
Bahçedeki yere düşen yaprakların üzerinde yürüdüğü için ayak seslerini duyabilmiştim.

Sıra sende artık bu sefer sen ben kaçacaksın.

Bu sefer kovalayan ben olacağım.

Ayağa hışımla kalkıp, pencereyi açtım.

Evet ellerim titredi ama artık o ilk başlardaki kumsalı göremeyeceklerdi.

Artık korkmayacaktım çünkü korkarsan bunlar peşimi bırakmayacaktı.

Ve bende hiçbir şey öğrenemeyecektim.

Pencerenin önüne gelip, hiç düşünmeden açtım ve olduğunca hızlı bir şekilde penceren kendimi bahçeye bıraktım.

Pencereden atlayıp bahçeye indiğinde gözlerim onu arıyordu.

Adımlarımı hızlandırdım ve evin arka kısmına doğru yürümeye başladım. Çünkü önce bahçede olsa rahatlıkla görürdüm.

Hattâ koşar adım ilerliyordum. onu kaçırmak istemiyordum.
Bu sefer yüzleşecektik.

Vakit kaybetmeden arka bahçeye ilerlediğini için kendini tebrik etmek istiyordum.

Çünkü karşımdaki manzara duvardan atlamaya çalışan 𝚋𝚒𝚛 𝚊𝚍𝚎𝚝 ü𝚟𝚎𝚢 𝚋𝚊𝚋𝚊𝚖𝚍ı.

Bu sefer o benden kaçıyordu.
Madem beni o kadar çok istiyorsun. İşte buradayım arkanda seni izliyorum 𝙱𝚊𝚋𝚊𝚌ığı𝚖.

Üzerinde siyah bir ceket, altında siyah bir pantolon, başında siyah bir şapka ve siyah bir ayakkabısı vardı.

Belliki bilerek siyah giyinmişti.

Evimiz apartman binası olmadığı için sadece bize aitti.

Diğer adı ile evimiz gecekonduydu.

O yüzden kamera yoktu.

Ama bu adam düşündüğüm kadar da salak değildi.

Kamera ihtimaline göre siyah giyinmişti. Eğer kameralarda görünse dahi eşkaline dair bir şey bulamayacaklardı.

Ama kameralara değil de bana yakalanmıştı.

Daha fazla durup zaman kaybetmemeliydim. Çünkü duvara tırmanmak üzereydi.

Elleri duvarı aşmıştı ama bedeni ise hâlâ aşağıdaydı.

Beni fark etmemişti.
Nefesini  tutarak, izliyordum. Sanki nefesimi dışarı versem beni duyacak gibiydi.

Ellerim birbiri ile buluştu. Avuç içlerim erlemişti. Ama ona rağmen ellerimi ayırmıyordum.
𝙰𝚑 𝚑𝚎𝚢𝚎𝚌𝚊𝚗ı𝚖  𝚟𝚎 𝚔𝚘𝚛𝚔𝚞𝚖 𝚋ı𝚛𝚊𝚔 𝚙𝚎ş𝚒𝚖𝚒!

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now