"Sen söyledin." Dedi. "Sarhoşken."

Bunca zaman biliyor muydu? Neden benimle bu konu hakkında konuşmak istemedi? Beni böyle kabul mü etti?

Elimi tuttuğunda ona baktım. "Balım, seni seviyorum ve bunu hiçbir şey değiştiremez."

Daha yeni ağlamaya son vermemişim gibi tekrardan gözlerim dolmaya başladı. Atlas ise benim kolumdan tutup beni kendine çekerek sıkıca sarıldı. Ona sıkıca sarıldığımda omzunda ağlamaya başladım. Kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Kalbim neden alevlendi? Neden ben ağlarken bir tarafım kahkaha atmak istedi?

Atlas saçımı okşamaya başladığında, ilk defa kendimi bu kadar güvende hissettim. "Sakin ol bebeğim, ben her zaman senin yanında olacağım." Kalbimde kelebekler uçuşurken neden benim istemsizce yüzüme sırıtma yerleşmişti? Kalbim bu sefer cidden yerinden çıkacaktı. Açık kalp ameliyatı kaça mal olur bize?

Atlas gözlerimin içine bakıyordu. Konuşmasa bile bakışları kalbime dokunuyordu. Kalbim sıcaklıyor ve bu his gülümseme olarak yüzüme yansıyordu. Atlas dudağımın kenarını öptü.

"Biliyorsun değil mi?" Kaşlarımı çattım. Neyi biliyordum?

Bana yaklaştığında alt dudağımı ısırdım. Zorlukla yutkundum. Boynumu öptü.

"Bu evde yalnız kalacağız."

Ertesi Gün

"Konuşursa kalbim kırılırmış, sanki kalp bıraktı sik kırığı."

Artık yatarken kafama dayadığım o yastığı sinirle yere attım. Yataktan kalkıp Derin'e baktım. Kafamın dibinde bir oyana bir bu yana geziyordu. Ellerini dua eder gibi açıp durdu. Beddua etmiştim ama susması içindi, çarpılması için değil. Ellerini birden serbest bırakıp ayağını yere vurdu.

"Sen kimsin acaba ya!? Sen kimsin!?" Bağırmasını izlerken birden bana bakması ile kafamı başka tarafa çevirdim. Yalandan öksürerek ayağa kalktım. "Ben kime konuşuyorum acaba!?" Diye bağırınca ona döndüm. Yalandan gülümseyen bir simayı yüzüme yerleştirdim.

Artık bana bağırmasa bile bağırma sesi kulağımda yankılanıyordu. Gözlerimi uykuyla yavaşça kapatıp açtım. "Atlas onlar nerede?" Derin sinirle gözlerini bana dikti. Sanki soru sormadım da anasına küfür ettim. "Odun toplamaya gittiler!" Diye bağırdı, galiba ses tonunu ayarlayamıyordu.

Yalandan öksürdüm. Derin ciddi bakışlarıyla bana bakarken "Neden kavga ettiniz siz?" Diye sordum. Derin yatağa oturup "Barışmak istedi." Dedi. Bunlar neden ayrıldı ki? Yanına oturup saçını okşadım. "Anlatmak ister misin?" Kafasını olumsuz anlamda salladı.

Sinirleri az da olsa gitmişti yine de bana bir şey anlatmak istemiyordu. "Aşağıya inelim mi?" Diye sordum, kafasını onaylarcasına salladı. Aşağıya indiğimizde Atlas onlar da eve geldi. Atlas beni görünce kapının önünde durup sırıtmaya başladı.

"Atlas götünü sikmeden çekil şuradan!"

Çağrı bağırınca gülmeye başladım, Atlas ise kapıdan çekilip Çağrı'nın eve girmesi için ona yol verdi. Çağrı sobanın yanına geçip odunları oraya bıraktı. Atlas bana bakıp sırıtırken "Elindeki odunları bıraksana." Dedim. Atlas yüz ifadesini değişip Çağrı'nın yanına ilerledi. Bana bakarak odunları yere bıraktı. Çağrı çığlık atınca Atlas kafasını eğip Çağrı'nın ayağına gelen odunlara baktı.

Gülmemek için dudağımı ısırırken Çağrı acı içinde küfür ediyordu. Atlas "İyi misin?" Diye sordu, Çağrı sinirle Atlas'a bakınca "İyisin." Dedi Atlas. Ardından benim önüme gelip belimden tutup kendisine çekti. "Çok özledim seni balım." Boynumu öperken gülümsedim.

Konser +18Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ