Gelen bildirim sesleriyle gözlerimi açtım. Gözlerim pencereye kaydığında aydınlanan havayla bakışlarımı duvardaki minik saate kaydı. Saat henüz altıydı. Sabahın bu saatinde kim mesaj atıyordu.
Yastığıma başımı tekrar bırakıp üstümdeki pikeyi kafama kadar çektim. Tam tekrar uykunun sevimli kollarına kendimi bırakıyordum ki tekrar gelen bildirim sesiyle dudaklarımı büzüp gözlerimi açmadan yatağın içindeki telefonumu aramaya başladım.
Bir türlü elime değmeyen telefonla ufak çaplı bi kalp krizi geçirsemde pikeyi kaldırınca anında gözüme çarpan telefonla rahatlamıştım. Hep böyle olmaz mıydı zaten. Neye panik ediyorsam sesini duymuştum zaten ama beynim her seferinde heyecan arayan teyzeler gibi panik olmama bayılıyor olmalıydı.
Asker Beyim: Kızım erken uyanamam mesaj at dedin yine uyanmıyosun, arasam mı acaba seni?
Mesajı görmemle anında onun aramasını beklemeden ben aradım. Asker yarime söyleniyordum bide adama gece beni erken uyandır diyen ben değilmişim gibii.
" Alo güzelim" diyen sesi duyunca " güzelin miyim gerçekten" dedim. O muhteşem sesiyle gülünce derin bi iç çektim. Sabah sabah bu ses beni mest ediyordu resmen.
" Güzelimsin tabi hatun" dedi.
" Çok özledim seni" dedim gözüm hazırladığım minik valizime kayarken. Evet onu çok özlediğim için birkaç gün kaçamak yapıp ona kaçacaktım. O gideli neredeyse bir ay olmuştu. Ona bu kadar kısa sürede alışmış olmam başkasına saçma gelebilirdi.
Kuzeye o kadar alışmıştım ki sanki bir ay değil 1 asır geçmiş gibiydi. Onun gelemeceği malum olduğu içinde ben gidiyordum ona.
" Bende seni güzelim, burnumda tütüyosun" deyip güldü " mutfakta gözlerim seni arıyo yanlış anlama hani seni kahve yaparken görmeye alışkın olduğumdan dedi.
Dediğine sırıtıp" demeks sadece kahve yapmamı özledin " dedim yalandan hüzünle" oysa ben daha farklı şeyler de özlemişsindir" dedim sesimin son cümlemde cilveli çıkmasını sağlayarak.
Yutkunma sesi geldiğinde sırıtmam daha da genişledi " Kızıl yemin ederim ellerim karıncalanıyo" dediğinde " sadece ellerin mi" dedim. Bir süre ses gelmeyince "Kuzey?" dedim. " Buradayım güzelim buradayım sadece şu an yanında olamamanın sıkıntısını yaşıyorum" dedi. Dediğine gülümsedim içimi sıcacık ediyordu.
" Ee sen niye erken kalkmak istedin önemli bi işin mi vardı?" dediğinde gözüm saate kaydı artık kalkıp hazırlanmam gerekti tabi onu biraz sinir etmekten zarar gelmezdi.
" Ya canım biz arkadaşlarla erkenden yola çıkıcaktık kısa bi tatil için uyanamam diye senden rica ettim bende" dedim nazlı nazlı. " Bi dakika bi dakika, sen arkadaşlarınla! tatile gidiceksin diye mi bana erken öten kuş muamelesi yaptın" dedi.
Cevap vermemi beklemeden " hem kim bu arkadaşların? Ada bak ben kısıtlamaya karşı bi adamım" dedi sonra sanki tahammül edemiyomuş gibi " ama benim olanada başkalarının bakmasına katlanamam" dedi.
Şu an yanımda olsaydı yanaklarını sıkarak sevmek istiyordum. Bu planımı onun yanına gidince yapmayı kafama not ederek " yok canım merak etme sen kızarla gidicez" dedim bu kadarlık yeterdi şimdilik " neyse tutma beni Kuzey aaa daha hazırlanıcam" dedim.
" Ulan kızıl ne sağından ne solundan gidilir senin, hadi tutmuyorum! seni hazırlan" dedi " ama habersiz bırakma beni" demeyi ihmal etmedi tabi. " tamam tamam hadi öptüm seni görüşürüz asker yarim" dediğimde " görüşürüz kızıl Hatunum bende öptüm" deyince kapattım.
Evet şimdi vakit kavuşma vaktiydi.
~~~~~~
Siz: Kızım hani haber veriyodun sesin soluğun çıkmıyor?
Attığım mesaja tekrar bi göz attım. Onu sıkmak istemiyordum ama bu kadar değer verirken de merak etmemem saçma olurdu. Elimde değildi bi kere.
Yanıma gelen asker " komutanım acemi birliğinde kavga çıktı Hasan Albayım olayla ilgilenmenizi istedi" dediğinde oturduğum banktan kalkıp binaya doğru adımladım. Yeni gelen acemi erler canımı sıkmaya başlamışlardı. Ne demek ki iki günde bir kavga. Verdiğim ceza az geliyordu demek. Belki askeriye çevresinde otuz tur koşarlarsa sıkıntı çıkaracak halleri kalmazdı.
Karşımda mum olan ikinci bölüğe son kez bakıp " cezaları bitene kadar başlarında dur Hamit eğer yavaşlayan olursa 5 tur daha fazla koşacaklar" dediğimde " emredersiniz komutanım" diyen Hamiti onlarla bırakıp binaya doğru ilerledim.
Gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım. Mesaj beklediğim kişidendi ama kesinlikle beklediğim şeklide değildi. Kızıl yine şaka yapıyor olmalıydı.
Kızıl Afetim:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
