2.Bölüm

426 22 35
                                    


    Tahtanın önünde duran adamı izleyen gözler  hayranlıkla ona bakıyordu. Böyle genç bir profösöre pek alışık olduğumuz söylenemezdi. Siyah saçları geriye doğru taranmış, koyu mavi gömleğinin kolları dirseğine kadar kıvrılmıştı. Kravat takmak yerine düğmelerini açık bırakmayı tercih etmişti. Parlak gözler bana doğru döndüğünde bakışlarını birkaç saniyeden fazla sürdürmeden başını çevirdi.

M" Biliyorsunuz ki benden önceki profesör başka bir üniversiteye geçiş yaptığı için okuldan ayrıldı. Yani bu dönemki Olasılık derslerini birlikte işleyeceğiz. "

O, arkasını dönüp tahtayı doldurmaya başlayınca dedikodular başladı.

"Son yılımda aşk böyle mi gelecek yani?"

"Boyu en az 1.80 vardır."

"Teni resmen parlıyor, bu adam cennetten mi geldi?"

Sadece kızların değil, birçok erkeğin de ilgisini çekmişti. Bu adam tam da benim tipimdi ama herkesin ağzının suyunun akmasına neden olan bu adamın kapılması gayet muhtemeldi. Öyle olmasa bile bu yamyamlardan sıra nasıl bana gelebilirdi ki?

Uzun ve sıkıcı bir dersin ardından sınıftan çıktım. 2 dersim yarına ertelendiği için doğrudan eve gidebilirdim. Koridorda yürürken bir anda kolumda bir ağırlık hissettim ve erkekler tuvaletine doğru çekildim.

M"Burada karşılaşacağımız düşünmemiştim.
"
Ne saçmalıyordu bu herif?

M" Beni hatırladığını sanmıştım. Anlaşılan pek aklında kalmamışım."

G"Ah! Üzgünüm, iyi bir hafızam olduğu söylenemez."

M"O gün nasıl hissettiğimi de mi hatırlamıyorsun? "

Hesap mı soruyordu, yoksa üzgün mü hissediyordu pek anlamış değildim.

G" Gerçekten seni hatırlayamadım, hafızam hiç iyi değildir. "

Seni mi? Yaşı küçük diye ona "seni" diye seslenebilir miydim ki?

G"Yani sizi. "

Toparlamaya çalışırken yine bok mu ediyorum acaba?

M" Nasıl hitap ettiğin pek umrumda değil. Açıkçası seni sınıfta görünce afalladım. Bu okulda okuman tabii ki çok normal ama sınıfımda karşılaşacağımızı düşünmemiştim. "

Beni dinlemeyen adam...
İşte şimdi hatırladım.

G" Konuyu bu kadar dramatize edeceğini düşünmemiştim. Bunu burda konuşmak biraz saçma değil mi sence de? "

Tuvalet kabinlerinden çıkan biriyle göz göze geldiğimde kapıya yöneldim.

M" Senden düzgün bir özür bekliyorum. Yetişkin biri olarak babana özür diletmen hoş değildi. "

Kaşlarımı çattım.

G" Sana yemek ısmarlayabilir miyim? Anlaşılan yanlış anladığın pekçok şey var. "

Onu okulun karşısında, sık sık uğradığım restoranta götürdüm. Menüyü karıştırırken ikimiz de sessizdik garson geldiğinde masadan tek bir ses çıktı.

" Orta pişmiş biftek istiyorum. "

Garson gülünce biz de sırıtmak zorunda hissettik. Şükürler olsun ki içeceklerimizi farklı seçtik. Ben kırmızı şarap alırken o beyaz şarabı tercih etmişti.

M" Yanlış anlamaları gidereceğini söylemiştin, değil mi? Seni dinliyorum. "

Kenetlediği ellerini masaya yerleştirdi. Aramızda 5-6 yaş olmasına rağmen kendimi azarlanan küçük bir çocuk gibi hissetmeme neden oluyordu.

Koşmaktan YorulmakWhere stories live. Discover now