"O hikaye orada bitmedi Çınar. Savaş bittikten sonra Ağça, eşi, kızı ve torunları ile dünyaya döndü. Onlar gittikten sonra Lebriz, Caneda'nın bir kızı ve ailesi olduğunu, ve onun dünyaya gittiğini öğrendi...
Dünyaya giderek onların yaşadığı evi buld...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Silay!"
Gözlerini yavaş yavaş araladı. Annesi yine mutfaktan ona bağırıyordu.
"Silay!"
"Kalktım!"
Doğrularak yatağa oturdu. Birkaç saniye boş gözlerle, nereye olduğunu bilmeden baktı. Ayıldığında arkasını dönerek yastığın altındaki telefona uzandı. Açtığında telefonda dün oynadığı oyunun açık kaldığını gördü. Oyundan çıktığın zaman dışarıdan gelen bir ses yüzünden irkilerek telefonu önüne düşürdü. Ters düşen telefonu kaldırdığında telefon galeriye girmişti. Çok fazla fotoğraf çekmediği için burası neredeyse bomboştu.
Galeriden çıkacakken bir fotoğraf dikkatini çekti. Beş ay önce çekilmiş bir fotoğraftı bu. Parmağını düğmeden çekip resme tıkladı. Resmi kendisi çekmişti ancak yanındaki çocuğun kim olduğunu hatırlamıyordu. Birine benziyordu ama kime benzettiğinden de emin değildi.
"Silay!"
Telefonu kapatıp hızlıca yastığın altına geri soktu.
"Geldim anne!"
Battaniyeyi üzerinden çekerek yataktan indi. Banyoda yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa girdi.
"İki saattir çağırıyorum, neredesin sen?"
"Uyandım işte."
Annesinin kızgın bakışlarından kaçmak için masaya otururken annesi çaydanlığı masaya koyuyordu. Dedesi çoktan oturmuş, çayların konmasını bekliyordu. Annesi oturmadan önce çayları koyarken yine söylenmeye başladı.
"O telefonu bir daha gece yanına alma, zararlı. Bir de yastığın altına koyuyorsun."
"Tamam, bir daha almam."
"Önceden de aynı şeyi söyledim ama..."
Çayını önüne alıp kahvaltısını yapmaya başladı. Annesi de söylenmesi bittiği zaman sandalyeye oturdu. Silay kurt gibi açtı ama buluşmaya gideceği için belli bir süre vakti vardı. Olabildiğince hızlı yemeye çalıştı.
