"Sesini kesecek misin yoksa meydan mı okuyayım? Hem de herkesi çağırıp? Emin ol yapabilirim, Malfoy." Ortamda sessizlik oluştu. Üçü de birbirine bakıyordu. Sanki aralarında sessiz bir anlaşma oluşuyordu. "Peki." diye nefesini verip ayağa kalktı Draco. "Kim?"

"Harry. Senden Harry James Potter ile dansa gitmeni istiyorum."

-----

"NE DEMEK DRACO MALFOY'DAN BENİMLE DANSA GELMESİNİ İSTEDİN?" diye bağırdı Harry yirminciye. Şoktan mental olarak çöküşe geçmiş soruyu tekrarlayıp duruyordu. Gözlerini devirip Harry'e baktı. "Olayı ikinizde dramatikleştiriyorsunuz. Birbiriniz için mükemmel derecede yanlışımsı doğrusunuz. Bak ortak yönleriniz-"

"Gidiyorum ben ya terimlere bak!" Harry sinirle Büyük Salon'dan çıkarken Violet omuz silkip yemeğine devam etti. Bir yandan da Astronomi ödevini yapıyordu. Fred ve George kahkahalarını dindirdiğinde gözlerindeki yaşları sildiler. "Bu fikir bir efsane!" dedi Fred tane tane. "Nereden aklına geldi?"

"Hiç..." dedi tekrar omuz silkerken. Yıldız haritası için bir çizgi daha çekerken. "İkisinin de eşi yoktu ve neden olmasın dedim. İçimden bir his doğru yaptığımı söylüyor."

"İçindeki ses Kehanet odasındaki o tütsüyü fazla koklamış." dedi George. Hala gülmemek için kendini tutuyordu. İkizler Harry ve Draco'yu ormanda görmediği için anlatıp anlatmamak arasında kalmıştı ama dansta herkes öğrenecekti zaten. O anı bilseler ne olur, bilmeseler ne olurdu? Hiçbir şey.

"Ben kime soracağımı hiç bilmiyorum ve Harry için yaptığım müthiş seçimden sonra senden istemeye korkuyorum." Fred bunu diyen George'un sırtına vurdu. "Merak etme, Georgie. Kuş beyinli kardeşimiz Hermione'ye hala sormadı yani birilerine sormak için hala erken." Bu sefer üçü de güldü. "Sana da birilerini bulabilirim." dedi Violet, George'a. Aklına gelen isimin hangisinden hoşlandığını hala çözememişti ama deneyebilirdi değil mi?

"Senin seçimlerinden korkuyorum."

"Korkmana gerek yok." Hufflepuff masasında oturmuş kitap okuyan Hope Foster'i gösterdi. "Bence ona sorabilirsin. Güzel kız, nazik. Kim bilir belki de bir ilişkinin tohumları olur."

"Öyle mi dersin?" dedi kızı süzerek. Beğenmişe benziyordu. "Tamam, ona soracağım." dedi masadan kalkarken. Saçlarını düzeltip Hufflepuff masasına doğru ilerledi. Kızın yanına oturup göz kırptığında Violet gülmemek için kendisini tuttu. Fred'e baktı. "Sana da birilerini bulmalıyız. Angelina'ya sordun mu?"

"Ona Lee sordu ve kabul etti bile." dedi Fred kahvesinden içerken. "Kimse yok gibi bir şey. Cedric olmasa sana sorardım gerçi ben Ron gibi salak mıyım?"

"Öyle denmez. Gitmeyin çocuğun üstüne, daha genç ve toy. İkisi de birbirinden hoşlanıyor ama daha farkında bile değiller bu kolay değil. Bir gün olacaklar diyorum sana." dedi Violet. Bundan emindi, o ikisinin ruh eşleri olduğuna inanıyordu. Tıpkı balodan sonra Harry ve Draco üzerinde karar vereceği gibi. "Kardeşim bu kadar malken olmazlar gibi. İddiasına bile girerim."

Violet tam 'mal' dediği için Fred'e kızacakken para kazanabileceği bir iddia ile takmadı ve gülümsedi. "Ne kadarına?"

"Beş galleon."

"Yuh." dediği zaman Fred işaret parmağını hava da salladı. "Naziklik bitmiş." Gözlerini devirip sıkması için elini uzattı. "Varım." Fred kaşlarını kaldırıp indirdikten sonra elini sıktı. "Tamam öyleyse." Sonra tekrar Büyük Salon'da gözlerini gezdirdi. "Ben kime sorabilirim ki?"

Violet'te salonda gözlerini gezdirdi. "Bir Slytherin olur mu? Daphne'ye-"

"O, Nott ile gidiyor." Violet düşünerek mırıldandı. "Belki bir Ravenclaw? Ne dersin?"

Violet BlackWhere stories live. Discover now