14

79 5 0
                                    

III

Hikâyemiz gene Fagin ve ortaklarına dönüyor

Taşradaki yoksullar evinde bunlar olup bitedursun, Mr. Fagin ininde (Nancy'nin gelip Oliver'ı aldığı yer), isi tüten, ölgün bir ateşin başında kara kara düşünmekteydi. Dizinde tuttuğu körükle besbelli ateşi canlandırıp diriltmeye çalışırken derin düşüncelere dalmıştı. Kollarını körüğün üstüne devşirip çenesini başparmaklarına dayamış ve gözlerini, dalgın dalgın ocağın demirlerine dikmişti.

Arkasındaki bir masada Elegeçmez, Charley Bates ve Tom Chitling hararetli bir whist oyununa dalmışlardı. Elegeçmez iki arkadaşına karşı oynuyordu. Sürekli kendine özgü bir zekâyı dışa vuran yüzü, oyunu son derece dikkatle izlediği için daha ilgi çekici olup çıkmıştı. Elegeçmez, Mr. Chitling'in elini hiç gözden kaçırmamaya çalışıyor ve durup durup bakarak kendi oyununu onun elindeki kâğıtlara göre ayarlamak akıllılığını gösteriyordu. Hava soğuk olduğundan şapkası başındaydı. Hoş, Elegeçmez çoğu zaman içerdeyken de şapkayla gezmek alışkanlığındaydı, o başka! Aynı zamanda dişlerinin arasında toprak bir pipo da vardı. Kendisi bunu dişlerinin arasından oldukça kısa süreler için çıkarıp masanın üzerindeki cinli su testisine sokuyor, sonra yine dişlerinin arasına sıkıştırıyordu.

Üstat Bates de oyuna dikkat veriyordu ama becerikli arkadaşından daha heyecanlı bir mizaca sahip olduğundan testiye daha sık başvurduğu ve aynı zamanda birçok şakalar yapıp ipe sapa gelmez sözler söylediği görülebiliyordu ki bütün bunlar bilimsel oynayan bir oyuncuya yakışmayan şeylerdir. Hatta Elegeçmez, aralarındaki içtenliğe sığınarak birkaç kez büyük bir ciddilikle bu yakışıksız tutumlarından dolayı arkadaşının kulağını bükmüştü. Mr. Charley Bates bu eleştirilerin hepsini dostça karşılamış; arkadaşına yalnızca, "Git işine", "Aldırma, cambaza bak" ve buna benzer cuk oturmuş şakalarla yanıt vermişti. Onun böyle taşı gediğine koyuvermesi de Mr. Tom Chitling'in bir hayli hayranlığını kazanmıştı. Adı geçen bu son delikanlıyla ortağı Üstat Bates'in her oyunda yenilmeleri epeyce dikkate değer. Bu durumun Üstat Bates'i kızdıracağı yerde son derece eğlendirmesi de ilginçtir. Çünkü kendisi her elin sonunda makaraları koyveriyor ve ömründe böyle kıyak oyun görmediğine yeminler ediyordu.

"İki per, bir as!" dedi Mr. Chitling yelek cebinden yarım kronçıkararak asık suratla, "Ben senin gibisini görmedim Jack!" dedi. "Her şeyi kazanıyorsun be! Elimizde iyi kâğıtlar olsa bile Charley'yle ben hiç işe yaramıyoruz."

Gayet tasalı bir tavırla söylenen bu sözün ya anlamı ya da anlatım biçimi Charley Bates'in iyice hoşuna gitmiş olsa gerek ki salıverdiği kahkaha Fagin'i dalgınlığından ayılttı ve "Ne oluyor?" diye sormasına neden oldu.

"Aman be Fagin! Ne mi oluyor? Keşke bu oyunu izleyeydin! Tommy Chitling bir puan bile alamadı. Ben Elegeçmez'e karşı onunla eşim."

Yahudi durumu kavradığını belirtmek için sırıtarak, "Evet, evet," dedi. "Vazgeçme Tom! Yine dene şansını."

Mr. Chitling, "Teşekkür ederim Fagin ama bu kadarı bana yetti," diye yanıtladı. "Şu Elegeçmez olacak herifin şansı öyle iyi gidiyor ki karşısında durulmuyor!"

Fagin, "Heh! Heh!" diye güldü. "Elegeçmez'e yetişebilmen için sabahları çok erken kalkman gerekir senin evladım!"

Charley Bates, "Sabah mı?" dedi. "Elegeçmez'e yetişebilmek için çizmeleri geceden ayağa giymek gerek! İki gözünde iki teleskop, arkanda da bir dürbün olmalı!"

Mr. Dawkins bu candan iltifatları gayet çelebi bir tavırla kabul etti ve bir oyun daha önerdi. Ama hazırdakiler yanaşmadılar. Piposu da sönmüş olduğu için Elegeçmez elindeki tebeşir parçasıyla masanın üzerine Newgate Zindanı'nın bir planını çizmeye koyuldu. Bir yandan da kendine özgü tiz bir sesle ıslık çalıyordu.

Oliver TwistWhere stories live. Discover now